3.2

1.4K 160 28
                                    

* "Bu zamana kadar beni küçük kardeşin gibi koruduğun için teşekkür ederim, hyung.Küçük kardeşin olmak hayatımdaki en güzel şeydi."dedi ve derin bir nefes alarak sesinin titrememesine özen göstermeye çalıştı."Ağabeyim olduğun için teşekkür ederim."

Hoseok, sol tarafının acısını en derinlerinde hissedebiliyordu.Güzel rüyanın sonu ne kadar da çabuk gelmişti.Rüya bittiğinde hayat gerçekleri yüzüne sert bir şekilde çarparken ne kadar acı çektiğini umursamıyordu gencin.Dolan gözlerinden yaş akmasın diye kendini sıkıyor, konuşabilmek adına çabalıyordu.Ne yazık ki ağzı söz dinlemiyordu.Tek bir kelimeyi bırakın tek bir ses bile çıkaramıyordu.

"Son bir şey söylemeyecek misin?"diye sordu küçük olan.Biliyordu söylemeyeceğini, söyleyemeyeceğini.Canı yanıyordu büyüğünün de, biliyordu.Ama artık bu karardan dönmek için çok geçti.Zor da olsa suratına bir gülümseme yerleştirdi ve büyüğü ile göz teması kurdu.

"Sorun değil, hyung.Bir şey söylemek zorunda değilsin."dedi gözlerini silerken.Elini büyüğünün yanağına koymuş ve son bir kez okşamıştı.

"Kendine iyi bak, hyung."

Arkasını dönmüş gidecek iken Hoseok birden kolundan tutmuştu uzun gencin.Büyük olan elini kalbine götürürken konuşmaya başlamıştı.

"Canım yanıyor, Hyungwon."

İkisinin de günün en başından beri içlerinde tuttukları gözyaşları akmaya başlamıştı.Hoseok hıçkırarak ağlıyor, içinden gitmemesi için yalvarıyordu küçüğüne.Hyungwon'un ise sessizce dökülüyordu göz yaşları.Büyüğünün ağlamasını duydukça o da daha çok ağlıyordu.

En sonunda Hoseok elini Hyungwon'un kolundan çekmiş ve yere çökmüştü.Hyungwon derin bir nefes aldı.Özür dilerim, diye geçirdi içinden.Hızlı adımlarla büyük kapıdan içeri girdi, arkasında bir enkaz bırakarak.

...

"Hyung, iyi misin?"

Telaşla yanına gelen Kihyun ona sıkıca sarılmıştı.Hoseok ise hâlâ ağlıyordu.Peşinden gitse bile bunun bir işe yaramayacağını bildiğinden hiçbir şey yapmadan oturuyordu.

"K-kihyun..."Hıçkırmış ve devam etmişti."Ben bir aptalım değil mi?"

Kihyun, arkadaşının sırtını sıvazlarken konuştu."Hayır, sen bir aptal değilsin."

"Ö-öyleyim.Eğer o-onu daha önce fark etseydim b-böyle olmazdı."

Kihyun ona cevap verecek iken Minhyuk ve Changkyun gelmişti.Minhyuk, Kihyun'u ondan ayırarak onun koluna girmiş ve sakince ayağa kaldırmıştı.

"Hadi eve gidelim hyung.İyi değilsin."

Changkyun ise Kihyun'un omzuna elini koymuştu.

"Hayatın adaletinden nefret ediyorum."dedi Kihyun dolan gözlerini silerek."Asla hak etmeyen kişiye mutluluğu, en çok hak edene mutsuzluk veriyor."

"Hepimiz nefret ediyoruz."

"O iyi olacak değil mi Changkyun-ah?"diye sordu Kihyun.Küçük olan başını olumlu anlamda sallayarak büyüğe sarılmıştı.İyi olmasını, zamanla düzeleceğini umuyordu.

Ve o gün Hoseok ile Hyungwon için hayatlarının hatasının başlangıcıydı.*

too late °hyungwonhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin