Bölüm 3 / Küçük Bir Tesadüf

11 1 0
                                    


Kelime sayısı : 2111

×°×°×°×°×°×°×°×°×°×°×°×°×°

Merve büyülenmişçesine ilk mağazanın önünde durdu ve sonra yüzüme bakmadan beni mağazaya çekti. Umutsuz bir şekilde sürüklenmeme göz yumdum.

İşkence saatleri başlasın!

×°×°×°×°×°×°×°×°×°×°×°×°×°

Merve elime birşey tutuşturduğunda son bir umutla ona baktım. Ancak konu alışveriş olunca kişiliğinden hiç taviz vermiyordu.

Biraz sonra ona bön bön baktığımı farketmiş olacak ki

"Bakma şöyle, giy şunları çabuk. Bekliyorum. "

Üşengeç bir şekilde dar kabine girdim. Üstümdeki elbiseyi çıkartırken de bir yandan kabini bu kadar dar yapan şahısa sevgilerimi iletiyordum. Yahu bi insan neden bu kadar dar kabin yapar ki? Hiç mi düşünmüyorlar müşterinin nasıl giyineceğini. Daha kollarımı sağa  sola açamıyordum, kabinin darlığından. Birde burda giyinmemizi bekliyorlardı. Bunları düşünmeyi bırakıp Merve'yi bekletmemek için hızla üstümü çıkardım.

Üşengeç bir şekilde ilk elbiseyi giymeyi başardım. Siyah mini bir elbiseydi ve straplez kesim olması beni çıplak gibi hissettiriyordu. Kalçamın tam altında bitmesi ve oldukça dar olması beni aşırı rahatsız ediyordu. Ayrıca yaşımdan fazla büyük gösterip seksi bile olmuştum!

Kabinin kapısına vurulduğunu anladığımda ağır hareketlerle kapıyı açıp dışarı çıktım.

Merve beni süzüp beğendiğini belli eden mırıltılar çıkardığında ben kafamı sallayıp

"Ben bu elbiseyle hayatta o partiye gitmem. Fazla abartılı bu. Ve ayrıca ucuz sürtükler gibi hissediyorum. "

Merve bana göz devirip

" Ya Alev neresi abartılı? Elbise parlak bile değil mat o mat. Ayrıca sürtük gibi değil havalı gözüküyorsun. "

Merveyi dinlerken izleniyor hissine kapıldım. Bu hissi ne zaman duysam izleniyor olurdum. Canım altıncı hislerim. Ani hareketle sağıma dönünce yirmili yaşlarının ortasına kumral bir adamın beni süzdüğünü farkettim. Üstelik yanında manken gibi  - benim deyimimle taş! - sevgilisi varken!

Adam beni süzerken gözleri bacaklarımda fazlaca oyalanmıştı. Terbiyesiz herif diye içimden söylenirken kendimi kabine attım. Tabiki de Merve'nin dediğini yapıp o elbiseyle kendimi rezil etmeyecektim. Üstelik babamın mızmızlanmasını hiç çekmeyecektim.

Kabinin açık tavanından atılan elbiseler kafama geldiğinde kendimi oha demekten alamadım.

"Kırmızı olanı kesinlikle beğeneceksin. "

Merve'nin bu sözüne göz devirmekle yetindim. Elbiseyi elime aldığımda ise benim tarzıma uygun olabileceğini düşündüm. Bu elbise diğer elbiseye göre daha uzundu. Dizimin bir karış üstünde bitiyordu. Düşük kollarıyla da oldukça rahat ve aynı zamanda da bol kesimdi. Giydim ve dar kabinden çıktım. Gözlerim Merveyi ararken kabinin önünde beni beklememesine cidden sinir olmuştum. Sinirden hızlı hızlı yürürken bir yandan da Merveye sövüyordum. İki dakika beni bekleyip sonra başka elbiseye baksa ölüyordu sanki!

Tam Merveye sövüp hızlı hızlı ilerlerken kaya gibi sert bir şeye toslamamla durmuş, hatta geriye bile yalpalamıştım. Ancak düşmemiştim, düşmemiştim. Çünkü belimdeki el beni sıkı sıkı tutuyordu. Yaşadığım klişeye lanet ederken klişeleri sevmediğimi bir kez daha net bir şekilde anladım.

"Noluyoz be oha! "

Diyip beni saran koldan kurtuldum ve tosladığım kişiye baktım.

Oha, oha, oha!

Muhtaç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin