WG-Chapter 1

162 12 2
                                    

Baloncukların oluşmasıyla cezveyi tüpün üzerinden kaldırdım. Cezvenin kulpundan tutup beyaz fincana boşattım. Beyaz üçgen biçimli merdivenlerden çıkıp odama doğru yol aldım. Çalışma masamın yanında ki büyük pencereye doğru gittim.Bardağımı ahşap beyaz olan masanın üzerine bıraktıktan sonra pencereye yöneldim ve perdenin arkasına geçerek onun çıkmasını bekledim.Hava bugün yağmurluydu.Havaya baktım çoğunlukla siyah bulutlar yer kaplıyordu ve beyaz bulutlar sadece 'ben buradayım , fazla merak etmeyin günün gündüzlüğünü fark ettirmek için buradayım' diye bağrıyorlardı.Tamam mübağalada sınır tanımıyorum ama benim yerimde sizde olsaydınız bu havayı anlatmak için en uygun cümlelerin bu olacağı kanıtına varırdınız. Gözlerim demir çelik kapıya gitti. Ah hadi ama bu Bay Mükemmeliyetin Temsilcisi ne zaman çıkmayı düşünüyor? Geç kalıyorum.Benimde bir işim var vegeç kalınca müdürümüzün azarlarını,iğnelemelerini çekemeyeceğim.Perdeyi hafif çektim ve kendimi gizledim.Parmaklarımı perdenin üzer getirdim ve bitimine doğru götürdüm.Gözlerimi onun görmeyeceği bir şekilde perdenin arkasından çektim ve perdeden biraz daha uzağa gittim.Kapı açıldı ve tüm asaletiyle çıktı.Ama arkasından kapıyı kapatmadı.Gene aynıydı.Siyahlar içindeydi.Tüm asaletiyle. Siyah;Asaletin temsilleyicisidir taşıya bilen taşır.Ve o da en güzel şekilde taşıyordu.Arabasına yürürken siteye ne zaman girdiğini bilmediğim beyaz taksi onun arabasının arkasında ki yerini aldı.Gözlerim kapıdan çıkan sarı saçlı genç kadına kaydı.Siyahın en güzel temsilcisi olan kara melek ona sert bir bakış atıp cebinden büyük bir miktarda para çıkartıp sert bir şekilde genç kadının açık olan eline bıraktı.Ve o arabasına,genç kadın ise taksiye atlayıp gittiler.Kalbimde barındırdığım acıyı gidermek istercesine yutkundum.Bu sadece görüntünün daha fazla bulanıklaşmasına neden oldu.Bir kez daha yutkundum ve bakışlarımı ahşap parkeye diktim.Gözlerimde oluşan bulanıklığı giderdiğim de aşağıya indim ve beyaz antreden siyah çantamı elime aldım.Kapıya gittim ve yanında duran askıdan bana ait olan siyah deri ceketimi omuzlarıma örttüm.Siyah konverslerimi de geçirdim.Ve anahtarlarımı da alıp çıktım.İstikametim olan garaja girdim ve mavi mini cooperıma bindim ve caddeye çıkıp siteden çıktım.Şirketin önüne gelince kendime dikiz aynasından baktığımda şaçlarımı toplamam gerektiği için bileğimde olan tokayı alıp saçlarımı tepeden bağladım.Mavi gözlerimin biraz daha solgun olduğunu fark ettim.Kendime acıyarak bakmayı kestiğimde inmem gerektiğini anladım.Şirkete giriş yaptım ve odama girdim.Bugün toplantı vardı.Şirkete birileri ortak olmak istiyorlarmış.Şirketin daha çok güçlenmesi için kabul edeceğiz.Çünkü ortak olmak isteyenler çok güçlü bir şirketler ve bunu kaçırmayacağımızı biliyorum.Biraz daha oda da boş boş oturduktan sonra çıktım ve arkdaşım Andrea'yı  aramaya koyuldum.Onu bulduğumda zaferle gülümsedim ve yanına gittim.Sıcak çikolatasından bir yudum aldı ve kahverengi içimi ısıtan bakışlarını bana döndürdü. ''Ah Effy.Biraz daha geç kalsaydın Bayan Lee sana gününü gösterirdi bunu biliyorsun değil mi?'' kahverengi gözleri baya bir sinirli olduğunun kanıtıydı.''Geç kalmadım Andrea sen ona bak.Her neyse toplantı ne zaman?'' Bilmem der gibi bir şeyler yaptıktan sonra '' Gel öğreniriz birazdan'' sesi bu sefer sakindi.Ben müdürün yanına gideceğimizi düşünürken onun odasına gelmiştik.''Neden buradayız?Müdürün yanına gidip öğrensek daha kolay olmaz mı?'' bıkkın bir o kadarda sorgulayıcı sesimden rahatsız olmuş olacak ki bana pis pis bakmaya başladı. ''Ben, gel öğreniriz derken müdürden değil benim odamda bekleyip göreceğiz anlamında söyledim benim zeki arkadaşım''  diyip kapıyı açtı ve beni içeri itti.İtişinden dolayı bacağım koltuğun kenarına çarpmıştı.Acıyla inledim ''Senin derdin beni öldürmek mi?Ahhh canım acıyor!'' Bu halim komik gelmiş olacak ki sesli bir kahkaha attı.Bende sesli bir küfür attım.Attığım küfürden dolayı olacak ki daha sesli gülmeye başladı.Elime ilk geçen kalemi ona fırlattım ve ''Gülme lan! Zaten canım burnumda!'' gibi şeyler bağırdım ama o daha çok gülüp ''Ah tamam.Tanrım çok komiktin Eff.'' Kahverengi saçlarını ellerine alıp oynamaya başlarken bunlar çıkmıştı ağzından.''Her neyse birazdan Bay Harris buraya gelir ve bizi toplantıya çağrır.'' bunları derken dudakları titriyordu.Gülme isteğini bastırmaya çalıştığı belliydi.''Andrea sinirlerimi bozuyorsun.Tama istedğin gibi gül tamam mı?'' dediğimde koca bir kahkaha patlattı.Bende ona eşlik edip beraber deli gibi gülmeye başladık.Kapı büyük bir gürültüyle açıldığını görünce kendimizi toparlama gereği duyduk.Hafif bir öksürükten sonra boğazımı temizleyip kapıda ki kişiye gözlerimi çevirdim ve bize gözlüklerin üzerinden sert bir şekilde bakan Bayan Lee'yi buldum.''Kızlar,çabuk toplantıya fazla oyalandınız.'' sert bir şekilde kalçasını döndürüp yürümeye başladı.Gördüğüm çirkin görüntü yüzünden yüzümü buruşturup Andrea baktım.Bakışlarımız aynı aynada olduğu için bulunduğumuz konumun daha komik olduğundan dolayı kıkırdadık.''Hala orada mısınız siz?Çabuk olun!''  Bayan Lee'nin cırtlak sesini duyduğumuz da topuklamamız gerektiğinin farkına varıp,peşinden yürümeye başladık.Toplantının yapılacağı yere geldiğimiz de , yuvarlak kahverengi masanın etrafına yeni yeni şirketin çalışanları oturuyordu.Bön bön bakmayı kesip siyah deri sandalyelerden birine geçip oturdum.Andrea yanıma oturduktan sonra Bayan Lee masaya bir gözünü gezdirdi ve ağzını aralayıp bir şeyler zırvalamaya başladı.''Bakın,bu yeni ortaklar fazla asabi ve gizliler.Henüz onlarla ilgili bir bilgi yok elimiz de tek bildiğimiz,büyük bir miktarda mebla kazandıkları.'' Kafasını kapıya doğru çevirip arkasına bir göz attı ve ''Her neyse,sanırsam geliyorlar.Sadece patron,avukatlar ve müdür konuşacak.Yani ben anlaşıldı mı?'' hepimiz kafamızı bıkkın bir şekilde salladık.''Güzel.''  nefret ediyorum bu kadından yoksa yaşlı mı demeliyim?O da oturduktan sonra hepimiz şu 'Gizli ortakları ' beklemeye koyulduk.

Waiting GameWhere stories live. Discover now