Mırıldanma

3.3K 84 33
                                    


Bu benim yazdığım bir hikaye. Umarım beğenirsiniz.
(Lütfen en alttaki yazıyı okuyun.)

Eski evimizin kirasını ödeyemediğimiz için yeni bir eve taşınmıştık. Bu ev eski evimizden daha güzel ve şirindi. Benim odamdaki pencerenin iç ve dış kilidi vardı. Anahtarını da bütün anahtarlarımı taktığım anahtarlığıma taktım. Bugün sevgililer günü ve biraz önce annem ile babamın bir otelde kalacağı haberini aldım. Anlaşılan evde kardeşim ile ben yalnızdık. Yatağıma uzandım ve gözlerimi kapadım. Birden telefonumun sesiyle irkildim. Mesaj kardeşimdendi.

Melih :
Abla, annem ile babamdan izin aldım. Ben bugün ödev yapmak için okul arkadaşım Can'larda kalacağım.

Off ya daha eşyalar bile yerli yerinde değil. Ve ben bu gece evde yalnızım. Keşke benimde bir bahanem olsa.
Gece oldu ve sütümü içip yatağıma uzandım. Yeni yatağım çok rahattı. Allahtan yatağı yerine koymayı akıl edebilmiştim. Derken içeriden bir tıkırtı duydum. Kolilerdeki bantlardan geldiğini düşünerek umursamadım. Fakat fazla vakit geçmemişti ki dış kapının zorlanıp açılma sesini duydum. Annem ile babam yarından tez gelmezlerdi. Kardeşim de hazır bir bahane bulmuş geri dönmezdi. Merak edip buz gibi soğuk zeminde karanlıkta ilerlemeye başladım. Birden aklıma salondaki koltuğun üzerinde bıraktığım anahtarlığım ve anahtarlarım geldi. İnşallah bulmaz diye dualar ederken anahtarların şıkırdama sesi geldi ve ardından kapıdan kilitlenme sesi. Aman Tanrım. Ayak sesleri duyuyorum. Bir yandan da ürkütücü bir mırıldanma sesi. Bu ses tanıdık değildi. Yavaştan başımı yana kaydırarak ona baktım. Donakaldım. O şeyin iki tane kırmızı boynuzu pörtlek gözleri vardı. Gözleri bembeyazdı. O şeyin üstünde bembeyaz bir gecelik vardı üzerinde de kanlar.
Ve arkasında da kıpkırmızı kanatları vardı. Tırnakları upuzun. Ağzından kan damlıyordu. Hemen odama gittim İyiki odamın anahtarını burda bırakmışım. Hemen odamı kilitledim. Odamdaki bütün kolileri eşyaları sehpayı koltuğu kapının önünde yığdım. Ve telefonuma sarıldım polisi aradım. Bir yerin kırılma sesi gibi bir ses duydum. Ama benim içim rahattı. Kapı kilitliydi. Eşyalar kapının önündeydi ve ayrıca 9. Katta oturuyorduk ve pencere de kilitliydi. Birden sesler kesildi. Gitmişti o şey gitmişti. Kurtulmuştum. Ya da ben öyle sanıyordum. Fakat hiç ses gelmiyordu. Dışarıdan gelen şimşek ve yağmur sesi hariç. Derken arkamdan bir soğuk hava hissettim ardından yağmur damlaları. Ben pencereyi kapatmıştım. Fakat açıktı. Arkamdan duyduğum son şeyler anahtarların şıkırdama sesi ve tanıdık ürkütücü bir mırıldanma.

DÜZENLEME:
Bu Korku Hikâyeleri kitabımı yazmaya başladığımda yaşım küçüktü ve tekrardan baktım da gerçekten okunacak gibi değiller. Kurgulara bir şey demiyorum ancak anlatış biçimim, olayları arkamdan atlı kovalıyormuşçasına hızlı geçişim, hikâyeyi belli bir sona bağlamayışım... Kısacası pek iyi değiller lâkin içim el vermiyor kaldırmaya. O yüzden burada kalacak, nasıl bu kadar okundu bilmiyorum ama umarım daha fazla okunmaz, güzel olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Eğer okumak için geldiysen, yeniysen ve hâlâ dönmüyorsan iyi okumalar dilerim :")

Kısa Korku Hikâyeleri Where stories live. Discover now