İsimsiz/ Bölüm 2

46 6 3
                                    

Ömer'in dediği beni çok çok az düşündürmüştü. Biraz duvara daldım ve içeri hoca girdi. Ders boyunca 'isimsiz' hiç konuşmadı.

----

Okul bittiğinde Hilal'i bizim evde kalması için ikna ettim. İlk önce 'rahatsız etmiyim' gibi konulara girdi ama sonra mükemmel ikna yeteneğim ile onu ikna ettim.

Okul çıkışı birlikte pijamalarını , özel eşyalarını almak için onların evine gittik. Gittiğimizde annesi Mehtap teyzeyi elinden öptüm ve içeri girip hâlini hatrını sordum. O sırada Hilal hazırlamıştı çantasını.

"Görüşürüz Mehtap teyzeciğim. Kendine iyi bak."

" Görüşürüz kızım. Annenlere selam söyle. Geç yatmayın sizde dikkat edin " diyip bolca öpücük attı dudaklarını büzerek. Hilal'de annesine gülümseyerek eliyle *görüşürüz* işareti yaptı.

Yolda bir sürü sohbet ettik. Ömer'dem girip 'isimsizden' çıktık. Sonunda eve gelmiştik.

Apartmanda asansör vardı fakat 2. katta oturduğumuz için kullanma ihtiyacı görmedik.

Kapıyı tıklattık ve annemin açmasını bekledik. Annem kapıyı açtığında tebessüm ile karşıladı bizi. İçeri girmemizi işaret edercesine kapı aralığını daha da genişletti ve "hoşgeldiniz" dedi.

"Hoşbuldum Halime Sultan!" dedim anahtarımı anahtarlığa asarken.

"Hoşbuldum Halime teyzeciğim! Çok özlemişim oh." dedi annemin yanaklarına buse kondururken.

Odama geçip bir sürü dedikodu yaptık. 'İsimsiz' hakkında konuştuk. Ömer'i arayıp işlettik büyük bir küfür mağduru olduk. Böylelikle gece çoktan gelmiş yatmaya hazırlanmıştık. Zaten ilk gün yorgunluğu , yastığa başımı koyar koymaz uyumuştuk.

-----

Sabah ilk uyanan ben oldum. Hilal geldiği için o benim yatağımda yatmıştı. Ben de yer yatağı yatıp uyumuştum.

Alarm sesi ben uyandıktan 2 veya 3 dakika sonra çaldı. Elimle alarm sesini kapattım ve Hilal'i uyandırmak için oturduğum yer yatağından kalktım.

"Hilal! "
Uyanmadı.

"Hilal!"
Uyanmadı.

"Hilaaal! Kalk lan sabah oldu. Okula gideceğiz. Kalk! Kalk! Kalk ulan kalk!" diye bağırdığımda babam içeri daldı. Aynı zamanda Hilal çoktan uyanmıştı.

"Ne bağırıyosun yaa?" dedi hafif kısık sesi ile. Babama baktığımda gömleğini iliklerken bizi duymuş olmalıydı. Üst düğmeleri iliklenmiş göbeğine doğru olan düğmeleri iliklenmemişti. Elinde ki merdane ile kahraman edası ile konuştu.

"Kaldır ellerini ve kızlarımdan elini çek!"

Babamın uyku sersemliğine Hilal'de ben de bir kahkaha patlattık.

"B-baba sakin o-ol" dedim kahkahalarım yüzünden kekelemiştim.

"Kimse yok Erdal amca. Bu salak kızın beni uyandırmak için bütün evi inletti." Hilal'in dediği ile koluna küçük bir cimcik attım gülerek.

"Ha tamam o zaman," derken gözlerini ovuşturuyordu babam. " Annen size börekler çörekler yaptı. Onu da sinirlendirmeden mutfağa gidin" dediğinde aynı anda birbirimize baktık Hilal ile. Sonra bir sırıtış , sonra bir koşuş, mutfağa iki saniyede vardık yemin ederim.

Mutfağa geldiğimizde annem bardaklara meyve suyu koyuyordu. Sabahları genellikle aç olmazdım ama annemin hamurdan yapılan el yemekleri gözüme çok hoş gözükmüş ve ağzıma tıkıştırmıştım aynı şekilde Hilal'de öyle.

İsimsiz / #Wattys2017 Where stories live. Discover now