10.Bölüm

360 107 47
                                    

-İyi okumalar-

Bugün mutlu olduğumuz kişiler ile yarın ne kadar küs kalacağız hiç düşündünüz mü veya düşündüğünüz kadar düşünüldünüz mü?Ne kadar güzel yazıyor olsanız da güzel bişey bir yaşam süremezsiniz bazen .Masam kirliydi ama masanın üzerine kağıt koyup yazdığım şeylerin anlamı çoktu.Çünkü o cümlelerin içinde anlatılan en güzel şey sensin sevgilim.Şuana kadar çok fazla sevgisizlik ile büyüdüm.Ağır darbeler aldım.Aldığım darbelerin acısıyla yeninden tutundum hayata.Büyüdüğüm zaman "sevgi" kelimesinin anlamını öğrendim.Ben sana olan sevgimi insanların sevmediği sevgisiz bir kalp içinde büyüttüm.Gitmek ne kadar da kolay bir eylem öyle değil mi? Gidiyorsun.Arkanda biraz hüzünlü biraz mutlu bir hikâye bırakıyorsun.Eski resimlere açıp bakıyorum.Bakmakla kalmayıp resimlerin arkasına birlikte yazdığımız şeyleri okuyorum.Benim içimde yılların sessizliği var.Bir kadın sizi çok sevdi diye onu üzmeyin veya bir erkek sizi mutlu etti diye terk edip gitmeyin.Kusurları ile sevin.Saatler önce saksıda güneş görmeyen bir çiçek gibi soldu insanların hisleri.Bana özlediğini söyledin ama en çokta nefret ettiğini dile getirdin.Sen bana hâlâ dünyada iyi insanların olduğunu gösterdin.Fotoğraf çekinmeyi sevmiyor değilim.Ama sensiz hiçbir karede olmak istemiyorum.Zaten gözlerimde mutlu olacak kadar iyi değiller eskisi gibi.Mutlu olarak gördüğümüz kaç insan daha hayatımızdan kayıp gidecek?Sana bakışım helede o bakışların.Gülen yüzün ve bir o kadar da beni güldüren o gülüşün.Ağlayışın ve o anda beni ağlatışın.Mutluluk aynı 16 sayfalık hikaye kitapları gibiydi.Kısaydı ama güzeldi.Siz aşk kelimesini sadece 3 harf ile tanıdınız ama ben herkesin anlayabileceği şekilde sözlerim ile açıkladım.Yazmak ile yaşamak aynı değildir.Yazarken hisseder yaşarken ölürsün.Biz aşıklar sigara külü gibiyiz.Ama gün geldiğinde o küllerin içinden yeniden doğacağız.Ben çok insan kaybettim.Belki daha iyilerini kazanmak için belki de gidenlerin değerini anlamak için.Belirsizlik içinde yaşam sürüyoruz.Sürdüğümüz hayatın içinde sürüklenip gidiyoruz.Herşey bir mesaj bir göz göze geliş ile başlar.Sevdiğiniz erkeği gökyüzü olarak düşünün kendinizi ise bir yıldız.Siz olmadan onun gecesi aydınlanmaz.Sevdiğiniz kadını okyanus olarak görün kendinizi ise bir balık.O olmadan olmazsınız.Aşka böyle birşey biri olsa bile diğeri hep eksik kalıyor.Ağlardım ama asla gelip sana konuşamazdım.İçime atıp yaşamaya çalışırdım.Yağmurdan sonra çıkan gökkuşağı gibi renkli değildi hayatım.Sadece yıldızı dahi olmayan bir gökyüzü gibi karanlıktı yaşamım.Ben kendimi bile tanımazdım.Ama seni "16" serilik bir roman gibi ezbere bilirdim.Biz senle aynı şehrin 2 farklı manzarası gibiyiz.Yine gün bitecek yeniden güneş doğacak.Bana beni geri verin ve bu sefer benim hayallerimdeki kişi ile ay yeniden biz için gökyüzünde olsun.Sen benim hayattaki ilk merhabam belkide son vedam olacak elvedamsın.Ben senin kirpiklerini hatta saçlarındaki her bir teli sayıp köprücük kemiklerinden öpmek isterdim.Günler onların olsun ama güneş yine bizim aşkımız için doğsun küçük gözlüm.Zaten bir daha mutlu sabahlara uyanamayacaksak ne anlamı var bir daha gözlerini açmanın sevdiceğim?

Sen 16 YaşındasınWhere stories live. Discover now