-20-

288 29 17
                                    

Yorum atsanız fena olmaz hani :))

--------------------

Jimin başını gökyüzüne kaldırdı ve içi huzur dolarken yıldızları seyretti. Yazın sıcaklığında rahatlatan hafif serin bir rüzgar eserken Jimin o serinlikle titredi ve ellerini kendine sardı.

''Üşüdün mü?''

Bunu sorarken cevabını beklemeden kendi omuzlarında olan ince pike gibi elindeki şeyi yanındakinin omuzlarına bıraktı ve yanına oturdu. Bir müddet öyle sessiz kaldılar. Jimin uzun zamandır sormak istediği soruyu düşündü ve kendini bunu sormaya hazırladı.

''Bana hala neden intihar etmek istediğini anlatmadın..''

Jungkook bu sorudan sonra bir süre daha sessizce gökyüzünü izledi. Ardından iç çekip kafasını yanındakinin oturduğu tarafa çevirmeden konuşmaya başladı.

''Doğduktan sonra ailem beni hastaneye bırakıp gitmişler. Yetimhanede geçti tüm çocukluğum. Yetimhanede yaşayanların temel bir kuralı vardır; sert olman gerekir.Sert olmazsan dışarıda çok ezilirsin. Bu sebeple yetimhanedeki diğer çocuklar sertti. Ama ben utangaç ve çekingen bir çocuktum. Diğer sert çocuklar beni hep ezerdi. Oyunlarına çoğunlukla beni almazlardı, arkadaşım olmazdı. Dışarıda durum bundan daha beterdi tabi. Parkta oynarken birisine ters bir şey yapamazdım. Çünkü onların bana kızabilecek bir aileleri vardı arkalarında. Benimse kimsem yoktu. Ailem olmadığı için bu durum diğer çocuklar için garipti. Anlayamıyorlardı ailesizliği. Çocuk işte. Gerçi bende ailenin olmasını anlayamazdım. Arkanda birilerinin olmasını.. Sana kötü davrananlara karşı koruyan birilerinin olmasını,sana birisinin sarılmasını, birinin sevgi göstermesini...Bilmezdim. Onlar beni dışladı, ben de dışarıda kaldım.Beni hiç aralarına almadılar. Ailem olmadığı gibi arkadaşım da olmadı.18 yaşıma geldiğimde yetimhaneden ayrıldım tabi. Kendi başıma yaşadım ve yalnızlığı daha ağır yaşamaya başladım. Yetimhanede de yalnızdım ama etrafımda hep birileri vardı. Şimdi tek başıma bu evde yaşıyorum. Çok nadir dışarı çıkıyorum. Dediğim gibi bazen kimse kullanmadığı için ismimi bile unutuyorum. Sesimi unutuyorum, hiç konuşmadığım için. Kendi kendime konuşayım diyorum, delirmekten korkuyorum.''

Jimin tek kelime etmeden pür dikkat dinliyordu. Jungkook yutkundu ve başını çevirmeden devam etti.

''Bir gün oturup düşündüm. Niye hayattayım? Kimsenin hayatında bir yerim yok.Adımı bilen yok, beni gören yok. Hiçbir amacım yok. Dünya denen piyeste repliksiz bir rolüm dahi yok. O zaman neden buradayım?Tabi ki cevabı yok.Ben de buna son vermek istedim. Bir kaç kere ölmeyi denedim ama korkum hep üstün geldi ve bir türlü başaramadım. Bir gün tekrar biraz içmek için gittiğim yerde senin numaranı gördüm ve fotoğrafını çekmeye karar verdim. Eve geldiğimde o intihar etme duygusu tekrar içimi doldurdu. Silahımı aldım ve intihar etmeye hazırlandım. Ne yalan söyleyeyim yine korktum. Yaşam bile benim için bu kadar büyük bir boşlukken ölümün daha büyük bir boşluk olmasından korktum. Sonra gözüm sehpanın üzerindeki telefona takıldı ve kumar oynamaya karar verdim.Devamını zaten biliyorsun.''

Jungkook zaten ona bakmakta olan gözlere dönerken Jimin ilk kez bu kadar net görebilmişti Jungkook'un kahverengi gözlerinin arkasındaki dünyayı.Vazgeçmiş, paramparça,umutsuz...Bu sefer Jimin yutkunurken Jungkook sanki gördüklerini farketmişçesine gözlerini kapattı ve devam etti.

''Biliyor musun ben hayatımda hiç ağlamadım.Çocukların ağladığında ailelerinin geldiğini fark ettim.Ağlamak bir çağrıydı, yardım istemekti. Ama benim ağladığımda gelebilecek kimsem yoktu. Yardım edecek kimsem yoktu. Ağlamak benim hakkım değildi. Bende sustum.''

Jimin hemen Jungkook'u kendine çekip sımsıkı sarıldı ve titreyen sesiyle konuştu.

''Ağla, yalvarırım ağla.Ben koşacağım bütün yardım çığlıklarına.Ben seni teselli edeceğim.Ben her şeyin iyi olduğuna inandıracağım seni.Ben sileceğim gözyaşlarını. Ve sonra ben güldüreceğim daha gözyaşların kurumadan.Sen yeterki ağla. Lütfen artık içine atma. Jungkook...Yalvarırım ağla.''

Jungkook bir süre öylece kaldı, sarılmasına bile karşılık vermedi. Sonra kafasını Jimin'in boyun boşluğuna gömdü. Çok geçmeden Jimin omzunda bir ıslaklık hissetti, ardından ise bir hıçkırık. Artık ikisi de hıçkırık sesleri geceyi yararken birbirlerine sarılmış ağlıyorlardı.

-----------------

Çok duygusal bölümdü yaa :( 

Fazla sık bölüm atamıyorum özür dilerim

Okul başlamadan kitaba final vereceğim zaten :))

Birde alttaki fotoda Jimin onu Kook için söylemiyor ama siz öyle hayal edin pliss :)

Hoşçakalın, umut ile kalın...

Hoşçakalın, umut ile kalın

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

(Fotoları alın çünkü çok güzeller <3<3<3)

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

(Fotoları alın çünkü çok güzeller <3<3<3)

Russian Roulette | JikookOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz