Bölüm 10

13.1K 651 134
                                    

Saatler geçtikçe umutları artarak devam etti. Güneş zayıf da olsa hala ışıldıyor, sis kaçışına devam ediyordu. Rüzgar tamamen istirahate çekilmiş, kar taneleri ise başka bir mesainin yolunu tutmuş görünüyordu.

Neva, yıkanmış tabak ve bardakları yerlerine kaldırdıktan sonra dağınık yatağa doğru ilerledi. Demir lavaboda sakal tıraşı ile meşgulken toplama işini bitirmeyi umuyordu. Ancak hızlı bir başlangıçtan sonra anılar tek tek zihnine hücum ederken elleri yavaşladı. Genç kadın çarşaftaki minik kan lekesini fark etmeseydi öylece yatağa dalıp gidecek, belki de genç adama yakalanacaktı.

Telaşla çarşafı toplayıp kendi çantasına tıktı ve yorganı düzeltti. Derin bir oh çekerken genç adam da elinde bir havluyla içeri girmişti.

Genç kadının tedirgin halini gördüğünde tek kaşı sorarcasına havalandı.

"Yatağı düzeltiyordum da.''dedi Neva nefes nefese.

"Hımm...''dedi Demir sadece. Minik havluyu fark etmeden katlamaya başlarken aralarında anlamlı, yoğun bir sessizlik oldu.

Demir, derin bir nefes alırken acilen yeni bir konu aradı. Uyanmaya başlayan bedenini sakinleştirecek zararsız bir şeyler...

Minik bir öksürük yardımıyla sesini ayarlarken "Düşünüyordum da..." dedi. "Buradan çıktığımızda kendimizi şımartacak bir şeyler yapalım. Mesela birkaç gün lüks bir yerde kafa dinleyelim. Ne dersin?''

"Biz mi..?" Genç kadın gerçekten şaşkın görünüyordu.

Demir de şaşırmıştı. "Evet... Neden olmasın?"

Neva tereddütle ellerini ovuşturuyordu. "Hiç aklıma gelmedi. Yani sen ve ben...''

"Ne aklına gelmedi?'' Havluyu yavaşça masaya koyup ellerini ceplerine sokarak ayaklarının üstünde yaylandı genç adam.

"Neva..? Aramızdaki ilişkinin bu kulübede kalacağını mı söylüyorsun şimdi? Yani, hiçbir şey olmamış gibi dönüp gidecek misin? Bu mudur düşündüğün?''

Genç kadın gittikçe irileşen gözlerle genç adama bakıyordu. Yüzü solmuş, dolgun dudakları bir şeyler söylemek istiyormuş gibi aralanmıştı. Ancak Neva'dan bir ses çıkmadı ve sessizlik uzadıkça uzadı.

"Neva...''diye neredeyse tısladı Demir. "Bir şey söyle... Ne olursa olsun.''

Neva yutkunarak genç adama baktı. Ancak şaşkınlık ve öfke dolu bakışların ağırlığına dayanamayarak gözlerini Demir'in arkasına, pencereye doğru çevirdi.

"Aman Allah'ım...''derken sesi boğuldu, gözleri daha da büyüdü.

"Tek söyleyeceğin bu mu yani? Yaşadığımız bunca şeyden sonra...''

"Dışarıda birileri var.''diye soludu Neva.

Demir kaptırmış gidiyordu. "Lafı çevirme şimdi...''diye bağırdı hırsla. Sonra genç kadının ne söylediğinin farkına vardı ve hızla arkasını döndü.

"Aman Allah'ım.''

Kapıya doğru atılıp hızla açarken kahkahası küçük odada yankılanmıştı.

"Selam, Demir...''dedi heyecanlı kalın bir ses. "Bu kadar tatil yeter sanırım, ha?''

"Sen de nerden çıktın böyle?''

İki genç adam hasretle kucaklaştı. "Ee...''dedi Semih hala gülerken. "Sen gelmekte gecikince biz de çocuklarla bir baskın yapalım dedik.''

Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)Where stories live. Discover now