8. Bölüm

13.9K 473 40
                                    

Çok geçmeden küçük prensin çiçeğini daha yakından tanıdım.
                                
                                           ****

Gezegeninde daima başka çiçekler olmuştu. Ama basit çiçeklerdi bunlar ve sabahleyin ortaya çıkar, akşam olunca gözden kaybolurlardı. Pek az yer kaplarlardı, kimseye zararları yoktu. Derken bir gün, nereden geldiği bilinmeyen bir tohum, diğerlerinden çok farklı bir filiz verdi.

Küçük prens önce onu yeni bir tür baobap sandı. Bu yüzden de büyümesini yakından takip etti.

Ama bir süre sonra bitki uzamayı bıraktı ve tomurcuklanmaya başladı. Kocaman bir tomurcuktu bu. Tomurcuğun yeşil
zarının altında olağanüstü güzellikte bir çiçeğin gelişmekte olduğunu hissediyordu küçük prens.

Çiçek tüm renklerini özenle seçiyor, taç yapraklarını tek tek düzenliyor, kusursuz bir giysi meydana getirmek için hazırlıklarını yavaş yavaş tamamlıyordu.

Gelincikler gibi buruşuk olmak istemiyordu.
Onun istediği, güzelliğinin zaferiyle ortaya çıkmaktı.

Gerçekten de çok kibirliydi. Bu gizemli
hazırlıklar günlerce sürdü. Derken bir sabah, güneşin doğuşuyla birlikte çıktı ortaya.
Bunca sıkı ve özenli çalışmanın ardından önce bir esnedi. “ Ah, affedersin. Henüz tam uyanamadım. Saçım başım darmadağınık “ dedi.

Ama küçük prens onun güzelliği karşısında duyduğu hayranlığı gizleyemedi. “ Ah, ne kadar da güzelsin! “

“ Öyleyim değil mi? “dedi çiçek kibarca, “ Üstelik güneşle birlikte doğdum.”

Evet, pek de mütevazı sayılmazdı doğrusu, ama öyle büyüleyiciydi ki! “ Kahvaltı vaktim geldi sanırım, acaba ihtiyaçlarımı karşılayabilir misin? “

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Evet, pek de mütevazı sayılmazdı doğrusu, ama öyle büyüleyiciydi ki! “ Kahvaltı vaktim geldi sanırım, acaba ihtiyaçlarımı karşılayabilir misin? “

Küçük prens düşüncesizliğinden ötürü çok utanmış, hemen koşup bir teneke su getirmişti. Böylece, bu kibirli çiçeğin eziyetleri başlamış oluyordu.

Örneğin bir gün, dört küçük dikenine güvenerek “ Bırak da gelsin şu kaplanlar, onların
pençelerinden korkmuyorum “ demişti.

“ Ama benim gezegenimde hiç kaplan yok ki! Üstelik kaplanlar ot yemezler. “
“ Ama ben bir ot değilim “ demişti çiçek tatlı bir sesle.

“ Ah, lütfen bağışla

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

“ Ah, lütfen bağışla. “

“Kaplanlardan korkmam ama, rüzgardan nefret ederim. Benim için bir korunak bulabilir misin
acaba?"

“Hava akımı çiçekler için korkunç bir şey olmalı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

“Hava akımı çiçekler için korkunç bir şey olmalı.“diye düşündü küçük prens. “Bu çiçek gerçekten de çok karmaşık bir yaratık."

“ Akşama beni cam bir korunakla kapatmanı istiyorum. Burası çok soğuk bir yer. Ve oldukça da rahatsız. Benim geldiğim yerde...”
Aniden susmuştu çiçek.

” Aniden susmuştu çiçek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ama artık çok geçti. Geldiğinde sadece bir tohumdu. Başka dünyalar
hakkında bir şey bilmesine olanak yoktu. Böyle kolay keşfedilecek bir yalana başlarken yakalandığı için canı sıkılmıştı. Küçük prensin kafasını karıştırmak için öksürmeye başladı.

“ Korunağım nerede? “ dedi sonra.

“ Getirecektim, ama benimle konuşuyordun.”

Küçük prensi utandırmak için biraz daha öksürdü çiçek. Ona olan sevgisine ve iyi niyetine rağmen, artık küçük prens çiçekten şüphelenmeye başlamıştı.

Onun anlamsız sözlerini ciddiye almıştı. Sonra
da çok mutsuz olmuştu.Bir gün bana:”Onu hiç dinlememeliydim“ dedi. “İnsan çiçeklere asla inanmamalı. Sadece onları seyretmeli, koklamalı. Benimkinin kokusu gezegenimin her yerine yayılmıştı, ama ben onu nasıl
mutlu edeceğimi bilemedim. Şu kaplan hikayesi de beni çok öfkelendirmişti.“

İçini dökmeye devam etti küçük prens.
“O zamanlar hiçbir şeye aklım ermiyordu. Konuşulanlara değil, yapılanlara önem vermeliydim. O güzel kokusu ve ışıltısı bana iyi gelmişti. Onu hiç terk etmemeliydim. Bana oynadığı oyunlara rağmen yumuşak bir kalbi olduğunu anlamalıydım. Çiçekler çok tutarsız oluyorlar. Ama bak, ben de onu nasıl seveceğimi bilememiştim. O zamanlar çok deneyimsizdim.”

KÜÇÜK PRENS  //TAMAMLANDI//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin