YAŞ 16-İlk gün

51 4 2
                                    


Sabah annemde babamda kafeye kalktığımda inmişlerdi. Kafe demişken bizim şirin mi şirin Sahil kafemizden söz ediyorum. Babam İstanbul 'un gürültüsünden ve trafiğinden çok sıkılmıştı ve oradaki işini bırakıp evi satmıştı. ve şimdi bodrumdayız. Her yerde bembeyaz ve begonvillerle süslü. Bodrum sanki bir cennet ...

Neyse konumuza gelelim. Annem ve babam sabah erkenden kafeye inmişlerdi. Bende okul için hazırlanıp aşağı indim. Kafede bir kişi bile yoktu. Daha yeni taşınmıştık ve pek de fazla kimseyi tanımıyorduk. O yüzden bizim kafemizi tercih ettiren çok kişi yoktu ama zamanla annemin burayı muhteşem bir yer haline getirirdi. Ben bunları düşünürken annemin sesiyle kendime geldim.

"selin sen hala burda mısın okulun ilk gününden geç mi kalacaksın" bi anda saate baktım ve dersin başlamasına 15 dk. Vardı. Okul evin birkaç sokak ötesindeydi. Bisikletle daha hızlı gidebileceğimi düşündüm ve hemen fırlayıp bisikletimi kaptığım gibi okulun yolunu tuttum. Ama geç kalmıştım bravo bana okulun ilk gününden geç kaldım. Hızlıca merdivenlerden buldum çıkıp sınıfımı. Kapıyı tıklattım ve içeri girdim. Öğret menden özür dileyim boş bir yer aramaya koyulmuştum ki

Bir gözlerim onda takılı kaldı. O bir kalbimin atışlarını hayatımda ilk kez hissetmeye başladım. Sanırım Okulun ilk günü âşık olmuştum. Hem de okulun en yakışıklı çocuğuna. (Kim âşık olmazdı ki) Kesin bi sevgilisi vardı. Belki de yoktur. Ama olmasa bile mi bakar mıydı? Neden bakmasın canım?

Sonuçta ben de hiç fena sayılmam. İstanbul'daki okulumda erkekler başımda dörtdönüyodu. Mavi gözlü kızlara bayılıyor anlamıyorum ama bende o kızlardanım işte.

Düşüncelerimden sıyrıldım ve boş bir sıraya oturdum. Yanımdaki kız bir şey söylemeye başladı ama yine de gözlerim ondaydı.

"Selam ben Nazlı. senn..."

"Meraba. Ben Selin "

Nazlı gülümsedi ve "içimden bi ses çok iyi arkadaş olurağımızı söylüyor" dedi

Bende ona gülümsedim ne kadar cana yakın bi kız derken zil çaldı ve herkes çıktı çıktı Nazlıyla bende bahçe çıktık ve konuşmaya başladık Ama ben bir süre önce onu dinlemeyi bırakılmıştım. Çünkü yine o çocuğu görmüştüm sepet sahasındaydı. Nazlı onu dinlemediğimi gördüm ve beni dürttü. "Sen nereye bakıyosun"

"Hiiiiç" demiştim ama ikimizde hiiç olmadığını biliyoduk.

"Hadi ama selin sabahtan Cenk'e bakıyosun işte"

"Cenk mi adı Cenk mi?"

"Evet. Okulun basketbol takımında kendini bişey sanan sırığın teki "

Nazlıyla biraz dolaştıktan sonra sahanın yanındaki banklara oturup maçı seyrettik. Ve o sırada yanımıza bi çocuk geldi.

"Selam" Nazlı ona döndü ve

"Selam Kaan! bak bu Selin"

"Meraba ben Kaan"

"Merhaba"

Biz aramızdaki sohbet ederken yanımızdan bi grup kız alaylı alaylı bize bakarak sahaya doğru ilerledi ve en öndeki sarışın kız Cenk'in boynuna sarıldı...

YAŞ 16Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin