6~"Ya da ruh eşim mi demeliyim?

1.9K 112 65
                                    

James, kendini yorgunlukla Bağıran Baraka'nın zeminine bırakırken, geyik formundan yeni kurtulmuştu. Soluklarını dizginlemeye çalışırken gözleri bir köşede kıvrılmış baygın halde yatan Remus'u buldu. İçini garip bir duygu kapladı. Ona acıyor muydu? Hayır. Onun için endişeleniyor muydu? Tam olarak değil. Bu duygunun bir tarifi yoktu. Bunları düşünürken, gözleri kendi kendine kapandı. O da buna karşı koymaya kalkışmadı zaten.

Ancak bir patırtıyla gözlerini tekrar açtı. "Siktir!" diye inledi Sirius tek ayağının üzerinde zıplarken. Bunu yaparken, az kalsın Peter'ın üstüne düşüyordu. Eliyle duvara dayadı ve dengesini bulup oturdu. James uykulu sesiyle "Merlin aşkına! İki dakika rahat duramaz mısın?" diye sorunca Sirius telaşla ayağa kalkıp dostunun yanına geldi.

"Çatalak? İyi misin? Bunu bana sen mi soruyorsun!" dedi hafif alçak sesle. James eliyle yüzünü kapatırken "Şakanın sırası değil! Uyumak istiyorum." dedi ve onu başından kovdu. Sirius yapmacık bir ağlamayla "Sirius kim ki zaten!" diyip odanın bir köşesine kıvrıldı. James homurdanarak, güzel bir uyku çekmek için tekrar gözlerini kapadı. Uykuya dalmadan önce gözünün önüne Çapulcular'ı ve Lily'yi getirdi. Gülümsedi.

******

Lily, Alice ve Marlene kahvaltı etmek için Büyük Salon'a doğru yol alıyorlardı. 
"Bulanık!" diye bir ses yükseldi arka taraflarından. Lily dönüp bakmamaya kararlıydı. Adımlarını hızlandırdı. "Hey, küçük bulanık! Bizimle yüzleşmeye korkuyor musun yoksa?" dedi kalın bir erkek sesi. Gülüşmeler geldi. Lily ve Alice aynı anda arkalarını döndüler. Aynı çocuk "Ha, şöyle." dedi keyifle.

Lily tıslarcasına "Ne istiyorsunuz?" dedi. "Tabii ki Eric'in yapmaya çalıştığı şeyi istiyoruz." diyince tekrar gülüşmeler etrafı doldurdu. Alice asasını öyle bir hızla onların üstüne doğrulttu ki, Lily ve Marlene bile şaştı. Lily'de asasına uzandı. Ancak Marlene "Yapmayın, değmez." gibi sözler fısıldıyordu.

Slytherin grubundan uğultular yükseldi. "Ah, çok korktum bulanık!" dedi adının Jack olduğunu hatırladığı Slytherinli yapmacık bir sesle. Çocuk, asasını hızla çıkartıp tam bir büyü mırıldanacaktı ki, Çapulcular çıkageldi.

Hepsi ruh gibi görünüyolardı. Ancak bu bir avuç Slytherin'e kafa tutmaları için bir engel değildi. Hepsi, bir hışımla asalarını çıkartıp Jack'e çevirdi. Sirius "Expelliarmus!" diye bağırdı ve Jack'in asası uçarak ona doğru geldi. Sirius yerine asayı James yakaladı.

Jack "Vay vay vay, çakma Black de buralardaymış," dedi sesindeki alaycılığı hiç bozmadan. Sirius "Gerçek bir Black olmak isteyen kim?" diye söylenince Regulus öne çıktı. "Bu kadar düşebileceğini tahmin etmiyordum Sirius." dedi tükürürcesine.

Sirius tam bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki, McGonagall geldi. "Siz burada ne yapıyorsunuz böyle?!" diye bağırdı. Herkes McGonagall'ın görmemesini umarak hızla asalarını indirdi. Ancak çok geçti. Slytherin'lere yapmacık bir şekilde kısa bir gülümseme yolladı ve Gryffindor'lara döndü. "İki dakika rahat duramaz mısınız siz?" diye tısladı sinirle. Diğerleri susarken, Lily olayı açıklamak için ağzını açtı ancak McGonagall onu susturdu. "Siz benim odama gelin." dedi Gryffindor'lara. Ve Slytherin'lere döndü. "Sizinle de Profesör Slughorn ilgilenecek." Tekrar yapmacık bir şekilde gülümsedi ve olay yerinden ayrıldı.

James, Jack'in asasını ona doğru attı ve hep beraber McGonagall'ın odasına doğru yol aldılar. Marlene, Alice ve Lily'yi azarlıyordu. "Size asalarınızı çıkartmamanızı söylemiştim! Ne diye onlarla muhatap oldunuz ki!" Alice susmayı tercih ediyordu ancak Lily daha fazla dayanamadı. "Bende ceza almaya meraklı değilim Marlene! Ancak insan her gün ölüm tehditleri alınca sinirlenebiliyor tabi!" diye bağırdı.

ÇapulcularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin