21-Sevgili Falan Mısınız?

1.8K 124 465
                                    


MEDYADAKİ KAPAK GÜZEL Mİ, BEĞENDİYSENİZ ONU KULLANACAĞIM EHEHEHEH.


VE BU ARADA LÜTFEN OKUYAN HERKES OY VERMEYE ÇALIŞSIN ÇÜNKÜ ÖHÖM OYLAR ÇOK DÜŞTÜ:((((



Hermione ve Draco, sarılı bir halde otururken, arkadan gelip ikisinin kafasına hafifçe vuran Pansy'yle, romantiklik bozulmuş, ikisi de kimin vurduğuna bakmak için arkalarını dönmeye çalışırken, kaşları çatıktı. Pansy'nin muzipçe sırıtan yüzünü gördüklerinde kısaca bakıştılar ve kafalarını salladıktan sonra, hızla ayağa kalkarak siyah saçlı kızı kovalamaya başladılar. Kahkahaları, etrafta yankılanıyordu ve Hermione de, Pansy de Draco'yu ilk defa böyle gülerken gördüklerini fark etmişlerdi.

"Parkinson," diye seslendi Draco arkasından koşarken. "Hemen buraya gel!"

Draco'nun bağırışının ardından, Pansy olduğu yerde durdu, kollarını iki yana açtı ve, "Ceza almak istiyorsanız, istediğinizi yapabilirsiniz, gençler!" dedi seslice. Draco da, Hermione de onun söylediklerine gülerken, Pansy'nin arkasından sarılan kişiyle ikisinin de ağızları bir karış açıldı.

"Ron?!"

"Weasley?!" Draco ve Hermione'nin aynı anda aynı hareketleri yapması veya aynı şeyleri söylemesi sinir bozucu olmaya başlarken, "Granger, bana mı özeniyorsun?" dedi genç adam sırıtarak.

"Kapa çeneni, Malfoy. Burada başka bir şeyler oluyor." diye yanıt vermeksizin konuşan Hermione, gözlerini Ron ve Pansy arasında gezdirirken. "Siz," dedi anlam vermeye çalışan yüz ifadesini takınırken. "Sevgili falan mısınız?" sorusunu yönelttiği sırada, iki genç birbirine bakıp gülümsedi. Birbirlerinden uzaklaşırken, Ron bir elini ensesine attı ve "Şey... Evet." dedi sessizce. Hermione koşarak ona doğru gitti ve omzuna vurdu sertçe.

"Ve benim bundan anca haberim oluyor öyle mi, Ronald Bilius Weasley?" dedi kahkaha atmadan önce. Ron'un kötü tepki almaktan korkar ifadesi, gülümseyen haline geçince, "Beni korkuttun. Kızdığını sandım." dedi.

"Pansy'nin iyi biri olduğunu biliyorum... Sanırım?" diye konuştu ona karşılık Hermione. Pansy kaşlarını çattığında "Şaka yapıyorum." dedi gülerek. O sırada omzundan sarılan kolları hissedince dudakları yavaşça yukarı kıvrıldı. Draco'nun omzundaki elini tuttu ve başını ona çevirdi.

"Arkadaşlarımız birbiriyle anlaşamayacak diye o kadar korkmuştum ki," derken, bakışlarını tekrar onlara çevirdi. "Ama bakıyorum ki, onlar bizden önce yakınlaşmış bile." diye devam ettirdi sözlerini. İkisine göz kırparken, Draco'yu kolundan çekiştirmeye başladı.

"Sonra görüşürüz, çocuklar. Sizi shipliyorum." oradan uzaklaşırken ve söylediklerini kimse anlamazken, gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Çenesine dokunan parmakları hissettiğinde dudaklarını serbest bıraktı ve Draco'nun başını kendine çevirmesine izin verdi.

"Şu hareketi yapma," dedi dudaklarına bakarken. Hermione onun gözlerine bakıyordu ve Draco'nun kast ettiği hareketi anlamamıştı. "Dudakların, onları birbirine bastırma, Hermione." diye fısıldadı bu sefer. Hermione, neden böyle dediğini anladığında kızararak önüne döndü ve konuyu kapatmak istercesine onu kolundan çekiştirmeye devam etti. Boğazını temizleyerek konuşmaya başladı. "Evet, Malfoy. Bu kadar konuşma yeter. Derse gitmemiz lazım."

"Herm, bir derse de girmesen olmaz mı?" dedi olduğu yerde durup, onun da durmasını sağlarken. Hermione, ona 'sen ciddi misin?' der gibi bakmaya başlayınca gözlerini devirdi ve "Peki." diyerek onun peşinden gitmeye devam etti.


--


"Harry, sen..." dedi Ginny Weasley gözleri ağlamaktan şişmiş bir durumdayken. "Senden bunu beklemezdim." diye sesinin alçalmasına engel olamadan devam etti. Harry ona doğru yürüyüp elini omzuna koymaya çalışırken, "Ginny, dinle." demişti.

please don't cry [dramione]Where stories live. Discover now