Okuldan beni almaya gelen Mehmet amcaya beni beklemesini söyleyip üst kattaki odama çıktım.Yolda gelirken babam beni birileriyle tanıştırmak istediği için her zaman yemek yediğimiz sahil kenarındaki şirin restoranta gelmemi söyledi.
Dolabın önüne geçip ilk önce okul formalarımdan kurtulup üzerime kısa göbeğimi açıkta bırakan siyah renk desenleri ise çiçekli olan önünden fermuar geçen büstiyerimi ve krem rengi mini tülden uçuş uçuş olan eteğimi alıp giydim.
Ayakkabı olarak büstiyerin desenlerindeki su yeşili rengi gibi olan topuklu ayakkabılarımı giydim.Saçlarım açık olduğu için belime kadar uzun olduklarından dolayı pek bir şey yapmadım kumral rengi olan saçlarımın avantajlarından birisi daha !! Gözlerime eyeliner çekip son kez aynada kendime baktım.
Bu sıkıcı iş yemekleri ve tanıştırma faslarına neden bende dahil olduğumu bir türlü anlamış değilim.Tekrar ve tekrar.Sıkıcı yemeğe gitmek için alt kata indim.Kapıdan çıkıp beni bekleyen siyah audi arabaya atladım.Benim hiç bir zaman dinlemeye doymadığım ama Mehmet amcanın pek sevmediği müziği açmasını rica ettim
-''Mehmet amca benimkini açsana '' dedim şirin bi gülümsemeyle.Mehmet amca dikiz aynasından bana bakıp gülümsedi ve kafasını onaylar bi şekilde aşağı yukarı salladı.Arabanın müzik çalarından Little mix'in -Little me şarkısının sesi duyulunca ister istemez rahatlamaya başladım.
Kısa süren araba yolculuğundan sonra sahil kenarına gelmiştik.Arabadan inip restorantın giriş kapısına doğru ilerledim.Her zaman geldiğimiz bu yeri seviyordum ama sadece babamla gelince.
Normalde 4 kat olan bu yerin en alt katında sahilde kumların üstünde olan masaları bizim gibi herkes sevdiği için biraz kalabalık olurlardı.
Kapıdan içeri girince beni süzen erkekleri umursamayıp asansöre doğru geçip çağırma düğmesine bastım.
Geldiğini haber veren sesle birlikte kapı açılınca bende içine girip en alt katın tuşuna bastım .Kapı tam kapanacağı sırada arada gördüğüm el kapıyı tekrar açınca içeri giren uzun boylu ben burdayım diye belli eden kaslarıyla birlikte bir adet taş gördüm.Gözlerimle onu süzerken o da beni süzüyordu.En son gözlerimiz buluşunca belediyenin kapatmayı unuttuğu çukur gibi olan gamzeleriyle bana gülümseyip yanımdaki yerini aldı.Bende tebessüm edip kafamı eğdim.
Giydiği beyaz V yakalı tişörtü ve açık renk yırtık kotuyla buraya ait olmadığını belli ediyordu.Ama bu yakışıklılıkla onu içeri almayan ölsün.
Asansör alt kata geldiğinde kapı açılırken geri çekilip benim geçmemi sağladı ona gülümseyip önden yürümeye başladım.
Babamla her zaman oturduğumuz yere doğru giderken nedense onun beni takip ettiği gibi hisse kapıldım.Başımı hafifçe arkaya çevirince tahminlerimde yanılmadığımı gördüm.Uzun boyuyla benim arkamdan geliyordu.Aynı hızla kafamı önüme çevirince ayağa kalkmış beni bekleyen babama doğru yürüdüm.Gidip ona sarıldım.
-" Nasılsın babacım "diyip ayrıldım ondan.O sırada masa da oturanları fark ettim.Kumral teni ve kahverengi saçlarıyla güzel giyimli bi kadını ve yanında , beyaz renkli gömleği ve vizon renkli pantolon giymiş olan bi adam vardı.Onlara doğru dönüp gülümserken babam
-"Tatlım bu bey ve bayan benim yakın arkadaşlarım ve inşallah yakında ortağım olacak kişiler." dedi gülerek ve devam etti
-" Kemal ve eşi Sevim " diyerek -" Ve benim güzel kızım Derin " diye beni de tanıttıktan sonra onlarla el sıkışırken yanımızda asansördeki çocuk belirdi.Ben şaşırmış halimle ona bakarken Kemal bey araya girdi ve bu şaşkınlığımızı giderecek olan cümleyi kurdu
YOU ARE READING
O adamı seviyorum ! ( Düzenleniyor )
ChickLit" Gülüşüne aşık olduğum kız 'benim minik dünyam olur musun ?' "... Ateş&Derin Hiç bir aşk sonsuz değildir. 2.kitap "O.A.S (Hissiz ) " 3.kitap "Yasak (O.A.S)"
