Kor ve Uyanış

18 4 0
                                    

Sırat-ı Müstakimi ne vakit unuttun?
Yüreğindeki aşk ateşi ne vakit böyle cansız,
Böylesine kuru bir saman alevine döndü?
Bilmez misin aşkı bulmak
Çölde lâleyle rastlaşmak kadar beyhude?
Aşktan geçmekse, gözlerini kapatmak vakti kadar kısadır.
Malayani sevdalar mı kirletti ruhunu?
Ondan mı gönlün de gözlerin de aynı ağıdı yakar?
Bir su misali değil midir aslında gönül de göz de?
Gözler gönlün aynasıdır lâkin
Öyle bir an gelir ki kelimeler düğümlenir boğazda,
Hiçlikte mum ışığıyla yolunu bulmaya çalışırsın,
Bitap düşüp pes etmiştir artık gözlerindeki yaşlar da.
Gülersin, sanarlar ki çok mesutsun.
Bilmezler ki ne fırtınalarla savaşır bu yürek.
Tam her şey bitti dediğin an,
Uzaklardan bir dost meclisi görünür,
O'nun selamını sana getiren.
Üzülme derler, ya Rasulullah burada.
O vakit omzunda bir el hissedersin
Rasulullah'ın o mübarek elinin olmasını dilersin
Maşuklar meclisi sarmıştır etrafını.
Senin bir an dahi nefsinle, kendinle yalnız kalmamana vesile olan.
Nihayetinde mesutsundur artık.
Çünkü Rabb'in unutmamıştır seni,
O Rabb ki, sana hiç bilmediğin yolları yürüten,
O Rabb ki, karanlıklarını aydınlığa çeviren!
O Rabb ki seni sakınan, sana merhamet eden, seni seven!
O'na dost olabilmekten,
Maşuklar meclisinde vazifeni daim kılmaktan
Ab-ı hayatı düşleyen bir sarhoş olmaktan gayrı
Var mıdır bir gayen artık?

DEHLİZİN ARDINDA..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin