1.Bölüm

14 1 0
                                    

Bir gece karanlığında düştü aklıma, zihnimde aslı astarı olmayan bu düşüncelerimin iplerinin ucuna bağlanmış çaresiz kelimelerim, tutunacak en ufak dalları bile yoktu, soğuktu zihnim, bir boşluk, bir vazgeçiş merdiveninde tükeniş.

Elimde kalemim, masada kağıdım, bir boş fincan, birde düşüncelerim vardı, zifiri karanlıkta, yazmak yazabilmek için, çabalamaktan öte heveslerim vardı, azı gitti çoğu kaldı bu gecede.

Dokunmak istediğim, çırpınarak ulaşmaya çalıştığım, kelimelerin ucu benim zihnime dayanıyordu. Her insan düşünürdü ama ben çok farklıydım. Düşünmekten öte aklımın fazlasını kullanmak için çırpınıyordum. Adeta bu yarım kalan zihnimde oluşturamadığım bir akım vardı, beni benden alan, beni bana getiren.

Kendi düşüncelerimden beni sıyıran çıktığım yol vardı, merdivenin basamakları güvenilir değildi. Ben tehlikeli olan o yola yinede çıktım, yinede o tehlikeli denen tüm basamakları teker teker tırmandım. Kendimi kaybettiğim oldu aralarda ama yolumdan hiç vazgeçmedim. Bir tükeniş içinde olan zihnimi acılarımla besledim. Zihnim boş bir duvardı ve o duvarı zamanla şekillendiren ben vardım.

Merdivenler yorucuydu hele ki sen bu işte yeteri kadar usta değilsen çıkarken aksattığımız yerlerde oldu atladığımızda ama oraya çıktık merdivenin sonunda acılarla beslediğim zihnim vardı.

Her insan aklının yüzde üçünü kullanıyor diyorlardı oysa ben yüzde beşini kullanıyordum.

Profösörün sözlerini dinlerken ne kadar sıkıldığımı fark ettim, beni anlamıyorlardı anlayamacaklardı.

Ben boş kalmayı ve durmayı seven bir insan değildim, o yüzdendir ki hep birşeylerle uğraşırdım.

"Ah Alex dostum iyi olmalısın öyle görünüyorsun söylediklerime biraz kulak ver dostum ne düşünüyorsun"

"İyiyim profösör eğer konuşmanız bittiyse evime dönmek isterim"

"Yarın basın toplantısı için geleceksin değil mi"

"Tabiki gelicem profösör" dedim bozuk ingilizcemle.

"Bekliyor olacağım dostum"

"Görüşmek üzere profösör" deyip her yerde beyin resmi asılı odadan attım kendimi güç bela ben neydim ve ne için bu kadar beni sıkıyordu bu doktor bozuntusu.

Alex Allen ben profösör ve doktorların deyimiyle beyninin yüzde beşini kullanan bir insan beyninin en fazla yüzde üçünü kullanırken ben beşini kullanıyordum.

Bence bu yanlış bir tanıydı insan beyninin yüzde yüzünü kullanıyordu buna ben eminim ve bu teori yıkmak istiyordum düşüncelerimden birlikte eve girip koltuğa attım kendimi.

Ah kız arkadaşım May arıyordu hemen açtım bekletmeden.

"Ah May nerdesin tatlım evet evdeyim"

Bir süre sonra telefon kapandı May Alex'e eve geldiğini söylemiş ve hemen telefonu kapatmıştı Alex üstünü değiştirdikten sonra kendini koltuğa atıp düşünmeye başladı bir teori bulup bu yalan konuşan profösörlerin doktorların teorisini yıkmalıydı.

May geldiğinde Alex sarılıp sevgilisini içeriye buyur etti ve ona bitki çayı uzatıp karşısına oturdu.

"Alex tedavin nasıl geçti"

"Ah May gerçekten felaket yok bu profösörler saçmalıyor ve benide bu saçmalığın içine sürüklüyorlar"

"Öyle deme Alex doktorlar senin iyiliğini istiyorlar"

"May canım sevgilim sende anlamıyorsun bir insan zihninin yüzde üçünü değil hepsini kullanıyor bu yanlış teori yıkılmalı"

"Bak Alex bunu tüm profösörler söylüyor insan beyninin sadece yüzde üçünü kullanabilir"

"Ah May tartışmayacağım bu konuyu artık yorgunum dinlenmek istiyorum"

"Öyleyse ben gideyim sen temiz bir uyku çek Alex"

May gittiğinde Alex yatağına yatıp gözlerini tavana dikti.

Ah Alex'in kim olduğundan bahsetmedik sevgili dostlar Alex Allen 10 yaşında annesini ve babasını kaybetmiş yetim bir çocukken doktorlar tarafından koyulan bir tanı ile onun bu dünyada beynini en çok kullanan insan olduğu tespit ediliyor böylece Alex Allen tahmin ettiğiniz üzere devlet tarafından korunuyor.

Alex Allen peki doktorların bu teorisini yıkabilecek mi?

Tüm istemediğimiz kötülükler bizi bir anda bulur iyiliklerin sizi bulması dileğiyle.

Rabia Koca

ZihinWhere stories live. Discover now