24. BÖLÜM DAYAN...

44 7 1
                                    

 multimedya: Akın ATLAS

&&&

Eymen'den....

İnsan en çok kaçtığı şeyden asla kurtulamıyor derlerdi. Ben Ece'den kaçtıkça kendimi onda buldum hep. Ondan saklandıkça ona koştum. Ben en çok ondan kaçtım, ama hep onun yanında nefes aldım. evet, evet. Ece benim için nefes almak gibiydi. Sizi bunlar çok klasik gelebiliyor ama Ece'nin yanında yaşadığını anlıyordu insan. Ece bana daha önce yapmam dediğim her şeyi yaptıran kız. Kendimden önce gelen tek kişiyken, ben ona karşı hep hata yaptım. Hata üstüne hata. Ama bu hatalar içinde tek doğrum vardı, o da Ece'ye deli divane aşık olmak. Ne yazık ki hayatta da yanlışlar doğruyu götürüyor. O hatalarımın hepsi benim ona ulaşmamı her an daha da imkansızlaştırdı. O gün durmadan onu arasam da hiç bir şekilde ulaşamadım. ertesi günde erkenden aramaya başladım ama cevap yoktu. Okula gelmiştir belki diye gittim yine yoktu. Ece'nin olmadığı gibi o Mete denen sümsük herifte yoktu. Melis'ten öğrenmiştim zorla ne halt olduğunu. Başta baya diretse de Duygu ağzından kaçırınca Melis Duygu'yu daha fazla konuşturmadan kısaca anlatmıştı.

İçimde büyük bir sıkıntı vardı ve Ece'yi görmeden de geçecek gibi değildi. Onu çok özlüyordum. Her yerde herkes de ondan bir şeyler arıyordum. İçimdeki korku giderek büyürken belki Ateş veya kızların haberi vardır diye yanlarına gittim. Kafeterya da oturuyorlardı. 

"Selam" diyerek oturdum. Onlardan da aynı karşılığı aldım.

"Ece'den haberi olan var mı?" diye ortaya sorduğumda Melis

"Eymen bir şeylerin, senin Ece'yi sevdiğine de inanıyoruz ama ona biraz zaman gerekiyor. hiç birimizle de bu konuyu konuşmadı. hatta telefonlarımızı da açmadı. zamanı geldiğin de seni affedecektir, çünkü seni çok seviyor. " dedi. 

"Hepsi benim hatamdı. içimde bir korku var Melis. Hiç olmazsa bir kere sesini duymaya ihtiyacım var. ya da nerede olduğunu söyleyin, Söz yanına gitmeyeceğim uzaktan bakacağım. Beni görmeyecek ama ihtiyacım var n'olur. Ondan haber alamadıkça delirecek gibi oluyorum. Onu göremediğim her saniye içimde ki sıkıntı büyüyor. " dedim. 

"Hayır hatanın en büyüğü ben de. Benim yüzümden bu haldesiniz. Tamam sonradan senin yaptıklarında olmadı ama benim yüzümden en baştan böyle oldu, en büyük suç benim. " dedi Ateş kendini suçlayarak. 

"Öyle deme Ateş bu onların arasındaki ilişkiyi daha da güçlendirdi belki de. Öbür türlü olsaydı birbirlerinin kıymetlerini bilmeyecek daha çok acı çekeceklerdi. Bilemeyiz ki. Aşk olduğunu bile anlamayacaktılar belki. " dedi Defne de. Demek ki araları hala çok iyi olmasa da artık buzlar erimişti aralarında. Gözlerinden belliydi. Tıpkı dün akşam Ece'nin oturduğumuzdan beridir bana bakması gibiydi. 

"İçimde bir şey bir türlü gitmiyor. İçtiğim su sanki boğazımda kalıyormuşça bir şey. " dedi Ateş. 

"Gazdır kanka çok ta şey yapma. " dedi bizim gereksiz Fatih. 

"Ece Mete'yle buluşacaktı bugün. " dedi Duygu. Nasıl ya, bu çocuk hiç bir fırsatı kaçırmıyordu ama ben ona haddini bildiririm. Bu  sırada Mete'nin arkadaşları gelen telefonla hepsi birden aceleyle kalmaya başladılar. İçimdeki korku daha da büyüdü. 

"Kerem kendine gel, bir şey olmaz ona hadi çabuk gidelim. " diyerek Cenk onu kaldırmaya çalışıyordu. Ateş ile göz göze gelince hemen bizde yerimizden kalkıp yanlarına koştuk. 

"N'oldu? Ne bu telaş? " diye sordu Ateş. 

"Seni ilgilendiren bir şey yok. " diyerek tersledi Pars. Hepsi sinirliydi ama ben Ece'den haber alamadığım her dakika için daha da sinirliydim. İçimdeki boşluk daha da büyüyor beni boğuyordu. Kalbim birinin elindeymişçesine sıkılıp patlıyordu sanki. 

HER DAİM SENWhere stories live. Discover now