-1.BÖLÜM-

1K 476 234
                                    

Okumaya başladığınız tarihi ekleyin .

"Ruhun ölürken ağlarmış derler galiba bulutlar da sana ağlıyor."

Bölüm şarkısı: Bahadır Sağlam - Kördüğüm

Bir damla... İki damla... Üç damla...
Şiddetini giderek artıran ve ruhumla beraber yağıp giden yağmur, yanaklarıma değiyor. Islak ama rahatsız ediciden uzak bir şekilde mutlu eden.

Ellerimi uzatıyorum göğe, çocukken yaptığım şekilde.

Etrafıma bakınıyorum önce hiçbir şey anlamayıp deli mi ne bakışlarla karşılaşıyorum.

Hatta "Anne,bu kız n'apmaya çalışıyor?" diyen bir çocuk ve "Bilmiyorum, oğlum uzaklaşıp gidelim." dedikten sonra çatılmış kaşlarıyla beni izleyen bir anne geçiyor yanımdan. Arada çarpıp duruyor insanlar bana ama umursamıyorum.

Hiçbir şeyi hissetmiyorum aklım bu dünyayı ve içindeki lanet olasıca gerçekliği kabullenmiyor.
Sadece olabildiğince büyülü hâl alan yağmur damlaları ve ben varım görüş açımda.

Bir an ruhumu umutsuzluk kaplasa da gülümsemeye çalışıyorum,
gülümsemelerim kahkahaya dönüşünce kendi kendime "Galiba ben deliyim ama ruhu yitip giden bir deli ." demeden de edemiyorum.

Bileğimin acıması ise içimde bir damla bile yaşam arzusu kalmamışken  yaşadığımı hissettiriyor bu sayede. Gözlerim eskimeye yüz tutmuş bileklerimdeki sargılara iniyor biraz sonra yüzümün ekşimesiyle göz deviriyorum bu duruma ister istemez. Düşünmeyi bırakmalıyım çünkü düşünürsem inancımı yitireceğimi biliyorum.

Etrafıma göz atıp beni tuhaf bir şekilde izleyen insanlara kötü bakışlar attıktan sonra koşmaya başlıyorum üşümeme rağmen. Çocukluğumdan beri bunu yapmak gerçek olamayacak kadar mutlu ediyordu beni, önüme geçmeye çalışanlar oluyordu elbet ama kimse geçemiyordu önüme.

Ama şimdi sadece kaçmak için koşuyorum, belki hayallerimden belki yaşadıklarımdan belki de kendimden kaçıyorum.

Giderek şiddetini artıran yağmurla beraber ben de hızlanıyorum, saçlarım sırılsıklam olmuş bir halde nefesim kesik kesik solumaya başlarken kulaklarımda sesini duyuran kalbimi hissediyorum.

Sakin olmam gerekirken gülüyorum hiç olmadık anda, yalnızlık sarıyor içimi tükendiğimi hissedince soluklanmak için duruyorum.
Uzak bir yerden hafiften bir şarkının sesini duymaya başlıyorum içimi yakıp kavuran o sancı tekrar geri geliyor ve gözyaşlarımı tutamıyorum. Öncesinde farketmemiştim ağladığımı ama şimdi yanağıma dokunurken anlıyorum ve ümitsizlik içinde yerimde donakalıyorum.

"Dur öyle gitme biraz daha kal
Tüm yüreğin kan revan oldu yar
İnan yeniden gelir kırılmış bahar."

Bu sözleri ilk duymaya başladığımda boğazımı yakan düğümle beraber ara ara soluklanarak hissediyorum kelimeleri sessizce.

"Yollarım tükendi yeniden
Çıkmayan sokaklarım var
Kaybolur çocukluğumla
Bu şehirde o büyük aşklar."

Şarkı ilerledikçe kendimi daha da kaybediyorum. Diz bağlarım çözülüyorken yığılıp kalıyorum yerin ıslak olup olmamasına aldırış etmeden.

Islaklık normal insanlar için rahatsız edici olsa da benim için geçerli bir sebep değildi. Etrafıma bakınınca kimsenin olmadığını, sessiz ve tenha bir sokakta olduğumu anlıyorum, şarkı devam ederken gözyaşlarım da şiddetleniyor.(Medyadaki şarkıyı burda açabilirsiniz.)

KARANLIĞIN DİBİNDEKİLER Where stories live. Discover now