SONUN BAŞLANGICI

23.8K 59 34
                                    

Gariptir çığırtkan kuşları Vynirler'in sesleri. Bazen büyüleyici bir şekilde öterek gezip dolaşır ormada. Gün gelir ki kulakları tırmalayan bir çığlıkla öttükçe öter. Öter ve en sonunda bir avcı onu vurmak zorunda kalır, bazen baygın düşer. Baygın düşen Vynir, uyandığında ya bir daha ötemez veya uçamaz. Kaderi belirsizdir. Bir avare gibi en sonunda güzel sesine hasret bir şekilde veda eder güzel dünya Vera'ya.

Veruların kaderi buna benzer aslında. Gelecek adına özlem ve hasretle didinip durur lâkin çok azı gelecek olanı görür ve dokunur. İlk başta dokunuşların bir bedeli olur. Ya uçan bir ruh, ya da sonsuza dek eksik bir uzuv... ama tüm bunların hepsinin sonucu ebedi huzurdur.

Dönüp dolaşan aylar adına, Anurun sevgisini kazanmış Anura için biz canlarımızı feda etmeye hazırız. Anurun dünyadaki sözcüleri şamanların dilinden dökünlen sözler Anuranın şerefine yükseliyor şimdi. Veradaki kötülükleri yok etmek için biz Anura ile birlik olmalıyız. Anurun ona bahşettiği sonsuz güç ile, bizim yardımımızla kötülüklerin doluştuğu vera'yı kurtarmak bizim görevimiz.
Şaman bunun son şansımız olduğunu söyledi. Anura başaramaz ise bu Vera'nın çöküşü olacaktı. Biz ve kadim geçmiş sonsuza dek yol olacaktı.

O gün, güneşin bininci devrini tamamladığı gün oldu korkunç şeylerin başlangıcı. Gökten gelenlerin yaşadığı yerden çığlıklar yükseldi. Orman korkuyla ürperdi. Dumanlar yükseldikçe yükseldi. Ve son güneş battığında her şey sessizliğe gömüldü.
Sessiz bir şarkı doluştu ormana. Anura'nın şerefine kadim çiçeklerin taç yapraklarından yükseliyordu bu sesler. Hepimiz diz çöktük. Zira zamanı gelmişti artık. Anuranın aramıza katılma zamanıydı. 
(Vahala Notları - Anura'nın doğuşu)


Masal şaşkınlıkla geriledi. Tom karşısında şeytani bir şekilde gülümsüyordu. Üzerinde parlak siyah bir elbise vardı. Metalik saçları hariç tüm detaylar gece gibi siyahtı.

"Burada Kimleri görüyorum,"
dedi Masal'a yaklaşarak.
"Fısıltıları dinleyen Masal. Hasarlı robot!"
Sesi aşağılayı bir şekilde sert çıkmıştı. Yüzünü tiksinircesine buruşturmuştu.
"Bizi ihbar edebileceğini mi sandın?"
dedi gülümseyerek.
"Anlamadın değilmi hâlâ?"
dedi ve ardından kahkaha atarak güldü. Kalın sesinin odada oluşturduğu yankı Masalın tiksinmesine neden oldu.
"Tüm bunlar bizim sana karşı oynadığımız bir oyundu. Her şey seni buraya çekmek içindi. Bu gün veya yarın değil, insanların en hazırlıksız olduğu bir zaman bunu yapacaktık. Seni sınamak ve sesini kısmak için bu oyunları oynadık."
"Konuşmalarınız. Onlar..."
"Evet!"
dedi Tom sert bir şekilde.
"Beni bu denli sorumsuz ve ihmalkâr mı sandın? Bu denli önemli bir konuyu herhangi birinin duyması için dışarıda konuşmak akıllıcamıydı sence? Hata yaptın, büyük bir hata."
Masal biraz daha geriledi. Her şeyin oyun olması onu oldukça öfkelendirmişti. Özellikle kendi ayaklarıyla tuzaklarına koşması salakçaydı.

Giderek sinirlendiğini hissediyordu. Tüm bedeni elektrik ile doluşuyordu sanki. Ayak parmaklarından saçlarına dek çok büyük bir kuvvet içinde dönüp duruyordu. Yumruk yaptığı ellerini iyice sıktı. Bedenine doluşturdukları kristal kanın çok hızlı bir şekilde yapay damarlarından akıp gittiğini hissedebiliyordu. Karşısında Tom iğrenç bir şekilde sırıtıyordu. Sinirlerine ilk defa hakim olamadığını hissetti. Önce derinlerinden gelen bir çığlıkla sarsıldı bedeni. Tom dahi bu ürkütücü çığlıktan korkmuşa benziyordu. Zirâ biliyordu türünün kontrolü kaybedince ne denli tehlikeli olduğunu. Ama büyük bir hata yapmıştı. Kaçmak ve aşırı güç yüklenen bir robotinsandan sakınmak için geç kalmıştı. Masal tüm bedenine doluşan güçle saçlarının rüzgar akımına tutuşmuş gibi havalandığını hissetti, ardından sadece Tom'a kilitlenip üzerine atıldı.

VERA Where stories live. Discover now