2.0

324 22 6
                                    

Lucy'den||

"Burası gençler, iyi eğlenceler dilerim." Dedi gelene kadar kanki olduğumuz şöför. "Teşekkür ederiz." Dedim gülümseyerek.

Gray çoktan arabadan inmiş bavullarımızı indirmiş beni bekliyordu. Arabadan inip yanına gittim. O bagajı kapattıktan sonra arabanın dikiz aynasından bakan kankimize hafifçe gülümseyerek selam verdi.

Gray yanında bir orta boy bavul ve sırt çantası getirmişti. Bense büyük bir bavul ve sırt çantası ile gelmiştim. Havanın tam olarak nasıl olacağından emin değildim, sonuçta bir ormanda olduğumuz için geceleri büyük ihtimal soğukta olabilirdi.

Hevesle yüzümü Gray'e dönüp "Hadi girelim!" Dedim heyecanla. Gray ise bana tatlı diyebileceğim bir gülümseme sunduğunda biraz afallasamda toparlanıp elimi bavulun sapına attım.

Gray ise bavulu kenarından tutup çekti ve cebinden anahtarlar çıkardı. "Sen kapıyı aç." Dedi, bense omuz silkip anahtarları aldım.

İki demiri birbirine bağlayan büyük bir kilit bir arada tutuyordu, geçmek isteyen biri için tırmanmak zor olmazdı fakat yanlış bir harekette kapının üst kısmındaki mızrak şeklindeki demirlerin bir taraflarına girme riskini alması gerekiyordu.

Anahtarların arasındaki küçük anahtarın bu büyük kilidin olduğunu düşünerek kilidi açtım. Kilidin üstündeki demirin bir tarafı yukarı kalktığında onu döndürerek ordan çıkardım. Elimi demirlerin arasından geçirerek arka taraftaki başka bir kilidi çektim. Büyük kapı sonunda açıldığında zafer ile gülümseyip kapıyı hızla ittirip Gray'e yol verdim.

O iki elindeki bavulla hiç zorlanıyormuş gibi gözükmeden bahçeye giriş yaptı. Dev kapıyı ittirip bende evin bahçesine giriş yaptım.

Koca bir ormanın ortasındaki bu ev kesinlikle harikaydı. Gözlerimi hafifçe etrafta gezdirdiğimde ev ormanın içinde demirler ile çevrelenmişti fakat bahçede bir ağaç dışında hiç ağaç yoktu, zaten olmasına da gerek olduğunu sanmıyordum çünkü etrafta büyüleyici güzellikte yüzlerce ağaç vardı. Onun dışında oralarında bir kişinin yürüyebileceği şekilde aralıklarla kümeler şeklinde harika bir görsel şölen sunan çiçekler vardı.

"Luce! Eve yerleştikten sonra gezeriz olur mu hadi gel artık!" Dedi sitem dolu sesiyle Gray. Onun bu haline gülüp hızla yanına gittim. Yol boyu hiç uyumamıştı anladığım kadarıyla, gözleri hafif kızarmış ve saçları dağılmıştı. Gözlerimi ondan çekerek anahtarlardan birini üst kilide getirdikten sona uyması ile anahtarı çevirerek üst kilidi açtım. Geriye kalan anahtar ile son kilidi birleştirip onuda açmam ile kapı açılmıştı. Ben ellerimi çırptığımda Gray sırıtıp ayağıyla kapıyı ittirerek içeri girdi ve ilerleyip girişe bavulları bıraktı ve mutfağa gitti. Mutfak ve salonun birleşik olması hoşuma girmişti.

Gray buzdolabını açtığında gözleri parlamıştı. Eline soğuk bir su aldığında kapağını açıp hemen yandaki beyaz masaya bıraktı ve yarısından çoğunu nefes almadan bitirdi. Şişeyi ağzından çektiğinde bana dönüp "Aç mısın?" Diye sordu. "Biraz açım, sen açsan yemek hazırlayalım?" Diyerek karşılık verdim.

Çoktan içeri geçmiş koltuğa yaslanarak onunla konuşuyordum. Olumlu anlamda başını salladıktan sonra dolabı kapatıp elindeki suyu bitirip şişeyi kenara bıraktı.

Girişe gelerek bavulları aldıktan sonra bana gülümsedi. "Önce odalarımızı seçip rahat bir şeyler giyelim?" Dedi sorarcasına. Bense aynı şekilde gülümseyip koşarak üç katlı evin üst katına doğru merdivenlere ilerledim.

Gördüğüm ilk kapıya doğru koşup kapıyı açtım. Bu katta üç oda vardı. Üçte bir. Bu oda daha çok beyaz ve gri ağırlıklıydı, sakinleştirmesine nazaran fazla sade gelmesi ile bu odadan çıktım. Bu odanın kapısıda diğer kapılar gibi beyazdı ve üzerinde hafif tırtıklı desenler vardı. Kapıyı açıp içeri girdiğimde pembe, yeşil, mavi ve bir çok rengin bir arada yer alması odaya canlılık katmıştı ve kesinlikle burayı sevmiştim.

"Gray! Ben burayı alabilir miyim?" Gray odaya girip benim bavulumu dolabın önüne bıraktı ve  gülümseyip bir şey demeden çıktı.

Onun ardından kapıyı kapattıktan sonra etrafa göz gezdirdim. Burası bir kaç gün boyunca benim odamdı ve mutluydum. Pembe çift kişilik yatağım güzel gözüktüğünde öncelikle bavuluma ilerledim.

Gri bir tayt çıkardıktan sonra beyaz hafif bol bir tişört ve beyaz bir çorap çıkardım. Yatağa oturup kıyafetlerimi çıkarıp yenilerini üzerime giydikten sonra dolabın yanındaki boy aynasına gidip kendime baktım görünüşüm hoşuma gittiğinde saçlarımı elimle düzeltip odadan çıktım.

Karnımın acıktığını hissedip biraz daha hıza merdivenlere ilerleyip inmeye başladım.

Telefonuma mesaj geldiğini bildiren sesi duymamla duraksayıp telefonuma baktım.

Ego Tanesi: Üzgünüm, seni özledim.




—————
Uzun bir aradan sonraaa herkese merhaba!

Bizimkiler tatile geldiklerine göre biz de biraz eğlenebiliriz.

Geçiş bölümü gibi bir şey oldu ama umarım beğenirsiniiiiz!!

Kar Tanesi || GrayLuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin