don't look at me please

are getting worse

Sinirim, bedenimi ele geçirdi, benden kaçışının ardından daha da çoğaldı Jimin.

Seni evine kadar takip edip yaşadığın yeri öğrendim, sinirden ellerim uyuşmuştu ve ben esen rüzgar yüzünden üşüyordum.

Kapını sakince tıkladım, birkaç tıklama sonra açtın, beni görünce şaşırdın.

Bir şey diyemeden seni evinin içine doğru ittim, ellerim boğazındaydı.

Çırpınıyordun, ben de sıktım.

Sıktım, sıktım, sıktım.

Çırpınışların sona erdi, direnen ellerin iki yana düştü. Gözlerin korkuyla açılmıştı ve bu sefer, bana bakıyordun Jimin.

Hissiz bakışlarının ağırlığı yüreğime oturdu, orada bana ait hiçbir sevgi kırıntısı göremedim.

Bu sefer, bana bakma istedim.

Bana bakma lütfen, Jimin.

Bana bakma.

-Son-