Giriş

4.7K 181 15
                                    


🎼*ZAYN- Dusk still down ft.Sia

Burnuma dolan rutubet kokusuyla açtım gözlerimi. Yüzümü ekşitmiştim, yaklaşık olarak 3 gün oldu ama hala alışamadım bu çirkin kokuya.

Her sabah 6.40'da tüm binayı yerinden oynatacak bir siren çalardı ve benim, bu lanet yere ait bildiğim tüm bilgi buydu. Bu ses 3 gündür duyduğum en net sesti.

Yatakta oturur vaziyete geçmiştim ve artık rutin haline getirdiğim hatırlama seansını gerçekleştirdim.

Ben neden buradaydım? İşte seansın ana fikri buydu! Ancak cevabını bir türlü alamıyordum.

En son hatırladığım şey okula gitmek için evden çıktığımdı. Sonra bir el hissettim boğazımda ardından gelen bir acı ve sonrası karanlık..

Bu hapishaneyi andıran odada 3 gün geçirdim. Tam tamına 3 gün!

Annem ve babam çoktan polise haber vermiş ve tüm ülkeyi ayağa kaldırmışlardır, buna emindim.

Peki neden bulamıyorlardı beni?

3 gündür bulunduğum odanın dışına adım dahi atamamıştım. Rutubetli odanın içinde küçük bir tuvalet vardı.

Ayrıca her karnımı sıvazladığımda jet hızıyla kapının altından yemek atılıyordu. Bunun sebebi izleyicilerin çok dikkatli olmasıydı sanırım.
Ah küçük bir detayı(!) anlatmayı unutmuşum.

Rutubetli duvarların köşelerinde kameralar vardı. Yalnız değildim.
Birileri beni buraya kapatmıştı ve tepkilerimi izliyorlardı..

İlk gün sinir krizi -doğal olarak- geçirdiğimde iki kamerayı zor da olsa kırmayı başarmıştım ama uyandığımda yerine yenileri çoktan takılmıştı bile. Bu yüzden kendimi gereksiz yere yormak istemeyip, kameralar yokmuş gibi davranmaya karar vermiştim.

İkinci gün bir çılgınlık yapıp küçük pencereden atlamayı düşündüm ancak 10. kattan aşağı atladığımda ölmezsem eğer felçli kalacağımı bildiğimden gözüm korkmuş ve atlayamamıştım. Dün olanları hatırlayınca istemsizce kafamı pencereye doğru çevirmiştim.

Gördüğüm şeyin gerçek olmamasını umurak kapattım gözlerimi ancak açtığımda manzaram değişmemişti.

B-bu.. Bu neydi şimdi?! Ciddi olamazsınız!

Hemen yatağımdan fırlayıp parmaklıkları zorladım. Tek çıkış biletimi de almışlardı ellerimden. Çaresizlikle çökmüştüm yere..

Boş bakışlarla otururken kulaklarımı rahatsız edecek kadar büyük bir ses yayıldı etrafa. Yine o lanet siren sesiydi..

Kısa bir süre sonra kapıdan kilit sesi gelmişti. Daha önce defalarca denediğim için biliyordum ki kapı kilitliydi ve üst üste kilitlemeyecek kadar çılgın olmamalarını umarak şansımı denemek istemiştim.

Hemen ayaklanarak kapıya doğru temkinli adımlarla ilerledim. Elimi kapının kulpuna koyduğumda derin bir nefes alarak açmak için yeterli cesareti beklemeye başladım. Karşılaşacağım şeyden deli gibi korksam da, merak ve ne olacaksa olsun artık, duygum ağır basmış ve kapıyı aralamıştım.

Kapının arkasında herhangi bir seri katil falan yoktu.

Uzun karanlık bir koridor karşılamıştı beni. Ağır adımlarla ilerledim. Benim kaldığım odanın kapısı koridordaki kapıların içindeki en temiz kapıydı, tüm o küfe rağmen..

Benim odamdan başka koridorda 4 tane daha oda vardı. Hepsinin girişinde daha önceden görmediğime emin olduğum bir sembol vardı.

Az önceki artık ne olacaksa olsun, yeter ki bu bataklıktan çıkayım diyen isyankar yanım sönmeye başlamıştı.

Bir an önce kaçmak istiyorum bu lanet yerden ama kaldığım yer az da olsa güvenliydi.Belki de tuzağa çekiliyordum?

Tanık olacağım şeylerden de ölümüne korkuyordum. Zaman kaybetmeden koşmaya başladım. Adımlarım güçsüz fakat bir o kadarda hızlıydı.

Nihayet karşıma eski bir merdiven çıkmıştı. Aşağı inerken bariz bir şekilde hava değişimini hissetmiştim. Nihayet merdivenlerin sonuna geldiğimde burada olduğum günden beri ilk defa sıcak vuruyordu yüzüme.

Karşımda tekrar bir kapı belirmişti, ancak bu sefer uğultular duyuyordum. İnsan sesleri.. Kalabalıktı kapının arkası..

Zaman kaybetmeden açtım kapıyı yardım dilemek umuduyla.

Gözlerim ve beynim bana karşı bir olup oyun mu oynamaya başlamışlardı yoksa bu gerçek miydi? Karşımda o kadar çok insan vardı ki.. Hayır bir dakika! Farkettiğim şeyle yüzümü buruştudum.

Burada hiç erkek yoktu. Aklıma gelen şeyle dilimi ısırdım. Tanrım lütfen burası bir genel ev olmasın, yalvarırım sana!

Beni dehşete düşüren düşüncelerimle etrafı izlerken bulunduğum yerin genel ev için fazla münasip ve kızlarının daha kapalı giyindiğini olduğunu gördüm. Tamam daha önce hiç genel evde bulunmamıştım ancak filmlerde ve dizilerde gördüğüm kadarıyla bu kadar sade değillerdi.

Burada ki kızların çoğunun yaşının, benim yaşıma yakın olduğuna da kalıbımı basardım. Okul yurdu, gözümde canlandığında mantığımda bunu onaylamıştı. Ayrıca bu düşüncemi de kızların temiz, ütülü ve okul kıyafetine benzer üniformaları tarzı elbiseleri de destekliyordu.

Bir onlara bir de kendime baktım. Burası okul yurduysa yukarısı ne cehennemdi? Rutubetli odada duvarlara yaslanarak yaşadığım için beyaz olan üstüm griye dönmüş vaziyette dikiliyordum orada. Sahi ne işim vardı benim burada?

Tekrar merdivenlere yöneldiğimde ikinci bir şok yaşamıştım. Merdivenlere çıkan kapı kilitliydi.
A-ama daha az önce ben oradan çıkmıştım nasıl olur da kapanırdı.

Kapıyı zorlamıştım belki sıkışmıştır umuduyla. Defalarca denememe rağmen açılmayınca sinirle kapıyı tekmelemiştim. Tekmelerimin yanına güçsüz yumruklarım da eklenmişti.

Ben umutsuzca buradan çıkmayı isterken çevremde hareketlilik hissetmiştim. Pes ettiğimde akan göz yaşlarımı elimin tersiyle silerek arkamı döndüm. Güçlü görünmek istiyordum.

Kırmızı giysilerin sırt kısmında kapıda gördüğüm sembol dikkatimi çekmişti.
Kapıda gördüğüm sembolden tek farkı içinin boyalı olmasıydı.

Kiminde mavi, kimide siyah, kiminde sarı, kiminde ise mor renk vardı.

Herkesin odak noktası ben olmuştum yaptıklarımdan dolayı. Kimseden ses çıkmazken rahatsızca yerimde kıpırdandım.

Artık birileri neler olduğunu anlatmasını istiyordum fakat karşımda kimler vardı onu dahi bilmiyordum. Umarım beni burada tutanlar içlerinden birileri değildir.
Cidden çıldırırdım.

Bir süre daha karşımda dikilen toplulukla bakıştığımda az öncede göz göze geldiğimizde mor gruptakilerin öfkeli bakışlarına maruz kalmıştım.

Ne yapacağımı bilmediğimden girişte dikilmeye devam ediyordum.
Tanrı aşkına biri beni yeşillendirebilir mi artık?

İçimde çığ gibi büyüyen sorular vardı.

Ne yapıyorum ben burada?

Kapıyı neden açtılar?

Neden 3 gün bekledikten sonra?

Lanet olsun bu insanlar kim?

Ve neden etrafımı sarıyorlar

*Kızlarım🦋
Bu benim ilk hikayem, bilenler var..
Yapılan yorumları okumak için hikayeyi okuduğumda çok fazla yazım hatası olduğunu gördüm.
Yazarken hikayeyi yaşayanlardan olduğum için çoğu şeyi yazdım sanıp yazmamışım.
Konuya ve akışa engel olmayacak şekilde düzenleyeceğim hikayeyi..
Yeşillendireyim dedim dldmcndkf
Her neyse,
Hepinizi çok seviyorum💗
Bu arada iyi bayramlar 🕊🎉🎈




Coelum's Boss •[PCY & Oc]Where stories live. Discover now