1. Bölüm ( Nadir )

421 16 11
                                    

Büyük salonun kapısında durmuş içeri girmemi engelleyen konuşmaları huzursuzca dinliyordum. İçeride annemin babamla hakkımdaki konuşmaları huzursuzluğumu had safhaya çıkarmasına sebep oluyordu.

Annem "Benim artık sabrım kalmadı. Bu oğlana birini bulmamız lazım,"dedi sabırsız ve bir o kadar telaşlı sesle. Her an benim bir yerden çıkacağımı biliyor gibiydi.

Ortaya çıkıp çıkmama arasında gel-git yaşarken babam"Taktın sen de!"diye çıkıştı. "Evlenmek isteseydi bulurdu birini. Rahat bırak adamı." Babamın boş vermişlik sesi gülmeme neden oldu. Annemin öfkeyle çatılmış kaşları gözümün önüne geldi. Kıkırdamamı duyurmamak için dudaklarımı sıktım.

"Bak, kendin söyledin! Adam oldu, yakında tohuma kaçacak. Ben torun görmek istiyorum,"diye annem diretti.

Babam "Türkan verecek ya!"derken sesindeki kinayeyi buradan dahi duyabiliyordum. Huzursuzca kıpırdadım.

Annem huzursuzluğumu yansıtırcasına aksi sesle çıkıştı."Bana onu hatırlatıp durma! Ben onu hiçbir zaman gelinim olarak görmedim, görmeyeceğim de. Herkes bunu böyle bilsin!"

"İstesek de bu saatten sonra elimizden bir şey gelmez. Neşe'nin durumu ortada! Neşe'nin yaşadıklarını sende mi yaşamak istiyorsun? Kız ağabeyine nasıl biri olduğunu göstermek çalıştı. Ama bizim hayta, kardeşini dövmekten beter edip kendinden uzaklaştırdı. Kardeşlerin arası açıldı."

"Hatırlatma, hatırlatma! Aklıma geldikçe aklımı oynatacak gibi oluyorum. Sen şimdi bırak onu da Nadir'i bir an önce birini bulup baş göz etmenin yolunu bulmalıyız."

"Kimi bulacağız hanım! Pazardan mal almayacağız, oğlumuza hayatına anlam katacak biri olmalı. Bunu da anca kendi karar verebilir."

"Elbette. Senin aklında kimse yok mu? Şirkette, temiz aile kızı birileri mutlaka vardır,"dedi pes etmek istemiyor gibi.

Babam sabırsız sesle "Hanım!"diye çıkıştı. "Senin o birileri dediğin kızları oğlun görmüyor mu sanıyorsun? İsteseydi birini karşımıza çıkarırdı."

Annem ısrarla "Bizim örf adetlerimizi iyi bilen biri..."babamın tepkisi ne oldu bilmiyorum, susmak zorunda kalmıştı. "Bizim gibi düşünebilen, kocasına koşulsun bağlı kalabilecek biri..."diye diretmeye çalıştı.

Babamın sabırsız sesi hafiften öfkeye dönüyordu. "İnsan birini sevmediği sürece, koşulsuzu geçtim, nasıl bağlı kalmasını beklersin?"

Bu defa annem yenik sesle."Haklısın,"dedi. "Seven birini nasıl bulacağız ki?"dedi çaresiz sesle.

"Bulamayacağız,"dedi babam da yenik sesle.

Ben bu yenilmişlik duygusunu çok önce tatmıştım, tadını çok iyi biliyordum. Onlara bunu anlatacak değildim.

Derin bir soluk alıp hiçbirini duymamış gibi salona girdim. Annemle babam büyük cam pencerenin önünde Gülsüm kalfanın getirdiği kahvelerini yudumluyorlardı. Kahvaltıyı genelde erken yaparlardı. Gerçi, bugün ben her zamankinden daha geç inmiştim. Şirkete gitmeyecektim. Öğlene doğru İzmir'e yeni bir iş bağlantısı için uçacaktım. Bu sebepten erken kalkmamı gerektirecek bir durum yoktu.

Böyle olmasına rağmen yine aynı saatte uyanmıştım. Ama kalkmak istememiştim. Onun yerine yatağımda telefonuma yüklediğim resme olmadık hayaller kurarak bakmıştım.

Evet. Asla gerçekleşmeyeceğine emin olduğum hayallerim. Karşımda bana gülümseyerek bakan ebeveynlerime bunu anlatamazdım. Ola ki öğrenselerdi çözüme kavuşturmak için ellerlinden geleni yapacaklarını çok iyi biliyordum.

Hiç Hesapta Yoktun SEN Where stories live. Discover now