Ya doğru yol diye bir şey yoksa?

774 75 19
                                    

  Kafama geçirdiğim renkli berenin ardından kendimi kapıdan dışarı atmıştım. Etrafı yalnızca birkaç sokak lambası ve babamın kendi tasarladığı bahçe süsleri aydınlatıyordu. Telefonum, anahtarım ve cüzdanım... Ceplerimi yoklarken bir yandan da sayıyordum. Güzel hepsi buradaydı. Anneye de haber verilmişti. İçi beyaz yün kaplı büyük kot ceketimin kapattığı ince bileğimdeki saatten son kez yelkovanı kontrol etmiştim. Evet tam zamanında dışarıdaydım. Peki Yoongi neredeydi?

O mu? Evimin bahçe girişindeki yüksek duvara yaslanmış görebildiğim kadarıyla instada eski sevgilisini çılgınlarca stalklıyordu. Ayağımdaki bağcıkları çözülmüş botlarıma ve diz kapağımın hizasında biten tüllü koyu mavi eteğime aldırmadan koşarak yanına ulaştım ve elindeki büyük ekrana yaklaştım. 

-Oha! Fake hesap mı bu? İnanılmazsın. Hiç fake gibi durmuyor.

Cidden fake gibi durmuyordu fazla takipçili bir fenomen kız hesabıydı çünkü. Hangi ara açıp bu kadar takipçi kasıp bu kadar güzel bir fake kız bulmuştu. Helal isteyince eler yapıyordu.

-İşimi riske atmam ben, arkadaşın hesabı söyledim verdi.

Vay amk, nasıl böyle güzel bir arkadaşı olabilirdi ki? İmkansız...

-Benim tanımadığım bir arkadaşın mı var?

-Yok mu?

-Bilmem.

-...

Pıt bitti. O telefona döndü ve bende yürümeye başladım. Peşimden gelip gelmediğini de kontrol etmiştim. Üzerimdeki ince beyaz tişörte lanet okumuştum baharda olmamıza rağmen geceleri oldukça soğuktu. 

Sadece yürüyorduk, ben onun birkaç adım önünde o da arkamda elindeki telefondan saniye başını kaldırmadan...

Bir anda durdu.

-Rose, yönünü değiştir klübe gidiyorlar şu an.

-Oğlum manyak mısın? Kızın götüne gps mi taktın nabion? ayrıca konu o değil. Ben açım.! Birinci kalite sığır eti istiyom. İstiyom birinci kalite sığır eti. Sığır eti istiyom birinci kalite. 

-Almazsam adam değilim lan, ama önce şunlardan erken varalım klübe anlamasınlar onlar için gittiğimizi.

-Söz ver ibmq.(Bu küfrü ben buldum ibne isen ben senin ta **ına koyayım demek)

-Söz amk.

Çok güzel anlaşıyorduk. vfpsmksm Bir süre sonra adımlarımızı hızlandırıp bizim okulun popüler mekanına ulaşmıştık. İçeri gireceğimiz sırada çok tuhaf bir şey yapmıştı YOONGİ...

Ve ben nedensizce anlık Aşk_ı memnu'daki Matmazel gibi kalakalmıştım. Öyle şaşkın öyle kullanılmış...

Beni kolunun altına almış ve kendine bastırmıştı. Parmağı ise bir tutam saçımı esir almış olmayan lüleyi döndürmek ile meşguldü. Karanlık ve sesli olan mekandan olsa gerek kalbim çarpmıştı.

Bir masanın yanına ulaştığımızda hızla garson çağırıp birkaç sipariş verdikten sonra kulağıma eğildi. 

-Güzel bi selfie çek Chae, dedi. Kast ettiği şeyi anlamıştım. Telefonumu çıkardım ve o umursamazca ellerini saçlarımda gezdirip kokteylini yudumlarken onun tabiriyle bilmiyormuş gibi fotoğrafımızı çekmiş storime yollamıştım. Az sonra tüm okul bu foto ile yankılanacaktı. BECAUSE I AM THE SCHOOL PRESIDENT. VKBNFDVD 

-Attın mı? dedi kokteylini ağzından çekmeden.

-ATTIM AMA BİLİYORSUN BİRİNCİ KALİTE SIĞIR ETİNİN YANINA MEZE DE ALIRIM.

-Şurdan bi çıkalım ben istediğin her şeyi alıcam dert etme.

Olumlu anlamda kafamı salladığımda kapıdan içeri girmekte olan biricik adaşımı görmüştüm. Benim aksime dekolte fışkıran şeyler giyinmiş koluna da Jinyoung'u takmıştı. Yoongi'ye daha fazla yaklaşıp kulağına fısıldadım.

-O burda.

Duyduğu şeyle hafifçe sırıtmıştı. Belimden tutarak aramızdaki mesafeyi sıfırladığında kafamı saçlarıma gömüp fısıldadı. 

-Sahneye çıkmayı özledin mi Rose?

TANRIM! Umarım tahmin ettiğim şeyi kat etmiyordur. 

Evet onu kast ediyormuş. 

Elimden tutmasıyla kendimi platformda bulduğumda uzattığı mikrofonu tuttum. Pekala madem yapacaktık adam gibi yapalım. Arkadaki gitariste bir şeyler fısıldadığında ikimizin de favorisi olan şarkının fonu etrafa dalgalar halinde yayılmaya başlamıştı. Giriş notasını duyduğumda son kez yutkunup söylemeye başladım(aklınıza ikili söylenebilecek herhangi bir şarkı getirebilirsiniz benim şu an dusk till down geldi mesela gdnlvskd sapık değilim tabiki) Sesimin çıkması ile ortamdaki herkesin aynı anda bize dönmesi ön görülebilir bir olay olmuştu. Ben tedirgince şarkıya devam ederken Yoongi de bana bakıyordu. Ağzıyla bir şeyler hecelediğinde içerimden tekrar etmiştim '2 porsiyon birinci kalite sığır eti' diyordu. Çıldırıyordum.2 PORSİYON BİRİNCİ KALİTE SIĞIR ETİ HEMDE BELEŞ PEKALA. KENDİMİ DAHA FAZLA GAZLAYIP SESİMDEKİ PÜRÜZÜ AZALTTIM. Nakarata geldiğimde bana eşlik etmeye başladı. Ardından uzun bir rap okuması gerekiyordu. Bu şarkıda kimin nereyi söyleyeceği belliydi çünkü iki ayrı sanatçı söylüyordu ve o muhteşem rap yapardı. Elime uzanıp tuttuğunda çoktan rap kısmına gelmişti. Derin bir nefes aldı ve her bir sözcükte bana bir adım daha yaklaştı, rapı bittiğinde elimdeki elini çoktan belime yerleştirmişti. VE kesinlikle beklemediğim bir şey yapmıştı. Beni kendine sabitleyip dudaklarımı kendininkiyle buluşturduğunda tüm vücudum ve her hücrem ile gerilmiştim. Keşke bu sadece eski sevgilisi ile daşşak geçmek için yapılmış bir şey olmasaydı. Yavaşça karşılık vermeye çalıştığımda ellerim boynunda gezinmeye başlamıştı. İlk kez beynim ve vücudum birbirinden bağımsız hareket ediyordu. Şu an sahnedeydik ve yüzlerce insanın önünde öpüşüyorduk. Evet! 

Düşüncelerimi bölen ufak çığlık tıpkı düşüncelerim gibi öpücüğü de bölmüştü. 

Ardından Yoongi'nin sırıtışını görmüştüm. Çığlığın kime ait olduğunu en iyi o biliyordu çünkü. 

Çığlık atan kişinin ağlama sesini de duyduğumuza göre görev tamamdı. İnsanların dikkati hüzünlü çıkan sese yöneldiğinde hışımla sahneden inmiştik. Koşar adımlarla klübü terk ettiğimizde etrafta kimse olmadığına emin olduğum bir anda ince parmaklarımı Yoongi'nin yüzü ile buluşturmuştum. Bu tokatı hak etmişti.

Yüzünü tutarak sırıttı. Sırıtması daha çok sinirimi bozuyordu.

-Sahnedeyken hoşuna gitmiş gibiydi,dedi. Gülmekten çıkaramadığı sesi ile.

-Yaaa ne demezsin bayıldım, dedim.

Cebindeki İPHONE X'ini çıkarıp bana uzattı. 

-Al, dedi. Bu sana teşekkürüm olsun.

-Ben ikinci el telefon kullanmıyorum canım saol, derken. İç sesim sesimi s***** yordu. 

-Tamam yarın sıfırını getiririm.

-Sen ciddi misin?

-Evet az önce ilk öpücüğünü maaf etmedim mi?

-AHH HAKLISIN BAK O AYRINTIYI DA HATIRLATTIĞIN İYİ OLDU, dedim. 

Hakkımda bu kadar çok şey bilmesi beni sinir ediyordu. Yakasından iki elimle hızla tutup kafasına kafamla bir tane geçirdim. Benim kafamın daha çok acıdığına yemin edebilirdim. Haykırarak gülerken karnını tutup çökmüştü. Ellerimi saçlarımın arasında sokup ufaladım.

İşaret parmağıyla kafamı gösterip konuştu. 

-ACIYOR DİMİ? GEL BİR YERLERDEN BUZ KOYALIM.

Kafamı onaylarcasına salladım.

-Seni geberteceğim, dedim. Sonra durdum ve aklıma gelen şeyle devam ettim.

"AMA ÖNCE YEMEK YİYELİM."

Sırıtması gittikçe arttı. Bir yemeği hak ettin bakışı atıp yürümeye başladı. Önümde yürüyen çocuğa uzunca baktım kesinlikle onu gebertecektim, ama önce et yiyerek güç toplamalıydım. 

I AM HERE (yoonrosé)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin