Eski Hat -39-

91K 6K 3.4K
                                    

Fotoğrafta tüm kız karakterlerimiz var. Favoriniz hangisi? 

Bölüm şarkısı; İlyas Yalçıntaş - Bu Nasıl Veda. İyi okumalar...

"Ama ben böyle aşkın da acısının da..." Betül, homurdanmaya devam ederken benim bir ölüden farksız tepkisizliğim gittikçe canını sıkmaya başlıyordu. "Gül, senden nefret edebilir miyim?"

"Lafı mı olur ya, tabii ki edebilirsin."

Betül, nefesini dışarıya üfleyip mırıldandı. "Ya ben şu an senin Sarp'la konuşurken ağzından Kadir'le ilgili laf almana bile sevinemiyorum. Nasıl bir durumun içine soktun beni kızım?"

"Onu ben de kendime sorup duruyorum," diye mırıldandım. Olan biten her şeyi Betül'e anlatmıştım. Sarp'ın bana aşık olduğunu da... İlk tepkisi 'ama ben sana demiştim' tarzı bir cümle olsa da sonra Sarp'ın içine düştüğü durum onun da canını sıkmıştı. 

"Hayır yani, çocuk okula da gelmedi. Belki dönem bittiği içindir ama-..." Sözlerini kesen delici bakışlarımla Betül, dudaklarını birbirine bastırıp kafasını çevirdi. Okulun son haftalarındaydık, Sarp'ın da devamsızlık hakkı vardı. Bu yüzden gelmiyor da olabilirdi ama içten içe başka bir şey yüzünden gelmediğini hissediyordum. 

Öte yandan onu görmek istediğime de emin değildim. Onu en son gördüğümdeki o halini hatırladıkça canım yanıyordu. İnsan bir kere duygu seline kapıldıktan sonra öyle duygusuzlaşıyordu ki... Sarp'ı o halde görmeye dayanamazdım. Eskisinden daha az güldüğünü, daha az yediğini görmeye dayanamazdım. Neşeli bir çocuktu Sarp, elinden geldiğince mutlu olmaya çalışacağını biliyordum. Ama bazen çabalar yetersiz kalıyordu.

"Kadir geliyor, sakla beni." 

Betül, arkama geçtiğinde ona kötü kötü bakıp kolundan tuttum ve yanıma çiviledim. Kaşlarını çatıp dudaklarını gererek bana bakması çok sürmemişti. Kadir, yanımızdan geçerken bakışlarını Betül'e çevirip sırıttı. Betül ise utancından ona bakamıyordu. 

Kadir, bir elini gözlerine kapatıp diğer eliyle Betül'ün yanağından makas aldı. Betül, bakışlarını ona çevirdiğinde Kadir, elini gözlerinden çekmemişti. "Tamam," diye mırıldandı. "Seni görmüyorum."

Kadir yanımızdan geçip gittiğinde Betül, bana doğru yığıldı. Gülerek kolundan tuttum ve duruşunu düzelttim.

"Gül, bu çocuk yüzünden ben bir gün aklımı yitireceğim. Ulan o ne tatlılıktır, şerefsiz?" Betül, ellerini yanaklarına bastırıp konuşmaya devam etti. "Onun o gülüşünü yerim ben!"

Sırıttım. "Sevişin." 

Betül, koluma sertçe vurdu. "Salak, ben gayet masum düşünüyorum, lütfen hayallerimin beyazlığından uzak dur."

"Tamam be, tamam." Betül, iç geçire geçire yanımda yürümeye devam ederken sınıfa geçmiştik. Sıramıza oturup dersi beklemeye başladık. Bu esnada yan gözlerle Betül'ü inceliyor, aşık halini yüzümde bir sırıtışla izliyordum. 

"Elime bir geçirirsem yiyeceğim o şerefsizi. Bir insan nasıl bu kadar tatlı olabilir ya?"

Evet, gerçek aşk sevdiğini 'şerefsiz' gibi hakaretlerle sevmekti. 

Duraksadım.

Ruh hastası...

***

Ozan: Selam

Bilinmeyen numara: Selam

Ozan: Olabildiğince normal davranmaya çalışacağım

Ozan: Ama aşırı utandığımı söylemeliyim

ESKİ HAT | TextingWhere stories live. Discover now