Noluyo ya! Bu sesler ne? Abimler yine ne halt karıştırıyo. Sabahın köründe alarm mı kurulur? Gözlerimi açıp boş boş tavana baktım. Bu arada ben Dolunay. Mavi gözlerim ve saçlarım... sanırım saçlarımın rengini unuttum. Hep farklı renklere boyattığım için gerçek rengini hatırlamıyorum. Güzel vücudum vardır. Yani herkes öyle söyler. Saçlarımı farklı renklere boyattığım için biraz dikkat çekiyorum. Ve benim ikiz abilerim var. Birde erkek kardeşimi unutmamam lazım. Abimler ikiz ama birbirine hiç benzemezler. Dışardan görenler onları arkadaş sanar. Hem anlaşırlar hemde anlaşamazlar. nasıl olduğunu anladığınızı umuyorum.
Neyse öyle işte. Adları: KUZEY ve GÜNEY çok uyumlular dimi. Sıra küçük kardeşimde. Küçük dediğime bakmayın benden 1 yaş küçük. İyi anlaşırız yani çoğu zman benim onu dövmem dışında. Dövüş dersleri aldım, abimler sayesinde. Neymiş kendimi korumam gerekmiş. Bakmayın böyle dediğime bende istedim. Çünkü rahatça giyinip gezmek için. Şimdiye çok fazla kullandığım söylenemez. Genelde abimler dövdü bana bakanları yada laf yapanları. BU arada konuşmaya daldım adını söylemeyi unuttum. Adı Burak. Abimler 20 yaşında ama lise son okuyolar. Çünkü 1 sene geç yazıldılar ve 1 senede kaldılar.
Bende 18 yaşındyım ve lise son okuyorum. Buraksa 17 yaşında yani lise 3 okuyor. Bu arada ben başka okulda okuyorum. Daha doğrusu okuyordum. Bir kız daha doğrusu sürtük anneme babama laf ettiği için dövdüm. Ve okuldan atıldım. Aslında ben yine başka bi okul istiyodum ama ikna ettiler, onların okuluna gidicem. Tabi bazı şartlarımla; mesela oradakiler bizim kardeş olduğumuzu bilmeyecekler. Kendileri ilerleyen zamanlarda öğrensinler. Ne zaman öğrendiğinin önemi yok. Sanırım abimler biraz ünlü okulda yani bilmiyorum. Annemle babam bi kaç sene önce öldü. Onların yokluğuna hala alışamadım. Ama abimler ve burak unutturmak için elinden geleni yapıyo.. Neyse bu konudan çıkalım. Bu arada benim acayip yani değişik huylarım vardır. Bunlarıda başka zaman anlatırım. Ne çok düşündüm ya. Sesler hala geliyodu. Hızla yerimden kalkıp dışarı çıktım. Burağın odasına girdim. Burak kulaklarını kapatmış uyumaya çalışıyo. Hızla üstüne atlaım. Böğürerek kalktı, bi kaçta küfür etmiş olabilir. Koşarak odadan çıkıp değerlerinede aynı işlemi uyguladım. Hepsini uyandırma işim bitti... Bittide ne için kalktık biz ya. Tekrar Burağın odasına girdim. +Biz ne için kalktık ya. diye söylendim. -Kızım bugün okul var okulun ilk günü. dedi. Bana genelde abla demezdi. İşi düştüğünde sadece. Ve ayrıca bira yapılıdır kendisi. Hızla odadan çıkıp kendi odama girdim. Bonyada rutin işlerimi halledip çıktım. Giyinme odama girip kıyafet seçmeliyim.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Heh buldum, üzerime uzun kol, çiçekli. göğsümün altında bağlama bi gömlek ve mini yüksek bel, siyah bi şort giydim. Saçlarım zaten mor renkti. Saçlarımı tarayıp hafif dalgalar ekledim. Ayağıma beyaz spor ayakkabılarımı giydim. Makyaj yapmayı çok severim ama üşenirim. Bu yüzden fazla abartmadan çünkü okula gidiyorum, seda bi makyaj yaptım. Odamdan çıktıpımda abilerim ve burağın aşağıda beklediklerini anladım. Çünkü sesleri geliyodu. Koşarak aşağı indim. Hepsinin kaşları çatılmış bana bakıyolardı. Hadi ama bunca zaman alışamadılarmı? -Hadi. diyerek sofraya oturdum. Hepsigözlerini devirip sofraya oturdular. Hızla yemeğimi yiyip kalktım. Odama çıkıp siyah deri sırt çantamı aldım. Bir kaç tane kalem, defter, cüzdan kulaklık vb. attım içine. Range Rover arabamın (siyah) anahtarını ve telefonumu elime alıp aşağı indim. Beni beklediklerini görünce yanlarına ilerleyip; +Hadi ben kaçtım. dedim ve araba ilerledim. Arkamdan söylenmelerini duyunca arabama binip onlara el salladım. Sonra gaza bastım. Buralarda küçük bi kahveci vardı. Çok samimi birde abisi. Çok severim Arif abiyi. Arabamı yol kenarına park edip içeri girdim. Arif abi beni görünce; -Oo hoşgeldin Dolunay kızım. aynısından mı? Dedi. Kocaman gülümseyip +hoşbuldum Arif abi, aynen. Dedim. Sütlü köpüklü içerdim buraya her gelişimde. Daha doğrusu öyle severdim. Arif abiyle sohbet ederken bi yandanda kahveyi hazırlayışını seyrediyorum. Kahvem olunca kapaklı bardaklara hazırlayıp bana uzattı. Parayı ödeyip teşekkür ettim. Aslında hiç parayı almak istemedi ama benim inatçılığım sayesinde hiç ödemeden çıkmazdım buradan. Çıkıp arabama bindim. Kahvenin kapağını açıp sıcak olmasına rağmen bir yudum aldım. Tekrar kapağı kapatıp boşluğa koydum ve arabayı çalıştırdım.
Okula vardığımda sanırım daha zil çalmamıştı. Benim sınıfım neydi ya. Neyse öğrenirim. Yavaşça arabamı park edip, çantamı ve kahvemi alıp indim. Okulun bahçesine göz attığımda bir çok kişinin buraya yani bana naktığını gördüm. Şöyle bi bahçeyi süzünce abimlerim hala gelmemişti. Neredeler kim bilir. Neyse bahçede bi bank boştu. Büyük adımlarla banka oturdum. Herkes gözlerini pörtletmiş bana bakıyodu. Fark ettümde bu bank biraz farklıydı. Grafitiler falan vardı. Bide yan masa var tabi oradaki 4'lü grup kaşlarını çatmış gözlerini üstüme dikmişlerdir. Gözlerimi devirip kahvemin kapağını açtım.
Bir yandan kahvemi yudumlayıp bir yandan telefonumla uğraşıyodum. Başıma dikilen nedenlerle onlara döndüm. Abilerim ve Buraktı. Bu arada abimlere bende abi diye seslenmem genelde.
Önce gülmemek için dufaklarımı ısırdım. Onlarda bana göz kırptı. Burak; -kalk bakalım yeni kız Dedi.bu dediğine sırıtıp kahvemi elime aldım. Sonrada arkama yaslandım. Gözlerimle Burakları tek tek süzdüm. Sonra kahkaha atmaya başladım. Tabi bizimkilerde böyle bi tepki vereceğini tahmin etmiyorlardı. Bana kaşlarını çatmış bakıyolardı. Daha doğrusu bahçedeki herkes öyle. + kalkmassam ne yaparsın? Diye ukalaca sorduğumda bizimkiler birbirine baktı. Burak öne atılıp bileğimi yakaladı ve beni ayağı kaldırdı. Bende fısıltıyla; +bunu evde san ödeticem. Dedim. Burak bu sefer kaldırmayı unutmuş bana yalvarıyodu. - Ya ama niye kabak bana patladı. Diğerlerini döv. Dedi. Ben sırıtarak abimlere bakınca ikisinde gözlerini pörtletip; - Hayır! Dediler. Tekrar banka ilerlerken bu sefer Burak beni kendine döndürüp omzuna attı. Bende onu tanımıyomuş gibi; + lan bırak beni manyak herif.. Diye sövüyodum. Sonunda; + Dur Diye bağırınca durdu. - noldu? Dedi. Onu kaale almadan; +Güney şu kahvemi getir çantamıda. Dedim. Güney; - Banane kızım ne getircem çantanı.. Diye söylendi. Güneye yavru köpek bakışları atınca -ki onda baya etkili- hemen; -tamam tamam bakma şöyle.dedi. ve çantama doğru ilerledi. Çantamı ve kahvemi alıp tekrar bize doğru geldi. Ellerimi açığ ona doğru uzattım. Eşyalarını elime verince kahvemi yudumlamaya başladım. Burak ilerlemeye devam ediyor bende kahvemi içiyodum.
Tabi biraz zor oluyordu dökmeden içmek. Kendimi hafif kaldırıp burağın sırtından aşağı döktüm kahveyi. Küfür ederek beni yere bıraktı. Kahkaha atarak okula doğru koştum. Okulun içine girip müdürün odasını aramaya başladım. Zil çalınca kolidorlar dolmaya başladı. Birini durdurup; + şey prdon müdürün odası nerde acaba? Diye kibarca sordum. Ya ben niye bu çocuğu durdurdumki sapık gibi süzüyo beni. Kollarımı önümde bağladım. Zaten kahvemi içemediğim için sinirliydim. Çocuk sırıtarak bana bakıp; -hemen yanına bakarsan görürsün güzelim. Dedi. Pislik ya. Bişey demeden gözlerimi devirip yan tarafa döndüm. Hızla müdürün odasına girdim. Sınıfımı öğrenip çıktım. Sınıfım 12-A'dı. Abimlere bildiğim kadarıyla 12-E'deler. Neyse zil çoktan çaldı.
Sınıfımı bulup kapıyı tıklattım, sonra açığ sınıfa girdim. Oha hoca çok yakışıklı lan. Gülümseyip; + Yeni geldim hocam, adım Dolunay oturabilirmiyim. Dedim. Hocada bana gülümseyip tabi gibi bişiler zırvaladı. Hızla sınıfa göz gezdirdim. Fark ettim de herkes bana bakıyo sabahki olaydan dolayı yürek yediğimi falan zannediyolardır herhalde. Ve bu sınıfta o karşı bankta oturan çocuklar da var. Hepsi gözlerini dikmiş bana bakıyodu. Hele birisi çok sert ve boş bakıyodu. Nasıl böyle bakabiliyo acaba. Sanırım çete başı bu çocuk. O çocuğun ve önünde oturan başka bi çocuğun yanı boştu. Kızlarda gezdirdim gözümü boş yer varmı diye. O sert bakışlı olan çocuğun - yani çete başı- yan sırasında bi kız tek oturuyodu ve çok tatlıydı. Gözlerimi tekrar çocuğa çevirip ayırmadan oraya doğru ilerledim. Yanına oturacağımı düşünmüş olacak ki gözlerini devirip yana kaydı. Bense gözlerimi çekmeden sırıtarak kızın yanına oturdum. Bir tek çete başı ve çete değil tüm sınış şaşkınca bana bakıyodu. Yanımdaki kızda onlara dahil. Çok sessiz bi kızdı. Gülümseyip; +Merhaba ben Dolunay sen Deyip elimi uzattım. Hoca serbest bırakmıştı zaten. Kız bana daha şaşkın bakıp elini uzattı. -şey... Ben de hayat. Dedi. Ellerimizi ayırıp kolumu omzuna attım. Bu kızı gerçekten sevdim. Kız bana gülümseyip önüne döndü. Yana baktığımda çete başı kaşları çatık bana bakıyodu. Ona ne var der gibi kafamı sallayıp önüme döndüm. Sonunda zil çalmıştı sınıfın ortasında; + bekleyin beni çikolatalar ben geliyorum Diye bağırınca hoca da dahil herkes gülmüştü. Allah fazla sesli olmuş. Omuz silkip saçlarımı geriye attım. Hayata dönüp; + hadi kantine gidek kanka. Dedim. Ne çabuk kanka olduk bakışı atıp ayağa kalktı. -hadi gidelim knk. Dedi. Yanaklarını sıkıp " ya seni yerim ben" dedim ve ayağa kalkıp ilerlemeye başladım. Kantine inip oturdum, + kanka ben çikolata alıcam sen ne istersin? Dedim. -bilmem kafana göre takıl Deyince peki deyip ayağa kalktım. Sıraya girip beklemeye başladım. Sıra bana gelince 6 tane Browni aldım. Onları bi tepsiye koyup bide sıcak çikolata istedim. O sırada büyük bir ses koptu kantinden.
