KRİZ!

5.8K 152 125
                                    

MEDYADA ÇETE BAŞIMIZ😍

O ses neydi AMK?
Masamıza doğru ilerlediğimde iki kızın hayatı saçından tutmuş ve sandalyeyi devirmiş olduğunu gördüm. Demek o ses sandalyeden gelmişti. Kantindekiler kızların etrafına çember oluşturmaya başlamışlardı. Hızla oraya doğru ilerleyip aralarına girdim. Tepsiyi yavaşça masaya bırakıp kızlara bakmaya başladım. Bana arkaları dönüktü. Yanlarına gidip ikisinide enselerinden yakaladım. Ellerimi sıkmaya başladığımda kızlar yere diz çökmüş kıvranıyolardı. Refleksle zaten hayattan patilerini çekmişlerdi. Kızlar hala kıvranırken ben hayata dönüp;
+kanka bu aralar köpeklerini dışarı salıyolarmış. Sanırım bu hayvancıkların tasmasını bırakmışlar, baksana dışarı havlıyolar.
Diyip kızları öne doğru savurdum bırakmadan. Sürtükler çığlık atıyolardı.
+Aaa knk görüyomusun canları acıdı herhalde. Tüh ne yapsak ki, bırakayım mı nedersin?.
Dedim hayat gelerek kafasını sallayınca,
+ama buraya salmayalım sonra yine birine havlarlar falan
Derken saçlarını elime doladım. Sürtükleri ayağa kaldırıp mantının dışına çıkardım. Okulun tam ortasında onları yere savurup ikişer yumruk çaktım.
+Bir daha benim kankama bulaşırsanız ikinizide komaya sokana kadar döverim.
Dedim. Arkamı dönünce bazı dedikoducuların bizi izlediğini gördüm. Aldırış etmeden kankamın koluna girip tekrar kantine girip masanın üstündeki yiyeceklerimiz aldıp dışarı çıktık. Kuzey Güney ve Burak tanımadığım bir kaç kişiyle banklarından bizi seyrediyorlardı.
Tabi bide şu siyah çardaktaki ve bizim sınıfta olan çete var, onlarda bize bakıyolardı. Adlarını hala bilmiyorum.

İki masanın gidip ortasına yere oturdum. Hayat bana anlamaz bakışlar atınca elimle yere iki kez vurup oturmasını işaret ettim. O otururken bende ayakkabılarımı çıkartıp kenara koydum. Ayaklarımı çimene sürttüm. Bütün negatif enerjimi almıştı resmen. Çayımı alıp bağdaş kurdum. Dik bi şekilde karşıya bakıyodum. Bu hareketi genelde sinirliyken yapardım. Birkaç ayak sesi duyunca göz ucuyla bizimkilerin bankına baktım. Burağın koşarak buraya geldiğini görünce kafamı ona çevirip çayımdan bir yudum aldım. Sinirli olmadığımı hareket etmemden anlamış durmuştu. Bir kaç adım ilerimizde durup yere oturu sonrada uzandı. Yanına doğru emekleyip göğsüne yattım. Sımsıkı sarıldım. Öğrenirlerse öğrensinler kardeş olduğumuzu umrumda değil. Hayat bana gözlerini pörtletmiş bakıyodu. Tabi bide abimin arkadaşları ve siyah çardaktaki çete. Hayata elimle yaklaşmasını işaret ettim. Hayat yaklaşınca burağın üzerinde diğer tarafa atladım Burağın göğsüne yatırdım. İkiside şaşkındı ama Burak için sıkıntı değildi. Ona 'yan gözle bakarsan gözlerini oyarım' atınca gözlerini devirdi. Hayat debelenirken Burak onu sıkıca tutmuş göğsüne yatırıyodu bi yandanda sırıtıyodu.
+ kanka bi rahat dur, şu huzuru Hisset.
Dedim hayat debelenmeyi kesince utançtan kıpkırmızı olduğunu gördüm.

Abimler ayaklanıp yanımıza geldiler ve oturdular. Kuzey hayatı tutup kendine çekince hepimizin kaşları çatık bakışlarımız ona dönmüştü. Bu sefer hayatı bacak arsına alıp sıtını göğsüne yaslayıp onu oraya sıkıştırdı. Biz şaşkınca ona bakarken bi anda sırtım yerle buluştu. Burak üstüme oturunca,
+ napıyosun hayvan, lan kalk ayı
Diye bağırdım.

Burak sırıtarak " sabahki yapyığının hesabını vericeksin güzelim" dedi. Hayat tabi kardeş olduğunuzu bilmediği için bana bişey yapacaklarını sanmış olmalı ki gözleri dolmuştu. Ve yerinde debeleniyodu. Arada da bırakın onu diye bağırıyodu. Bende daha fazla korkmasın diye
+ kanka sakin relax ben cezama razıyım. Ama bunu senle sonra görüşvez biliyorsun dimi ablacım.
Dedim. Cümlenin sonunda burağa bakarak. Oda beni taklit ederek " cezam neyse razıyım ablacım" dedi.
Yaa ama bunun onu korkutması lazımdı. Ben ona yavru köpek bakışı atıp dudağımı büzerken o " hiç öyle bakma o bakışlar bana sökmez" dedi.
Bu sefer somurtmaya başladım. Beni gıdıklamaya başlayınca bastım kahkahayı. Hayat bize şaşkınca bakıyodu. Açıkçası şuan herkes bize öyle bakıyodu. Kahlahamın arasında konuşmaya başladım.
+ Yaa... Burak ... Dur... Bayılcam.. Allah.. Tependen bakmaya... Gece uyurken...düşesinde...beyninin pekmezini akıtasın...sevdiğin kız.... Sana abi desinde......mal gibi..... Kalasın öyle...
Ben daha devam edecekken Burak hızla kendini kenara attı. "Lan töbe de kızım bak senin bedduan tutuyo AMK. Hadi" deyince sinsice sırıtıp
+ cıklayıp kaşlarımı indirip kaldırdım.
-ablacım hadi aşkım, bacım ,bidenem, lütfen töbe de, kankim balım, böcüğüm.
Diye saymaya başladı.
+ tamam geri aldım ama şimdi kaybolmazsan daha kötü şeyler olacak. Deyip tek Kasımı kaldırdım.
+hatta boşuna kaçma her türlü o dayağı yiyeceksin ablacım eve kadar sabredemem.
Deyip ayakkabılarımı giymeye başladım. Şu çete bize dehşet içinde bakıyodu. Bi tanesi gülerek bakıyodu bende ona gülüp elimle selam verdim. Oda bana aynı şekilde selam verince Burak a döndüm. Arkasını dönmüş parmak uçlarında kaçıyodu. Ensesinden tutup bizimkilerde döndürdüm. Hayat hâlâ şokla bize bakıyodu gerçi diğerlerinin de ondan farkı yoktu abimler hariç.
Burak bana acıtasyon yapmaya başlayınca ensesini bırakıp sırtına atladım. Aslında dövecektimde şimdi karizması çizilir falan.(havakandım XD)
+uçur beki spayiğidim(ben uydurdum) diye bağırdım.
"Ya kızım rezil ettin beni herkese" diye söylenince
+hadi hadi sanki daha önce hiç yapmadığın bişey.
Dedim. İlerlemeye başlayınca "DUR" diye bağırdım. Durunca hızla sırtından atladım. Çünkü giriş kapısında nerdeyse 3 senedir yurt dışında olan kuzenini gördüm. 'EMRE AŞKIM' diye bağırarak ona doğru koşmaya başladım. Hızla üstüne atladım. Bacaklarımı beline doladım kollarımı boynuna sardım. Kafamı boyun girintisine gömdüm. Apladı ağlayacaktım nerdeyse. Bi kere etrafında döndürdü kendinden ayırmak istedi ama bırakmadım. Kafamı daha çok temine bastırdım. Oda ilerlemeye başladı. Kuzey ve güneyle selamlaştı ama ben olduğumdan sarılamadılar. Sımsıkı sarılmıştım bırakmıyodum çok özlemiştim onu Burka la da görüştü. Burak bana seslendi ama bakmadım. Bu arada derse girmemiştik zil çoktan çalmıştı. Burak beni belinden tutup çekmeye çalıştı ama bırakmadım emre aşkımı. "Hadi güzelim bırakta çocuk bi nefes alsın" dedi ama ben 'bırakmam' diye mızmızlandım. Bu sefer hayat devreye girdi "kanka eğer buraya gelmezsen çikolataları ben yicem" dedi. Bende 'ne ' diye çığlık atıp kafamı kaldırdım. Emre vana gülerek bakınca 'Yaaa Emre aşkııım' diye tekrar bağırıp tekrar sarıldım. Sonra kaşlarımı çatıp kaldırdım yüzümü emrenin gülen yüzü soldu. "Noldu güzelim" diye sordu. Gözlerim dolmuştu hızla yere indim. Göğsüne vurarak 'seni pislik her gün kabus gördüm. Kaç gece uyuyamadım sen yoksun diye biliyomusun seni hiç affetmicem" diye bağırıp kollarımı göğsümde birleştirdim. Hayataın yanına gelip çikolataları cebine sıkıştırdım.
+ çikolatalarımı alıyım da embesiller yemesine
Diye çocukça laf soktum. Emre bana üzgünce ve kırık bi tebessümle bakıyodu. Saçlarımı savurup hayatın koluna girdim. Siyah renkli çardağın önünden geçerken durdum. Onlarda bize bakıyodu. Bana gülümseyen çocuğa dönüp gülümsedim.
'Adın neydi kankacım' dediğimde diğerleri bana kaşlarını çatmış bakarken o bana gülümsemeye devam ediyordu."Arda sen?" dedi. 'Dolunay' diye cevapladım. Kolundan tutup kaldırdım bana afallamış bi yüzle bakarken ben koluna girip
+hadi yemek yemeye gidelim. Bu arada arkadaşınızı çalıyorum
İlerlemeye başladığımızda arkadan bir kükremeyle yerimizden sıçradık. Arkamıza bakınca güneyin kaşlarını çatıp bize baktığını görünce Şirince sırıttım.
"Efendim gülüm" diye kroca bi kelime kullandım. Hepsi yüzünü buruşturdu. Ben hala gülüyodum. Onların gülmediğini fark edince kazanamayacağımı bildiğim halde vücudumu esnettim.
+ Düelo mu istiyorsun Güney Ateş
Diye bağırdım. Bu dediğine sırıttı. Parmaklarını kıtlattı. Yavaşça yaklaşık birbirimize, aslında biraz gücünü kıssa kazanırım savunmayı iyi yapıyorum. Ellerinizi kaldırıp yerimizi aldık. Bana doğru yumruğunu savurunca eğilerek kurtuldum. Kalkmadan ayağından yakalayıp hızla yukarı kaldırınca sırt üstü yere uzandımı devrildimi orasını anlamadım. Üstüne oturup yumruk attım. Aaoo sanırım sert oldu dudağı kanıyo. Hızla üstünden kalkıp onuda ayağa kaldırdım. Yanağını öpüp 'ben kazandım' bakışı attım. Sonra saçlarımı savurup arkamı döndüm. Bu çete niye bizi izliyor ki anlamıyorum. Hele çete başı kaşlarını çatmış beni süzüyodu. Pis sapık.
+ Ne o sapık gibi bakıyosun
Diye çıkıştım. Bu çhareketime kaşlarını kaldırıp sırıttı. Oha çok güzel dişleri var. Çeteden şaşkınlık nidaları dökülünce yüzünü ifadesizleştirdi. Omuz silkip ardayla hayatın yanına ilerledim. Hayat koluma girince bende ardanın koluna girdim.
+ Niye öyle bir tepki verdiler knk?
Diye sordum. "Çünkü onun gülmeyi bırak sırıttığını bile görmedik" deyince bu sefer şaşıran bendim 'ha?'. Dönüp arkama baktığımda arkamdan baktığını fark ettim. Hakikaten sapık bu çocuk yaa. Önüme dönüp kankalarımla okuldan çıktık.

******

Ay çok acıkmışım yaa. Çamış gibi saldırdık yemeklere. Arda çok eğlenceli bi çocuktu ve yemek yemeği benim kadar çok seviyo. Neyse yemeğimizi falan yedik kalktık." Eee şimdi napıyoruz. " dedim. "Çikilobum dondurma alsak" deyince gözlerimi pörtlettim.
+oha antilobun daha yeni yemek yedik.
Dediğimde hayatta beni onayladı. Arda omuzlarını silkince gülmeye başladık. Karşıdaki dondurmacıdan dondurma aldık. Köşedeki parkta bir ağacın altına oturduk. Dondurmalarımızı yerken çocukları seyrediyodum. Köşede bir çocuk dikkatimi çekti. Yalnız başına oturmuş hökyüzünü seyrediyordu.
Dikkatle çocuk izledim. Bi sıkıntısı varmış gibiydi. Gözünden düşen bir damla yaşı görünce yanına ilerliyodum ki bir kadın yanına geldi. Elinden tutup götürmeye başladı. Nedensizce moralin bozulmuştu, canım acımıştı. Dondurmam erimeye başlamış elime damlıyodu. İştahım kçtığı için çöpe attım. Size bir pis huyumu anlatayım. Üzülünce yada canım sıkkınken nerde olursam olayım oraya oturur bişiler düşünürdüm. Evet çok acayip ama kendimi engelleyemiyorum. Annemle babam öldüğünde çıkmıştı bu krizim. Hiç bişeyi görmez, duymaz, konuşmaz öylece otururum. Yine oturup bakışlarımı kucağıma çevirdim. Dünyayla iletişimi kesip düşünce alemine girdim. Bu hareketi birde siniliyken yapardım. Ama o zaman dik durur kaşlarımı çatar dümdüz karşıya bakardım. Ve işte yine başlıyoruz.

HAYATTAN;

Dolunayı çok sevdim. Çok tatlı bi kız. Hele mor saçları bir muhteşem.

Dondurmamızı yerken dolunayın kalkıp dondurmasını atması ile geri gelip yere oturması bi anda oldu. Yüzündeki gülümseme yoktu. Boş boş kucağına bakıyodu. Ardaya baktığımda önünde fark ettiğini anladım. Dolunayı dürtüp"kanka, noldu?" hiç cevap vermiyordu ve biz korkmaya başlamıştık.

Neredeyse 20 dakkadır uğraşıyoruz. Artık ağlamaya başlamıştım. Telefon... Evet telefon dolunayın telefonu. Cebinden çıkarıp son aramalara girdim.Burağın adını görünce onu aramaya başladım. Dolunaya abla diyordu ama dalgada geçiyor olabilirdi. Bir iki çalışta telefon açıldı. Burak bağırarak" Nerdesin kızım sen? Elin oğlunun koluna girdim gittin. " dedi. Benimse ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. Burak " A.. Abla bişey mi oldu?"diye endişeyle sordu. " benim .. Hayat "dediğimde, " Hayat noldu ablama" diye bağırınca iyice telaş oldum. "Bilmiyorum öylece oturdu yere bakıyo. Sanki hayatta değilmiş gibi.. Off bilmiyorum işte." dediğimde ağalamam daha da şiddetlendi. Burak " hayat tamam sakin ol nerdesiniz" diye sorunca nerde olduğumuzu söyleyip kapattım. Biraz sonra parkın girişinde Burak göründü peşinden de diğerleri. Burak hızla dolunayın önünde bitti. Önüne bir kar müzesi koydu. Dolunay yavaşça kafasını kaldırıp burağa baktı. Burak dolunaya gülümsediğinde dolunayda ona gülümsedi. Ellerini burağa doğru uzatıp açıp kapattı. Sevimli bi bebek gibi. Burak yüzündeki buruk tebessümle eğilip dolunayı kucağına aldı.

Ve yeni bölüüüüüüüümmmmm😘😘

To już koniec opublikowanych części.

⏰ Ostatnio Aktualizowane: Jan 30, 2018 ⏰

Dodaj to dzieło do Biblioteki, aby dostawać powiadomienia o nowych częściach!

ABİLERİM VE BENOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz