the pirate and the mermaid

8.2K 337 717
                                    

Bu hikaye senin için, DuyguGs.

-

AU: Draco Malfoy tüm gemicilerin korktuğu, adı ün salmış ünlü bir korsandır; Hermione Granger'sa dünyadaki son denizkızıdır.

İyi okumalar.

-

Draco Malfoy kamarasından çıktıktan sonra gerindi, parlak güneş gözlerine girip rahatsız etse de çok uzun zamandır boğuştukları fırtınanın geride sadece küçük küçük bulut parçaları bırkamış olması keyfini yerine getiriyordu.

Tüm denizciler ondan korkabilirdi fakat hala fırtınalar adını duyunca titremiyordu.

"Kaptan!"

Kendisine seslenilmesiyle birlikte kapamış olduğu gözlerini açtı, çok sevdiği denizin kokusunu bir kez daha içine çekti. "Söyle, Weasley."

"Dün geceki fırtınada yelkenlerden biri yırtıldı. Tamir etmek için Finnigan tırmandı fakat dengesini kaybedip yere düştü. Bacağını kırmış, şu anda aşağıda kamarasında yatıyor."

Draco suratını buruşturdu, "Sizi bazen ahmaklar kampından toplayıp toplamadığımı merak ediyorum." diye homurdandı.

Draco Malfoy diğer gemicilere karşı kötü bir ün salmış olsa da mürettabatı kendisini severdi. Kendi adamlarına karşı her zaman nazik olmuştu. Tabii naziklik onun için sinirlendiğinde kolunu kesmemek ya da kafasını koparmamakla sınırlıydı. Ki bu da bir şeydi.

"Yelken ne durumda peki?" dedi Draco kafasını kaldırıp gözüne giren güneşe rağmen görmeye çalışarak. Fakat çabaları anlamsızdı.

"Thomas çıkıp onardı, kaptan."

"Güzel. Bu kadar açıkta saçma sapan sorunlarla uğraşmak istemeyiz. Günlerdir hortumlar, büyük dalgalar ve çivi etkisi gösteren yağmur damlalarından sıkıldım. Parlak havada ilerlemek güzel olacak."

"Kaptan rotayı nereye çevirelim?"

"Karaya çıkmak istiyorum." dedi Draco düşünmeden. Karaya ayak bastığı en son zamanın üzerinden bir kaç ay geçmiş olmalıydı. Çok uzun zamandır biriyle birlikte olmamıştı ve hırçın bir dalgadan sonra kendisini rahatlatacak şeylere ihtiyacı vardı.

Weasley ikiletmeden geminin güvertesine ilerledi, dümenin başına geçti ve pusulaya baktı, dümeni çevirmeye başladığında Draco kafasını terkar gökyüzüne çevirip sırıttı. "Pes edeceğini biliyordum. Yine ben kazandım."

Bir kaç saatlik yolculuğun ardından hava yavaş yavaş kararmaya başlamış, karşılarındaki karanın ışıkları seçilebilir hale gelmişti.

Draco sırıttı. Kadınları ve içecekleri düşündükçe keyfi yerine geliyordu. Gemideki stokları da tükenmek üzereydi, ve bir kadına hasretti. Bu karaya çıkış kesinlikle isabetli ve güzel olacaktı.

"Gemide hep beş kişi kalmak şartıyla ne bok yiyorsanız yiyin." dedi Draco gemiden ayrılmadan hemen önce. Ardından bir daha gemisini kontrol etmedi ve sokaklarda yürümeye başladı.

Hava tamamen karardığında, arka sokakları aydınlatan tek şey gökyüzünde parlayan dolunayın ışığıydı. Meyhanelerden birinin önünde durdu, içki kokusunu içine çekti ve sırıtışının büyümesine hakim olamadı. Meyhaneler karaya basması için tek neden olabilirdi.

dramione • one shotsWhere stories live. Discover now