•|||•

402 29 4
                                    

Gerçi güzel olsam bile beni göremezdin ki! Her daim yanında olan aptal silikon çetesi beni görmeni engellerdi.

Tanrım! Şimdi düşünüyorum da o aptal, beyinleri burunlarından akan sürtüklerden ne zevk alıyordun?

Gerçi sen de hapşursan beynin yok olacak gibiydin.

Gerçekten beyinsizin tekiydin portakallı kekim.

Senin için onca yaptığım şeyi hiçbir zaman farkedemedin.

Sırf beyaz çikolata seversin diye sana bir çanta dolusu en sevdiğinden beyaz çikolata almıştım. O çikolatalar için üç gün boyunca yarı zamanlı işte çalışmıştım seni aptal! Ama sen ne yapmıştın yanındaki aptallar ordusuna dağıtmıştın.

Ah Tanrım! Ne diye böyle birini sevmiştim ki?

Ama iyi ki sevmiştim.

Sen benim için platonik aşkların -ya da diğer tüm aşkların- en güzeliydin.

Senden, hiçbir duygu beklemeden seni sevmek, en ufak dokunuşlarında -dokunuşlardan kastım sana bilerek çarpmam- ölmek ve az sıklıkla gerçekleşsede göz temaslarında erimek baya bir hoşuma gidiyordu.

Sen bana pazartesileri sevdirip, hafta sonlarından nefret etmemi sağlamıştın.

Pişman mıydım?

Asla!

Asla!

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
² PJDonde viven las historias. Descúbrelo ahora