Hayat Devam Ediyor...

3.1K 193 187
                                    

Birkaç gün sonra...

Hogwarts...

Dumbledore, Harry'nin bir süre kendisini toparlaması için ona izin vermişti. Harry bu süre içerisinde genelde Hermione, Alexis ve Ron ile takılıyordu. Onlar ders için yanından ayrıldıklarında ise vaktini büyücü dünyası ile ilgili bilmediği şeyleri öğrenmeye ayırıyordu; özellikle de Azkaban hakkında. Tüm bu yaptıkları onun düşünmemesini sağlıyordu. Geceleri kabus görmemek için iksir alıp öyle uyuyordu. Ron kapıyı çalıp içeriye girdiğinde Harry her zamanki gibi yatağının üzerinde kütüphaneden ödünç aldığı kitabı okuyordu. "Dumbledore seni çağırıyor Harry" dedi. Harry "Tamam" diyip kitabı yatağının üzerine bıraktı ve beraber Dumbledore'un odasına gittiler.

 Odaya girdiklerinde dev gibi bir adam onu bekliyordu. Dumbledore Harry'nin geldiğini görünce "Hoşgeldin Harry" dedi ve sevecen bir gülümseme yolladı. Harry "Hoşbulduk Profesör" dedi. Dumbledore "Harry bu Profesör Hagrid. Sihirli yaratıklar dersine giriyor. Sana okul alışverişin konusunda yardımcı olacak." dedi. Harry "Benim okul malzemelerini alacak kadar param olduğunu zannetmiyorum Profesör" dedi. Dumbledore, Harry'ye küçük bir kutu ve bir anahtar uzattı. Harry bu kutuyu tanıyordu. Her taşındıklarında babası eşyalarını bu kutunun içinden çıkartıyordu. Bir çeşit büyüsü olduğunu biliyordu ama hiç incelememişti. Anahtarı ise hayatında ilk defa görüyordu. Dumbledore "Bunlar babanın kişisel eşyaları. Sana teslim etmek üzere bakanlıktan aldım" dedi. Harry şaşkın gözlerle Dumbledore'a baktı. Harry boğazında biriken yumruyu yutmak ister gidi boğazını temizledi, titrek bir ses tonu ile "Babam Nasıl?" diye sordu. Dumbledore derin bir nefes aldı. Sanki söyleyeceği şeyler onu zorluyordu ki Dumbledore'un zorlandığı pek görülmüş bir şey değildi. "Fiziksel olarak gayet iyi ama Lily'nin ölümü onu çok yıpratmış" dedi. Harry tahmin edebiliyordu. Belki babası ondan daha kötü durumdaydı. Ara sıra tartışıp konuşmadıklarında bile her ikisinin de ne kadar perişan olduğuna şahit olmuştu. Birbirlerini ne kadar çok sevdiklerini biliyordu. Her koşulda birbirlerinin dayanağı olmuşlardı. Şimdi ise babası yalnızdı ve Azkabanda hapis durumdaydı. Okuduklarından Azkaban'ın hiç te hoş bir yer olmadığını öğrenmişti. İlk duyduğunda bir nevi muggle hapishanesi gibi düşünürken olayın hiç te basit olmadığını hatta muggle hapishanelerinin oraya göre cennet sayıldığını anlamıştı. Düşüncelere dalmış olan Harry, Hagrid'in sesi ile kendisine geldi. "Profesör artık gitsek iyi olur. Daha çok işimiz var." dedi. Dumbledore "Evet Hagrid artık gidin" dedi. Beraber Diagon yoluna doğru yola çıktılar.

Harry görünmezlik pelerini altında gezdiği diagon yolunu bu sefer yanında dev gibi bir adamla geziyordu. Hiç bir dükkana girmeden yola devam ettik. "Nereye gidiyoruz Profesör?" diye sordum. Hagrid "Gringotts'a gidiyoruz Harry." Harry, gringotts'un ne olduğunu bilmediğinden "Gringotts nedir?" diye sordu. Hagrid "Büyücü bankası Harry işte geldik." dedi. Hemen önümde kocaman bir bina duruyordu. İçeriye girdiklerinde Harry Cin cüceleri hemen fark etti. Daha önce okuduğu bir kitapta resimlerini görmüştü ama canlı olarak gördüğünde her şey çok daha farklıydı. Sağa, sola bakınırken girerken görmüş olduğu büyük kürsünün önüne geldiler. Hagrid "Bay Harry Potter bankadan para çekecek" dedi. Yüksek kürsünün tepesinden aşağıya doğru baktı. Zaten çirkin olan suratı Harry'yi görünce daha da çirkin oldu. "Bay Potter'ın anahtarı yanında mı?" diye sordu. Sesi de kendisi gibi çirkindi. Hagrid, Harry'ye dönüp "Harry, Dumbledore'un verdiği anahtar" dedi. Harry cebinden küçük anahtarı çıkarttı. Hagrid'e verdi. Hagrid anahtarı alıp cin cüceye uzattı. Cin cüce başka bir cin cüceyi çağırdı. "Beni takip edin" dedi uyuz sesiyle. Bir cin cüce, bir dev ve bir çocuk beraber kasalara gitmek için ufak bir vagona bindiler. Cin cüce vagonun kenarındaki kolu indirince vagon raylar üzerinde hızla hareket etmeye başladı. Kısa süreli bir yolculuktan sonra "kasa dairesi" dedi cin cüce. Zorlukla vagondan indi. Hagrid ve Harry'de peşinden indiler. Hagrid'e lambayı uzattı. Hagrid lambayı tutarken cin cüce Harry'den almış olduğu anahtarı kasa dairesinin kapısına yerleştirdi. Anahtarı çevirip kapıyı açtığında Harry hayatında görmüş olduğu en büyük altın yığını ile karşılaştı. Harry şaşkın şaşkın içeriye bakarken Hagrid onu içeriye doğru hafifçe itti. Harry yeteceğini düşündüğü kadar parayı aldı ve Gringotts'tan ayrıldılar. Hagrid, Dumledore'un verdiği listeye bakarak alması gerekenleri sayıyordu. "Harry asan var mı?" diye sordu. Harry "Babamın asasını kullandım hep şimdiye kadar" dedi. Hagrid "O zaman Ollivanders'a uğramamız gerek. Her büyücünün kendi asası olmalı" dedi. Ollivanders'ın kapısına geldiğinde "Sen içeriye gir. Ben dışarıda bekleyeceğim" dedi.

Harry Potter - Farklı Bir Başlangıç (Tamamlandı)Where stories live. Discover now