A.G/ 3. Bölüm: Acıyla yoğrulur geleceğin bazen.

537 56 4
                                    

Oturduğu yerden gözünü kırpmadan genç kızı izliyordu Edward. Son sözleri beyninde çınlıyordu.

" BEN ASLA KARANLIK GECEYE KATILMADIM!"

Bu olabilir miydi?

Karanlık gece Montgomery asillerinin arasında çok yaygındı. Asiller özellikle bekar olanlar gece servisi alır gün doğmadan gönderirlerdi. Sonra aralarında günlerce bunun konuşmasını yaparlardı. Özellikle Marcy kadınlarını tercih ediyorlardı. Bu onların arasında bir eğlenceye dönüşmüştü. Erkek, kadın bütün asiller Karanlık gece servisi alır ve bundan büyük bir zevk duyarlardı.

Bu gecelerde evlere giden kızların bir çoğu aklını yitirmiş bir şekilde dönerdi evine. Bazıları ise asla dönemezdi. Sözde özgürlüklerini elde etmiş olmalarına rağmen hala bu gelenek devam ediyordu.

Montgomery nin en yüksek prensesinin buna iştirak etmemesi onu çok şaşırtmıştı. Özellikle soylu aileler bunu bir gelenek haline getirmişlerdi çünkü. Genç kızın yalan söylemiş olduğunu düşünse de,

"Ama gözleri..."

Diye fısıldadı içinde bir ses. Onlarda öyle bir anlam vardı ki içini sızlatmıştı Edward'ın. Eğer, annesi müdahale edip uyuyan kız efsunu yapmasaydı sanki onu parçalayacakmış gibiydi.

Annesi Lili'nin üzerine oğul otu serpip "Tsige ani solsya...." Yani "uyu benim güzel kızım" diyerek ona uyuyan kız efsunu yapmıştı. Şimdi çok derin bir uykudaydı.

Maura'nın sesiyle irkildi.

"Sanırım bu kadar uyuması yeter onu uyandıracağım. Seni uyarıyorum. Sakın ona zarar vermeye kalkma!"

"Bu benim karar verebileceğim bir şey. Bana karışamazsın biliyorsun!"

"Evet biliyorum. Ama ayağını denk al. Lili'ye zarar verirsen ben değil ama "O" sana bir şey yapabilir."

"O'nun Lili'yle ne alakası var?"

"Bunlar seni ilgilendirmez işine bak şimdi çık onu uyandıracağım. Seni görmesi iyi olmaz."

Edward sinirle odadan çıkarken, Maura,elinde ki kurumuş otları Lili'nin üstüne serpti ve,

"Tsodya ani solsya" diyerek başına dokundu.

Lili bir anda gözlerini açtı. Genç kız korkuyla yerinde doğrulup anlamaz gözlerle etrafı izledi bir süre. Bakışları Maura ile buluşunca konuşmaya başladı.

"Ben nerdeyim? Rüya mı gördüm? Olanlar gerçek miydi?"

"Ne yazık ki gerçekti Ladym. Sizden binlerce kez özür diliyorum."

"Özrünüzü istemiyorum hanımefendi. Bu duruma bir çözüm bulmanızı istiyorum. Kurtarın beni bu adamın elinden."

" İşte bu ne yazık ki mümkün değil Ladym. O bir küçük prens ve ben ona söz geçiremem. Ülkemizin kanunları böyle. Sizi kurtarmaları için ailenize de haber veremem. Montgomeryler bu olayı fırsat bilerek hepimizi yok ederler. Sizden ricam biraz sabırlı olmanız. Size bu olayın bir daha tekrarlanmayacağına dair söz veriyorum."

"Bu nasıl olabilir. Küçük prens diye nasıl her istediğini yapabilir!"

"Ne yazık ki kanunlarımız böyle..."

Anlayamıyordu genç kız olanları. Bu ülkenin kanunlarını iyi biliyordu ama asillerin konumu hakkında hiç araştırma yapmamıştı. Aslında daha büyük bir sorun vardı ortada. Maura'ya dönerek konuşmaya başladı.

"Peki benden neden bu kadar çok nefret ediyor?"

Maura, yatağın kenarına oturarak Lili'nin üzerini örttü. Yatağın yanındaki sehpadan porselen bir fincan alarak uzattı.

Aşk Gelir Where stories live. Discover now