9 [end]

4.5K 325 394
                                    

• baştan yazılmıştır •
020919

bölüme geçmeden önce söylemek istediğim birkaç şey var ve hepinizin okumasını isterim.

bu kitabı yazarken bir amaç için yazmamıştım ama neredeyse iki sene geçti ve bu iki senede birçok şeyler yaşadım, birçok dersler çıkardım.
bu kitabı bitirdikten sonra sevdiklerinize sarılın, onlara güzel sözler bahşedin, henüz geç değilken eğlenin, keyfinizi çıkartın. er ya da geç, bir şeyleri kaybetmeden ve pişman olmadan önce, bir şeyler yapın. çabalamaktan bahsediyorum, herkesle iyi geçinin, sevdiklerinize sımsıkı sarılın.  unutmayın, böylece hiçbir zaman pişman olmamış olursunuz, bir şeyleri hatta birilerini kaybetseniz bile.
son olarak buraya kadar okuyan herkese teşekkür ederim, sizleri seviyorum.

Hyungunun mesajını okuduğunda kendini nasıl evden atacağını bilememişti. Bir yandan eski sevgilisinin bir adamla olduğu fotoğrafları; bir yandan da onu çok seven, değer veren hyunguna güvenmemesi ve ona telafisi olmayacak şeyler yaşatması kalbinin derinliklerini ağrıtıyordu.

Kafenin yoluna her adımını atışında içinden Tanrı'ya dualar ediyordu. Min Yoongi'sini kaybederse eğer gerçek anlamda mahvolurdu.

Kafenin tam önüne geldiğinde cam kenarında oturan, gözleri uzaklara dalmış bir Min Yoongi dikkatini çekti.
Onu bu kadar özleyeceğini tahmin edemiyordu.

Daha yakınına yaklaştığında gözlerinin şişmiş olduğunu fark etti ve dayanamayıp oturan hyungunun arkasından boynuna sımsıkı sarıldı.

Yoongi, ilk önce afallayıp arkasını dönmeye çalışsa da çok tanıdığı bu koku bunu engelledi. "Jimin?" deyip sorarcasına boynundaki kollarını okşadı.

"Yoongi hyung..." deyip titrek sesiyle seslenip kollarını hyungunun boynundan çözdü ve ayakta dikilmeye devam etti. Nefeslerini kontrol etmeye çalışıyordu.

"Nefes nefese kalmışsın." deyip elini Jimin'in saç tutamlarına attı Yoongi. Hafifçe parmaklarıyla karşısındaki çocuğun saçlarını okşamaya devam ederken eli bir el tarafından kavrandı.

"Koştum çünkü," mırıldanarak minik baş parmağıyla hyungunun elinin üstünü okşadı. "Yine geç kalırsam bu sefer gerçekten gidersin diye deli gibi korktum, hyung." 

Yoongi, karşısındaki aşık olduğu adamın sözleri üzerine yutkundu. Kimin de aynı eylemi taklit ederek hyungunun karşısındaki sandalyeye oturdu.

Yoongi, yalnızca etrafını izleyen çocuğa bakıp sesli bir nefes verdi. "Buluşmak istedin ve şimdi buradayız. Artık ne söylemek istiyorsan söyle, Jimin. Daha fazla oyalanmak istemiyorum."

Sonunda Jimin yaşlarla ve pişmanlık kırıklarıyla dolu gözlerini Yoongi'ye çevirdiğinde Yoongi yutkunmak zorunda kaldı. Sevdiği adam, karşısında böyle duruyorken ona karşı soğuk davranabilmesi oldukça zordu.

"Senden af dilemeye geldim, hyung. Bunu belli etmiyor muyum sence?" diye sorduğunda karşısındaki kırık dolu gözlerle bakan adam cevap vermedi.

soon or later ღ yoonmin | tamamlandı.Where stories live. Discover now