12

3.7K 299 173
                                    

Jungkook haftalardır Jimin'le konuşmamıştı. Anlayamadığı bir şekilde ona sinirliydi. Jiminsiz geçen haftalarda partiye götürdüğü kızla çıkmaya başlamıştı. Amacı kafasını dağıtmaktı, bundan emindi çünkü Eunji'ye karşı hiçbir şey hissetmiyordu.

Kafeteryada yemek yerken Eunji yanına geldi ve dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu.Onun için Eunji hiçbir şey ifade etmiyordu, öpücüğü de öyle.

Yemeğini yerken gözleri kafeteryanın en köşesinde bulunan masaya takıldı. O masaya eskiden Jimin'le ikisi otururdu sadece. Jimin tek başına oturmuş sessizce yemeğini yiyordu. Yine kulaklarında asla vazgeçemediği kulaklıkları vardı. Son günlerde biraz daha zayifladigini farketti, yanakları eskisi gibi dolgun değildi. Gözlerinin altı da biraz daha çökmüş gibiydi.

Telefonunu eline alıp bir şeyleri kurcaladiktan sonra Jimin'in dudaklarının yukarı doğru hafifçe kivrildigini farketti. '' Seni bu kadar gülümsetecek ne gördün oppa? Nereye bakiyordun? '' Eunji konuşana kadar kendisinin de gülümsediğinden bir haberdi. '' Hiç. Aklıma eski bir anı geldi de. ''  O an tanrıya Eunji daha çok soru sormadığı için teşekkür etti.

Yemeğini yiyerek Jimine kaçamak bakışlar atmaya devam etti bir süre. Ne yaparsa yapsın aklı hep büyüğündeydi. O gün evine gittiğinde Jimin'in ona söyledikleri aklına geldi birden. Onu sevdiğini söyleşi... O an duyduğunda bir şey hissetmemişti, sadece  şok olmuştu. Ama ertesi günlerde olayı durmadan kafasında yaşayınca Jimin'in onu sevdiğini söylediği anda kalbi anlam veremediği bir şekilde hızlı atıyordu.

Taehyung'un masaya gelmesiyle düşünceleri bir kez daha bölündü ve gözlerini Jiminden çekip Eunji'nin aşırı yakın olduğu Taehyung'a yöneltti. Taehyung'un Eunji'den rahatsız olduğu gün gibi ortadaydı ama Jungkook müdahale etme gereği duymadı, çünkü hyungunu böyle görmek ona komik gelmişti.

Farkında olmadan bakışları yine Jimine yöneldiğinde Jimin'in artık yalnız olmadığını gördü. Yanında iyi görünümlü bir oğlan oturuyordu ve Jimin ona gülümsüyordu.
Jungkook kıskançlıktan ellerini yumruk haline getirip '' Hyung, Jimin Hyung'un yanındaki oğlan kim? '' diye Taehyung'a sordu. Eunji arkadaşlarıyla tanrı bilir nereye gitmişti yani Taehyung şuan özgürdü. '' Ah o benim kuzenim Taemin. Geçen hafta Jeju'dan geldi transfer öğrenci olarak. Voaaaah Jiminie'yle iyi anlaşmışa benziyor, kendine
 arkadaş bulabildiği için çok mutlu oldum'' 

Jungkook tekrar bakışlarını Jiminle Taemin denen oğlanın bulunduğu masaya yönelttiğinde masanın boş olduğunu gördü.  ''Hyung ben sınıfa geçiyorum görüşürüz'' Taehyung' un cevap vermesini beklemeden hızlı adımlarla kalabalık kafeteryadan çıktı.

Şuan duygu karmaşası yaşıyordu. Sinirliydi, üzgündü, Jimin'i özlüyordu ama ondan uzak da durmak istiyordu.

Bodrum katına inen merdivenlerden yavaşça inip dans odasına giden koridora yöneldi. Dans odasını kimse kullanmazdı, bu okula başladığından beri sadece Jimin ve kendi bu odaya geliyordu. Hatta bazı öğrencilerin böyle bir oda olduğundan haberleri bile yoktu. Bu yüzden Jimin'le birbirlerine bu odayı kimseye göstermeyeceklerine dair yemin etmişlerdi.

Eski anıları hatırlamak Jungkook'un yüzünde ufak bir tebessüm belirmesine neden oldu. Dans odasının kapısına gelince içeriden müzikle karışık kahkaha seslerinin geldiği duyunca bir an için duraksadı. Eli kapının kolunda müzik bitene kadar öylece bekledi. Kapıyı açıp açmamalı mı onu düşünüyordu. Sonunda açmaya karar verdi ve yavaşça kapıyı araladı. İçeriyi kolaçan ettiğinde suçlu bakışlarla kendisine bakan  Jimin'i farketti. Yanında da Taemin denen yeni oğlan vardı. Burası onlar için özel bir yer olmalıydı ama Jimin daha dün gelen birini buraya getirmişti ve dans edip birlikte gülüyorlardı.
Jungkook bu kadar üzgünken Jimin nasıl gülebiliyordu?

"Jungkook b-ben'' Jungkook burada daha fazla kalmak istemediğini biliyordu. ''Burası boş olur sanmıştım. Rahatsız ettiğim için özür dilerim'' büyüğünün sözünü kesip seri bir şekilde oradan ayrıldı . Lanet olsun  dedi içinden, yine suçlu olmadığı halde özür dilemişti.

Little Things -jikook-Where stories live. Discover now