15.Bölüm: Şaka mı bu?!

77 13 10
                                    




Eypio- Gömün beni çukura= kitabı yazarken dinlediğim şarkı tavsiye ederim:)

Keyifli okumalar inşallah beğenirsiniz voteleri ve yorumları bekliyor olucağım:)))

Buket'ten

Evde tek başıma mal mal takılıyordum. Zaten yapacak hiç birşey yok canım acayip sıkılıyor. Defne'lere bugünlük beni yalnız bırakmalarını söyledim bide beni sorguya çekmelerine gerçekten katlanamazdım. Başta hayır falan deselerde en sonunda ikna edebilmiştim. Arat'ta çok üzülmüş ona tokat atıp gittiğimden sonra. Aslında ne o tokadı nede o sözleri hak ediyordu ama ne yapabilirim ki sinirlerime hakim olamadım o an.  Hak eden tek bir kişi vardı o da Pamir denilen bok suratlı mahlukat! Ay yine sinirlerimi bozdu.

Odamdan çıkıp alt kattaki solana geçtim. Bari tek başıma pes falan oynim be. Evet pes oyununu çoğunlukla erkekler oynuyor biliyorum ama bende bu oyuna fazlasıyla düşkünüm. Oyun kollarından birini alıp koltuğa yayıldım. Maçı başlattıktan yarım saat sonra falan kapı çalmaya başladı. Of ama ben çok üşeniyorum yok şimdi kalkıcaksın da kapıya kadar yürüyeceksin de kapıyı açıp-kim gelmişse artık-onunla konuşacaksın da oooo çok iş.

En iyisi evde yokuz tipine bürünmek. Televizyonun sesini kısıp oyuna geri dönüş yaptım. Ama kapının çalması durmuyordu ki. Artık kim varsa kapıyı tekmeleyip duruyordu ve zile abanıyordu, kimsin lan insafsız?! Kapı kırılsa parasını o ödeyecek sanki.  Hafiften korkmadım değil ama nolcak deyip ayağı kalktım. Kapıyı açınca tabiki hiçte şaşıracağım bir manzara değildi.

"Ben size gelmeyin demedim mi niye geldiniz embesiller?!" Kapımda sürü halinde duran Defne, Bora, Nil, Tuğrul ve Arat'a baktım. "Kızım kapıyı açmayınca birşey oldu sandık. Niye geç açıyorsun bu kadar!!" Bağıran Tuğrula göz devirip "Ya pes oynuyordum üşendim yani oldu mu?" dedim.

"Ne pes mi var Allah, hadi gençler bir iki tur atarız lan" Bora bu cümlesinin ardından beni kenara itip eve girmişti bile. Babanın evi zaten rahat ol. Defne, Nil ve ben ona göz devirirken Tuğrul ve Arat'ın gözleri ışıldamıştı. "Geçin lan geçin mülteci kampı oldu zaten evim, sizede yer var sıkıntı yapmayın" Bu dediğime gülerken içeriden Boran'ın sesi geliyordu. "Oha lan en son çıkan serisi var bide ben bile bunu daha almadım amına koyım kızım, sende ne işi var?!"

Tuğrulsa cevap olarak "Buket pes oynamaya bayılır oğlum" demişti. Kerata beni çok iyi tanır. Herkes içeri girerken Arat'ı durdurdum. "Şey konuşabilir miyiz, birazcık?" Kafa salladı. Herkes gidince biz hâlâ kapının önünde duruyorduk.

"Arat aslında özür dilerim dün için. Bilmediğin bir konu aklıma geldi öyle söyleyince bende sinirimi senden çıkardım. Yapmamam lazımdı ama ne yapayım kendime engel olamadım ne olur affet beni yeni tanışmamıza rağmen kötü biri olmadığın anlaşılıyor ve bizim gruba girdin gibi birşey. Seninle aramda bir sorun olsun istemem açıkçası" Yüzüme tatlı sandığım bir ifadeyle konuşmamı bitirdim.

O da bana gülümseyip "Aslında bilmediğim bir konu değil yani Defne biraz özet geçti diyebiliriz. Emin ol seni anlayabiliyorum yani sorun yok Buket affettim bile seni. Ama sana şunu söyleyebilirim sakın seni terk eden bir şerefsizin arkasından ağlama veya onun dönmesini bekleme. Önüne bak, önündeki fırsatlara şans ver seni arkasında bırakanlara değil" dedi. Benimse dediğim tek şey "Haklısın" olmuştu. Evet gerçekten haklıydı önüme bakmam gerekirdi beni arkasında bırakan Pamir'e değil. Arat'ın dediği gibi önümdeki fırsatlara şans vereceğim.

Arat'la beraber salona geçince hepsi bize 'sizi gidi gidi' dermişçesine sırıtıyordu. Ah kesin yanlış anladı orangutan beyinliler!

Kızlar hâlâ bana imalı imalı bakarken erkekler kendilerini maça kaptırmıştı bile. En son Defne kafasıyla mutfağı işaret edince ne yapmaya çalıştığını anlamak zor değildi. Çakal kesin beni sorguya çekecek hadi hayırlısı. Başımı sallayınca üçümüz ayağı kalktık.

KIVIRCIKDonde viven las historias. Descúbrelo ahora