7.Bölüm

1.4K 156 63
                                    


Sehun, Kai'yi bahçede hiçbir şey söylemeden bırakıp giderken, aklında sadece Baekhyun'un minibüsün plakasını araştırıp araştırmadığı vardı.

Kai'ye herhangi bir açıklama yapmak yerine geldiği gibi çekip gitmişti. Başkası Sehun'un yerinde olsaydı, Kai'nin kendisine olan hislerinden böylesine faydalandığı için kendisini kötü hissederdi.

Ama o bu konuda vicdan sorgusuna bile girmiyor, gerek de duymuyordu. Çünkü Sehun'a göre o sadece işinin gerektirdiğini yerine getiriyordu.

Her ne kadar bunu iş diye nitelendirse de, daha önceki görevlerinde hiç bu kadar zevk almadığı da bir gerçekti.

Otokontrollü ve iyi eğitilmişti. Lakin şimdiye kadar tanıştığı hedeflerin içinde en ateşlisinin Kai olduğunu da asla yadsımıyordu.

Merkez binasına girdiğinde, direkt olarak Baekhyun'un yanına gitti. Onun en azından boş şeylerle uğraşmadığını varsayıyordu.

İçeri girdiğinde Baekhyun'un Joy ile fısır fısır bir şeyler konuştuğunu gördü. Yanlarına sessizce yaklaşırken, neyin bu kadar önemli olup da dip dibe girecek şekilde konuşmalarına neden olabileceğini merak etti.

"Ne halt ediyorsunuz siz? Size ben bir saat önce minibüsün plakasını araştırın dememiş miydim?"

Baekhyun çattığı kaşlarıyla ortağına sertçe baktı. Joy onları yalnız bırakması gerektiğinin bilincinde olarak, hızlıca Baekhyun'un odasından çıkmıştı.

"Bana bak OhSe benimle bir daha bu ses tonuyla konuşursan çok kötü olur!"

Sehun, bir şey söylemek yerine, aynı şekilde ona sertçe bakarak karşılık verdi. Operasyona yeni atanmış olsalar da şu anda yürüttükleri gizli görev, iki senedir gizlilik içinde yürütülüyordu.

Son aşamaya gelindiği düşünüldüğü için üst makamlardan Sehun ve Baekhyun'u bu göreve dâhil etmeyi uygun görmüşlerdi.

Lakin izledikleri adam sürekli açık vermemek için açıklarını birer birer kapatıp, izlerini silerken, ikisini de hiç olmadığı kadar zorluyordu.

"Çemkirmen bittiyse Lady Diva sorumun cevabını ver hemen."

Baekhyun, Sehun'un gerçekten sinirlenmedikçe kendisine böyle hitap etmeyeceğini biliyordu. Son zamanlarda anlaşılmadık bir şekilde gergindi ve her seferin de de acısını Baekhyun'dan çıkartmaya başlamıştı.

"Bu Lady Diva bir gün sen uyurken penisi kesip köpeklere yedirecek, buna ne dersin?"

Sehun, daha fazla öfkeli kalamamış ve Baekhyun'a arkadan sarılmıştı.

"O bana lazım Baek, en azından iş için biliyorsun."

"Bana da lazım geri zekâlı. Başkalarını becerdikten sonra gelip, yine aynı böyle "onlar sadece iş için sevgilim" deyip benimle yatıyorsun."

Sehun, etrafını hızla kontrol ederek onun boynunu öptü. İkisi de aralarındaki ilişkinin duygusal bağlamda olmadığının bilincindeydi. Birbirlerini seviyorlardı ama bu kesinlikle aşk değildi.

İkisi de âşık olacakları biri çıkana kadar, birlikte bu şekilde güzel vakit geçirmeyi umursamıyordu.

Birbirlerine gerçekten değer vermeleri ve dost olmaları, cinsel yönden birlikte olmalarına engel olmamış ya da bunu sekteye uğratmamıştı. Bu yüzden iş yerinde ya da görevdeyken bunu gizleme konusunda iyice ustalaşmışlardı.

Belki de bu yüzden, Baekhyun ondaki ufak ama önemli değişikliği bu nedenle çabuk fark etmişti.

Onun itiraf etmeyeceğini bilse de Kai'den etkilendiğini görebiliyordu.

"Haklısın bebeğim, şimdi bana istediğimi verir misin?"

Baekhyun, Sehun'un kolları omuzlarını sarmışken, bilgisayarına birkaç kod girdi. Alışılmışın dışında bir hızla ekrana çıkan bilgiler Sehun'u şaşırtmıştı.

"Demek minibüs, adamın şirketlerinden birine ait çıktı."

"Evet, görünen o ki bir sebepten ötürü sevgili modelimizi izlemeye almış. Aynı bizim gibi."

"Bundan bir şey çıkar mı sence?"

"Adama yaklaşabilirsin, lakin bölüm şefinin bundan hoşlanacağını sanmıyorum."

"Bölüm şefi sonuçlara odaklanmış vaziyette. Üstlerine ne hesap vereceğini düşünüyor, benim yanlış yapmayacağımı da bilecek kadar bana güvenir."

"Öyle mi? O mu git Kai ile yat dedi sana peki?"

Sehun, Baekhyun'un iğnelemesinden neyi ima ettiğini anlamıştı. Onun bunu sırf kıskandığını göstermek için söylemediğinin de bilincindeydi. Sadece dikkatini başka bir noktaya çekmeye çalışıyordu.

"Sürekli olarak konuyu değiştirmekten vazgeç, öyle olmadığını ikimiz de çok iyi biliyoruz. İşe odaklanabilir miyiz lütfen Baek?"

Sehun'un kaçamak cevabı, Baekhyun'u yeterince tatmin etmişti. Lakin Sehun vermiş olduğu açığın farkında bile değildi. Onun tek odaklanabildiği şey, adamın yanına nasıl yaklaşabileceğiydi.

Ve Baekhyun'un bununla ilgili çok güzel bir planı vardı.

*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Baekhyun, Sehun'un yaptığı planı hemen kabul edeceğini düşünmemişti. Yine de reddetmesinden daha iyiydi.

Çünkü bütün birim bu adamı yakalayıp foyasını ortaya çıkartmak için çok sıkı çalışıyordu.

Verdiği öğle molasını, en sevdiği favori mekânı olan, küçük kafede geçirmeye karar vermişti. Bu yüzden Sehun ile planın detaylarını daha sonra konuşmak için sözleştiler.

Bir saatlik zaman dilimi, bölüm şefine planını anlatırken, nasıl mantıklı bir açıklama yapması gerektiğini düşünmek için yeterli vakti ona sağlıyordu.

Tek istediği sessiz ve sakin bir şekilde kahvesini içip, sandviçini yiyerek söyleyeceklerini planlamaktı.

Kasanın önündeki sıraya girdi. Sıra kendisine gelince de siparişini verip, oturmak için kendine sakin bir masa seçti.

Siparişinin hazır olduğunu belirten alet vızıldayınca, tezgâhta hazır bir şekilde duran tepsiyi almaya gitti.

Tam tepsisini alıp masasına oturmuştu ki, hiç beklemediği biri onun masasına tam karşısına oturdu.

"Sanırım o tepsi bana ait."

Dedi boğuk ve içten bir sesle.



YN: Acaba Baekhyun'un masasına oturan kişi kim?

SPY and MODELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin