Şirketime pahalı ayakkabılarımla adımlarımı atarken gözüme bir kız ilişti.Daha önce görmediğime yemin edebilirim.Sanki şey gibi,güneş.Parıldadı birden gözüme bir şey iliklerime aktı güneşin parıltıları.Dikkatimi toplayıp odama yürürken Şirin'in sesi kulağımı cırmaladı.
"Efendim günaydın.Şirketimize yeni bir hanfendi geldi size hemen gönderiyorum ha bide bugün 12'de toplantınız var."
"Dur bi soluklan kızım yavaş.Tamam gönder gelsin."
Umarım bu sefer işe aldıkları kadın dolandırıcı çıkmaz diye dua ederken odama biri girdi.Kapıyı nazikçe açtı.Ve adeta mükemmel görünen bir surat.İnce belli beyaz salaş gömleği,siyah bol kot pantolonu ve kemeri,hafif uzun boyu,yeşile yakın ela gözleri beni benden almaya yetmişti.Ne bir şeytanlık ifadesi vardı suratında ne ciddiyet.Masum,temiz, güleryüzlü bir kadın."Daldınız herhalde."
"Eeıı yok şey buyrun oturun lütfen.""Siz patronumsunuz galiba,ben Güneş memnun oldum Kuzey Bey."
"Ah merhaba.Hoşgeldiniz şirketimize.İsterseniz maaşınızı konuşabiliriz."
"Sorun değil.5000 yeterli olacaktır."
Bizim gibi bir şirket için söylediği fiyat gayet makûldü."Daha fazla verebiliriz.En fazla 6000."
"Peki o zaman.Kolay gelsin."
"Güneşti değil mi?"
"Kuzey'di değil mi?"Gülümsedi ve odadan çıktı.Sağ yanağında kalıp göremediğim o gamzesi,aynada gözükünce gamzem yüzümde beliriverdi.
Her çalışan kişim bana karşı çok korkaktır.En çok da bu huyunu sevdim Güneş'in.Gayet sakin ve sanki yıllardır tanıştığı arkadaşıyla konuşuyormuş gibiydi.=Etkilendim senden,hemde çok inceden dokundun kalbime Güneş gel vur yüzüme kapatmam gözlerimi acıtsanda gözümü gel vur kalbime...=
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzeyin Güney Rüzgarı
Teen FictionGüneye savrulmuşum ben ve en çokta gülüşüne tutulmuşum'