KÜL KEDİSİ

1.4K 91 25
                                    

        Peri masalı… Dinlemediğim peri masalları. Annemin kaçarak, babamın hayata küserek benden esirgediği masallar. Okuma yazma öğrendiğim zaman ancak öğrenebildiğim, babaların çocuklarına uyumaları için anlattığı, duyunca hiç böyle bir şey yaşamadığım için her defasında içimdeki küçük Yağmuru ağlatan masallar.

        Aynaya tekrar baktım. Bir sürü yer gezmiştik. Saçımdan, makyajıma, maniküre kadar her şeyim yapılmıştı. Şimdi aynada gördüğüm kız peri masallarındaki prenses gibiydi. Bunun hayalini ne çok kurmuştum küçükken. Bu kadar olmasa da annemin saçımı taraması mesela. Bu bile prenses gibi hissettirir bence.

        Bunları düşünmem gözümde biriken bir damla yaşın yüzümden süzülmesine neden oldu.

        Görmek istediğim kız şimdi karşımdaydı.  Aynaya tekrar baktım kırgın, üzgün, kimsesiz, sessiz, içine kapanık, kimseden ilgi görmemiş, mutluluğa aç bir ben gördüm karşımda.

Sol yanağımdan süzülen bir damla yaşı elimin tersiyle silerek aynadaki yeni Yağmur’a gülümsedim. Hayat dolu, yaşadığı olumsuzluklara rağmen hayattan hala bir şeyler bekleyen, kendi kendine yetebileceğini düşünen Yağmur’a.

Aslında ben hep buydum. Hep gülümseyen, rezil olduğunda utananlar yerine buna dönüp gülebilen.

        Hatta şu an gülümserken ağlayabilen biri olarak da nadir insanlar listesine adımı yazdırıyorum galiba.

Gülmek, bazı insanların aksine yüzüme taktığım yapmacık bir maske değildi. Ben küçükken de dramatik yaşamına rağmen gülerek hayatla zıtlaşan biriydim. İnsanlara da çok kafa tutan biriydim. Ne de olsa ben her şeye rağmen hayata kafa tutuyorum.

        Şu an buradayım. Hiç bilmediğim biri tarafından getirildiğim bu kuaförde. Beni buraya getiren kişiyi merak ediyorum ama tahmin etmek zor değil.

        Etrafımda pervane olan insanlar, temizlikçisinin bile çok şık giyindiği bir kuaför, dışarıda beni bekleyen araba, bir isteğim olup olmadığını her saniyede soran görevliler…

        Bunları düşünmem aptalca sırıtmama sebep oldu. Yine sıyrılmıştım, biraz önce düşündüğüm duygusal anılara rağmen şimdi sırıtıyorum. Çünkü şu an çok heyecanlıyım. Zorluk çıkarmamamın nedeni de bunları yaptıranın kim olduğunu bilmem.

        Her yerden lüks akan bir yerden bahsediyoruz. Kesin o!

Her yerde karşıma çıkıp her seferinde bana kendimi kötü hissettiren ama hep o derin yeşil gözlerine baktığımda arkasında gizli merhamet taşıdığını düşündüğüm Ukala kişilik.

        Biliyordum! Bana her kötülük yaptıktan sonra göz göze geldiğimde gözlerinden pişmanlık akıyordu resmen. Tamam, geri alıyorum. Bu kadar abartmayalım ama küçük pişmanlık kırıntıları görüyordum ya da görmek istediğim şeydi bu bilmiyorum.

        Bay Ukala! Ya da artık bu davranışından dolayı Korkut desem daha doğru olur.

Hem o olmasa başka kim olabilir ki? Kim neden böyle bir şey yapsın? Yapsa yapsa o yapar çünkü her yerde ondan başka karşıma çıkan yok. Hem özür dilemek istedi kesin.

        İnanmıyorum ya! Çok mutluyum. Böyle içimde garip analatamadığım şeyler dolaşıyor gibi. Ya da arabada giderken hafif bir tümsekten geçtiğinizde karnınızda oluşan o hem iyi hem kötü duygu var ya, şu gondolda oluşanın azaltılmış hali, onun gibi.

        Bunu yüzümdeki bir büyüyüp bir küçülen sırıtmalarımdan, kıkırdamalarımdan görevlilerde anlamış olacak ki onların da kıkırdamasına sebep oluyorum. Kıkırdamalarımın artmasından sonra etrafıma baktığımda herkesin benden daha çok güldüğünü gördüm.

YAĞMUR SONRASIWhere stories live. Discover now