KAYIP MUTLULUKLAR

94 31 78
                                    

Genç kız gene onu takip etmişti. Sevdiğinin peşinden gitmişti.
Gururunu hiçe sayarak gitmişti.
Sevdiğini söyliyecekti.
Bu sefer olucaktı...
Bu sefer olucaktı.
Böyle umud ediyordu genç kız...

Ona onu sevdiğini söyliyecekti. Onca aylar sonra cesaretini toplayıp, ilan edicekti sevgisini...

Ama ona sevdiğini söyliyemeden, sevdiği başkasına sevdiğini söylemişti.
Zaman durdu adeta...
Insanlar geçiyor...
Göz yaşları birbirini takip edip birer birer firar ediyordu sanki gözlerinden...

Yapacak bir şey yoktu... Onsuz nasıl yaşadıysa devam edecekti... Gene uzaktan sevmeye devam edecekti... Gene acı çekmeye devam edicekti...

Ansızın yürürken gözleri karardı genç kızın tam merdivenden düşeceken, bir el onu sımsıkı sardı. Düşmedi genç kız ama şaşkındı.
Sevdiğinin en yakın arkadaşıydı onu tutup, kucaklayan...

Çocuk sordu kıza;

- Seni bu hallere düşüren ne?

Kız sustu... Konuşmak istedi ama konuşamadı. Kelimeler yutkunda birikiyor ama yutamıyordu... konuşamıyordu... susuyordu sadece...

- Kim bilir belkide aşktır.

Dedi genç kız. Bunu söylediğine kendi bile inanmıyordu. Bir başkasına hislerini döküyordu. Sanki biraz daha zorlasa omuzuna sarılıp ağliyacaktı.

- Neden her AŞK kelimesinin altında büyük ve kapanmayan bir yara var?


çocuk gene soru sormuştu. Kız
cevabını vermedi... Sustu... Sustu...
Nereye kadar susacaktı ki?
Bu gün susmayacaktı. Sevdiğine söyliyemediklerini arkadaşına söyliyecekti.

- Aşkı acı haline getirip, derin derin yaralar açana sormak gerekir...

Aşkı uzaklarda arayıp da gözünün önündekini görmeyenlere sormak gerekir...

Sadece yara açmayı bilipte, kapatmamaya özen gösterip, birde tuz bastırana sormak gerekir...

Bunun karşısında çocukta şaşırmıştı. Böyle bir cevap beklemiyordu. Ne diyeceğini toparladı... Bir süre sustu...

- Aşk yakınındayken, kim uzaklara bakar ki?

Kız düşünmeden cevap verdi.

- Bakanlar var işte!

Çocuğa neden sinirlendiğini kızda anlamamıştı ama...

- Bakanı tanıyormuyum?

Kızın sitem içindeki cevabına temiz ve bi okadarda sakin cevap vermişti.

- Tanımazsın!

Halbuki tanıyordu. Onun en yakın arkadaşıydı sevdiği.
Verdiği cevabına üç kelime daha ekledi.

- Hiç kimse tanımaz!

Bunun karşısında genç çocuk şaşkındı gene sorularına yöneldi.

LevlâHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin