Bölüm_14 Dönüştürücünün Isırığı

148 9 6
                                    

Nessa kafasını onun göğsüne gömmüş ağlıyordu. Crow kucağında Nessa ile kumların üstüne oturdu. Bir süre hiç konuşmadılar. Sonunda Nessa nın ağlaması kesilince Crow onu kendinden ayırdı ve "Sorun ne?" Nessa uzunca bir süre konuşmadı. Sonunda "Beni eve götür. Denizden olabildiğince uzak olan evimize." "Ne yani sorun su mu?" "Hayır suyun içinde yaşayanlar!" Crow ayağa kalktı ve eve doğru yürümeye başladı. Bir süre sonra durdu ve "Nessa şimdi birlikte denize giricez tamam mı? Sakin ol ben yanındayım hiçbir şey olmayacak." 

NESSA NIN AĞZINDAN

Birlikte denize girmek mi! "Hayır!" dedim sessizce. Beni yere bıraktı ve "Hadi ama iyi olacak. Söz veriyorum. Bana güvenmiyor musun? Hadi Nessa. Korkularınla yüzleşmelisin." "İstemiyorum." "Pekala bunun için bana çok kızacaksın ama bunu yapıcam." Bir anda suya doğru koşmaya başladı. Kafamı gögsüne gömdüm ve "Lütfen yapma Crow dur lütfen!" dedim sessizce. Bir yandan da ağlıyordum. Beline kadar suya girince durdu ve "Bu olamaz. Sen benim tanıdığım Nessa olamazsın. Nerde o korkusuz katil kız?!" Sudan çıktı ve beni bıraktı. Beni fırlatırcasına kuma bırakmıştı ve canım yanmıştı. "Sana ne oldu ha?" dedi ten rengi değişirken. "Crow ben..." Tam olarak şeytan formuna geçince bana döndü ve "Eve git." dedi. Ona arkamı döndüm ve "Biraz dolaşıcam." dedim. "Herneyse!" dedi ve gitti. Eve gidip bana verdiği kılıcı aldım. Üstüme normal birşeyler giyip dışarı çıktım. Birşeylere zarar vermek istiyordum hem de çok. Yere bakarak yürüyordum ve bir süre sonra çıkmaz sokağa girdiğimi fark ettim. Arkamı döndüğümde karşımda 3 tane adam vardı. "Hey bayan size bir içki ısmarlayabilir miyiz?" ve yavşak piç gülümsemesi! Vay be demek 19. yüzyılda da böyle pislikler varmış. Elimi cebime attım ve kılıcımı çıkardım. Önce şaşırdılar. Sonra güldüler ama kılıcımı ortadakine doğru sallamamla kılıç uzadı ve ardından ne olduğunu tahmin etmişsinizdir. Hepsini öldürdükten sonra bile tatmin olmamıştım. Cidden hala öldürmek istiyordum. Cesetleri duvara dayadım ve parmağımı birinin kanına bulayıp duvara 'Yanlış sokaktasın!' yazdım. Arkamı dönüp gidecekken birşeyin bana sarıldığını hissettim. Sonra da kanatları beni sardı. "Geri mi döndün yoksa?" diyip gülümseyen Crow a gülümseyerek karşılık verdim. "Sanırım öyle oldu." İnsan formuna döndü ve bana sarıldı. Sonra ceketini üstüme atıp "Hadi eve gidelim." dedi. Kafamla onayladım ve eve döndük.

1 AY SONRA

 Lisa ya baktım ve "Bu elbiseyi giymek istiyorum." "Ne? Cidden o eski elbiseyi mi giymek istiyorsun?" "Hı? Nesi eski ki bunun bence gayet güzel."

Crow un boynuna atladım ve "Baak. Elbisem nasıl olmuş?" Yüzündeki gülümseme silindi ve "Çıkar şu elbiseyi!" diye gürledi. Ne olduğunu anlamadım ama bu elbiseyi sevmiştim ve çıkarmaya hiç niyetim yoktu. Ben hiç tepki vermeden karşısında dikilmeye devam ederken "Hem sen bu elbiseyi nerden buldun ki?" "Çalışma odandaki dolapların birinden." dedim mahcup bir tavırla. Ama bu çalışma odasını ilk karıştırışım değildi ki. Bu elbiseye neden bu kadar tepki verdi anlayamadım.

CROW UN ANILARINDAN

"Elbisem nasıl olmuş?" diyen Elizabeth e döndüm ve yüzümü buruşturdum. "Ne! Yoksa beğenmedin mi!" "Hayır fazla güzel olmuş. Bu şekilde seni baloya götüremem." Bana en şirin gülümsemelerinden birini verdi ve "Hadi ama bu elbiseyi çok seviyoruuuum." Yalvaran gözlerle bakıyordu diyebilirim. Gülümsedim ve onu aynanın karşısına geçirip beline sarıldım. "Bu elbiseyle fazla güzel oluyorsun. Seni kıskanıyorum." Gülümsedi ve dudaklarıma küçük bir öpücük kondurup "Hadi gidelim." dedi.

Baloda biraz fazla içmiştik. Sallana sallana eve yürüyorduk. Uzun zamandır insan kanıyla beslenmediğim için çok açtım. Ama yine de Elizabeth e zarar vermezdim. Bunu yapamazdım çünkü onu seviyordum. Bir süre sonra durdu ve "Yoruldum." Bir anda onu kucağıma aldım ve koşmaya başladım. Gülüyordu. Çok güzel gülüyordu. 

NEFRET EN BÜYÜK GÜÇTÜRWhere stories live. Discover now