2.Bölüm

4.2K 287 50
                                    

Jongin Sehun'un sakinleşmesini bekledi tam o esnada Tao'nun cep telefonu çalınca rahat konuşabilmek için ikisini masada yalnız bırakmıştı. Tam kafasını kaldırıp etrafı incelerken hemen çapraz masada oturan ve kendilerini izleyen tuhaf olduklarını düşündüğü ikiliye dikkatlice baktı.

Sehun elindeki kâğıt peçete ile gözyaşlarını kurularken elinde olmadan içini çekti. Jongin ise hala kendilerine kaçamak bakışlar atan ve yakalanmadığını sanan iki doktor önlüğü giymiş koca çocuğa bakıyordu. Anlaşılan neler olup bittiğini öğrenmek için aşırı heveslilerdi.

Kafasını çevirdiğinde Sehun'un kendisine boş bakan gözleri ile karşılaştı. Artık ağlamıyordu.

" Bay Oh iyi misiniz? Eğer değilseniz daha sonra da devam edebiliriz."

Sehun " böyle haber alan biri ne kadar iyi olabilirse o kadar iyiyim bay Kim. Lütfen sorularınıza devam edin. Elimden geldiğince yardımcı olmak istiyorum."

Jongin başını olumlu bir şekilde sallayıp siyah deri ceketinin iç cebinden küçük bir not defteri ve kalem çıkarttı. Bir yandan da alttan altta Sehun'un yüz hatlarını inceliyordu.

Eğer Sehun kurbanı tanıyor olmasaydı ve bir soruşturmanın gidişatını etkileyebilecek durumda biri olmasaydı, ağladığı andan itibaren onu kollarının arasına alıp teselli edebilirdi. Hatta bir kaç saat önce elindeki yarayı dikerken, onu yine böyle uzun uzun incelemiş ve ondan gerçekten etkilenmişti. Bir şekilde ona yemeğe çıkmayı teklif etmeyi bile düşünmüştü.

Gerçi şu an durum itibariyle bu mümkün değildi. Her şeyden önemlisi eğer amiri böyle bir şeye kalkıştığını duyacak olursa onu açığa alabilirdi bu da Jongin'in hayatta asla istemeyeceği bir şeydi. O kurbanın katilini bulacağına kendi kendine bir söz vermişti. Buna Oh Sehun ile çıkmak istediği yemeği ertelemek de dâhildi. Bu dosyayı sonuçlandırana kadar ondan uzak duracaktı.
Jongin bakışlarını önündeki küçük not defterine yönelterek ona olan ilgisine bir son vermeye çalıştı. İşine yoğunlaşmak zorundaydı. Derin bir nefes alıp sorusunu Sehun'a yöneltti.

" Onunla ne kadar zamandır tanışıyorsunuz ?"

Sehun artık onun yüzünü bakmıyordu. Ağlamaktan gözleri kızarmış ve şişmişti. Bembeyaz yüzü de ağlamaktan kızarmıştı. Sürekli elindeki peçete ile oynuyordu. Tedirgin ve huzursuzdu bu durum Jongin'in gözünden tabi ki de kaçmamıştı.

" Tıp fakültesinde ikimizde aynı sınıftaydık bu sayede tanışıp yakın arkadaş olduk. 4'üncü senemizde bana çıkma teklif etti bende kabul ettim. Sonra ise sevgili olduk en son geçen seneye kadar ilişkimiz o yönde devam etti. Ama ikimiz de dostluğumuzun sevgili olmamızdan daha değerli olduğunu fark ettik. Zaten aramızdaki aşk da bitmişti. O benim bu hayatta en değer verdiğim insanlardan biriydi. Onun kimse ile bir alıp veremediği ya da bir düşmanı bile yoktu. Yani düşmanı olamaz herkes onu severdi Bay Kim. onu kime sorsanız size benim söylediklerimin aynını tekrar edeceklerdir. O çok duygusal, sevimli, sıcakkanlı ve fazlasıyla doğasında anaç biriydi. Kimseyi incitmez, kimsenin hakkını gasp etmez ve haksızlığa asla tahammül edemezdi. Hala anlam veremiyorum. Bir türlü bana bu olanlar hiç mantıklı gelmiyor. Nasıl olur bunu ona nasıl yapabilirler. Ne tür bir cani bunu Kyungsoo'ya yapabilir aklım... Almıyor"

Jongin onun tekrar dolmaya başlayan gözlerine baktı. Onu teselli edecek bir kaç cümle söylemek istedi. Ama teselli verebilecek ne söyleyebilirdi ki.

Bir an sadece bir an Oh Sehun'un kurbana olan ilgisini, anlattıklarını, onun için döktüğü gözyaşlarını kıskandı. Neden bilmiyordu içindeki bu tuhaf hisse nasıl bir anlam yüklemesi gerektiğinden emin değildi.

KADİFE KELEPÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin