BİZ OLMAK 💫💕

1.9K 96 5
                                        

Vedat çıktığı ilk mahkemede tutuklu yargılanmıştı. Bunca yılın tecrübesinden kaynaklandığı için peslerini bırakmayacağını bilen Nefes diken üstünde yaşayacağını da bilse Nefes psikopatın içeride olmasıyla bir nebze olsun daha rahattı.

Yiğit tedavi için özel hastaneye getirilmiş kan değerlerinin sonuçları bekleniyordu. Nefes ne kadar tırnağı varsa midesine yollamış sıra tırnak etlerine geliyordu.

"Bi dur da bir. Ne öyle keme gibi. Bırak parmaklarına eziyet etmeği."

"Ne Allah Allah. Stresliyiz de yapıyoruz demi."

"Bağa öyle gözlerini bölerterek konuşma haa. Yani sevgilim hadi canımın içi biraz sakin da biraz sakin."

Nefes Yiğitin elini sımsıkı tutup oğlundan güç aldı.

"Yiğit Zorlu. Yakınları ve hastamız burda mı?"

Nefes önden oğluyla depar atarak giderken Tahir ile Yağmur arkalarından sakin adımlarla takip etti. Doktorun kızaran yanaklarını gören Nefes ile Tahir durumu çözmeye çalışıyordu.

"De hayde doktor söyle da tedavi sürecinde hangi ilaçlarla başlayacağuz."

"Yanlış teşhis! Bunu hangi doktor size verdi bilmiyorum ama Yiğit sapasağlam. Evet siz bu rahatsızlığı geçirmişsiniz ama bu kanser türü bireyseldir. Genetik değil."

Nefes önce algılamaya çalışmış ardından inci gibi dişlerini sergilemişti.

-Hayatım. Seni bıraktığımı düşünmüyorsun herhalde. Beş yıl boyunca ben hep seninleydim.-

Nefes olayı çakınca alnına bir tane vurdu. Vedatın oynundan başka bir şey değildi bu. Nefes sinirle sıktığı yumruğunu oğlunun iyi olduğu haberini aklına getirerek gevşetti.

"Ama kan vardı. Baygındı çocuk."

"Ha. Evet o durum. Bu gelişim sürecindeki çocuklarda normaldir burunları kanar. Çünkü burun yapıları oluşuyor. Yigitimizin burnu biraz yani yarım santim kadar uzun olacak. Deriyi yırtmış kemik. Kanı görünce de korkuyla bayılmış olsa gerek."

■■■

İki aşık kafa kafaya vermiş taşlıkta oturuyor önlerinde de Yiğit ile Yağmur oyun oynuyordu.

"Ne garip değil mi?"

"Mesela?"

"Hmm. Mesela o evde sekiz yıl boyunca şiddete maruz kaldım. Tecavüze maruz kaldım. Sevgiye dosta koca bir gülümsemeye anneme hasret bırakıldım...Ama sen bir anda denizden gelip kaplan edasıyla beni çekip çıkardın o hayattan. Bana eş oldun yol gösterdin yoldaş oldun. Mazlum oğlumun güvendiği dayısından sonra sen oldun ilk olarak. Vedatı annen ve benim uğruna öldürüp katil olmadın. Sen kusursuz bir delisin hödüğüm."

Tahir gülerek gözlerini Karadenize kitledi. Evet gözleri doluyordu. Oğlu olarak gördüğü Yiğitin aslında kanser olmadığını öğrenmesi ardından sevdiği kadından bunları duymak...

"Annemin ölümünden sonra ki olayları zaten biliysin. Darmadağın oldum. Evet mutluydum yani beni öyle göriydiler. Ama odamı kapatınca anacığumla resimlerimizi alır bakarak saatlerce ağlardım... Ama işte bir gün en olamayacak yerde sürpüz olarak karşıma çıktın yeşil riv riv. Ben o günden sonra annemin resimlarına bakıp ağlamadım. Çünkü anladım benim Nefesim meğar kurtulmuş bu hayattan be gülüm.Senin o zulum dolu hayatına adım atınca anladım buni. Ondan sonraki kararım artık seni korumak oldu. Seni sevmek o kirli tek güzelliği Yiğit olan geçmişini temize çekmek için çabaladum. Evet gitmek zorunda kaldın biliyim. Ama döndün. Hemde minik bir melekle. Hayallerini gerçekleştirip mimar olarak. Eksik bazı yanlarınu tamamlayıp güçlü bir Nefes olarak. Hee tabi hala eksukların var elbette. Mesela karım değilsin. Benimle aynı evde yaşamiysin..."

"Ya sevgilim kısa bir zaman kaldı. Hem... Evet ya biz neyi bekliyoruz ki. Yiğit hasta değilmiş. Evlenelim. Hemen bu hafta."

"Bunu gerçek anlamıyla istiy misin? Yani evlilik mertebesinde benim karım ünvanını taşumağa hazır misun?"

Nefes kafa sallayarak 'hazırım' cevabını verdi. Iki aşık biraz daha çocukları izleyip kalktılar. Saniyenin yanına.

■■■

Konağın kapısını çalan Tahir bir an olsun kadının elini bırakmadı. Kapıyı açan Asiye Nefese sımsıkı sarıldı.

"Saniye Hanım. Hele bi gelin da iki nefes alın."

"Fesüphanallah."

Tahir bunu gülerek söylemiş yine kadının elini bırakmadan içeri geçmişti. Saniye mutfaktan çıkıp salona geçtiğinde suratındaki suratsız ifadeye bir suratsızlık daha eklemişti.

"Bu yosmanın burda ne işi var Tahir!"

"Doğru konuş istersen annenne. Çünkü yosma dediğin senin müstakbel gelinin. Biz yarın gidip nikah işlemlerini başlatacağuz. Buraya da beni büyüten senin onayını hakkını almaya geldim."

"Hayır!!! Bu eve bu yosma ve veletler ini sokamazsun izin vermem."

"Sen benim anneme yosma diyemezsin teyze. Sanki annem istedi arkadaş sekiz yıl boyunca eve hapsedilmeyi. Dayak yemeyi dövülüp ceza odasına kapatılmayı kendi istedi. Ben sırf dayak yemeyim diye kendi atladı tokatların önüne. Bir gün bile gün yüzü görmedi. Sen dönmüş benim anneme hiçbir suçu yokken yosma diyorsun öyle mi diyemezsin. İzin vermem!!!"

Nefes oğlunun konuşmasıyla böyle bir evlat yetiştirdiği için kendisi ile gurur duydu.
Nefes sinirle dolan gözlerini temizleyip Yigitle Yağmurun elini tuttuğu gibi dışarı çıktı. Ardından gitmek isteyen Tahiri Asiye durmuş kendi çıkmıştı.

"Bi dur Nefesim. "

Nefes akan gözyaşlarını göstermeme çabası içinde arkasını döndüğü kadına yüzünü çevirdi.

"Bende isterdim yaşıtlarım gibi salıncaklarda sallanıp ders çalışmayı."

Nefesin ağlaması siddetlenmiş kafasını Asiyenin omzuna gömmüstü. Tahir kapıdan o durumu gördüğünde ilk biraz sendelenmiş hemen ardından koşarak Asiye ile Nefesin yanına varmıştı. Kadının omzundan ayrılan Nefes göz göze geldi sevdiği adamla. Biraz önce kendine yosma diyen kişinin torunuyla...

"Sağa şimdi burda hemen sarılmak isteyrum. Lütfen izin ver hayatımın en güzel renk toni. Yeşilim..."

Kadın yavaş adımlarla Tahirin yanına gelip sımsıkı sarıldı. Kokusunu en derinlerinde hissedebilecek raddeye kadar koklayıp adamın kulağına duyabileceği en güzel cümleleri fısıldadı.

"Beklemek istemiyorum. Yıldırım nikahıyla hemen yarından sonraki gün evlenelim."

Tahir kadının suratını avuçlayıp tekrar göğsüne bastırdı.

"Asiye ablam davetlimizsin. Yarından sonraki gün eltinim. Nikahımıza bekleriz."

Asiye elini top yapıp bağrında birleştirdi. Allaha bu günleri gördüğü için dua etti.

■■■□□□

BİR KARADENİZ MESELESİ 《NefTah》Where stories live. Discover now