17.BÖLÜM

6.5K 554 71
                                    

Umarım sınavı olan herkese birazcıkta olsa moral olur. Özellikle beynimi deşen canım kankam Gülçehre için.
Başarılar diliyorum hepinize ❤

Ve biz;
Kaderimizdekini yaşarız,
Yüreğimizdekini değil.

Katre-i Aşk Zamanı⬅♥♥♥

Garip, ince bir sessizliğe bürünmüştü zamanlar ve bedenler.
İki beden arasındaki sessizlik saniyeler birbirini kovaladıkça daha da çoğalırken biri şaşkınlığın içine sığınmışken, diğeri mahcupluk arasında gidip geliyordu.

"Burada ne işin var?" diyerek şaşkınlığını üstünden atmaya çalışmıştı adam.

Genç kadın ise gözlerini kırpıştırarak duruşunu dikleştirmişti. Kehribar gözlerini hafifçe kısarken yine sessiz bir şekilde yutkunmuştu.

"Konağa dön. Çocuk gibi davranmanın ne faydası var Bahram?"

Az önce üstünden atmaya çalıştığı şaşkınlığın kucağına yeniden düşen genç adam bu sefer biraz da öfke katmıştı şaşkınlığına. Dudaklarını birbirine bastırarak tek kaşını kaldırırken, bir yandan çenesindeki kirli sakallarını sıvazlamıştı.

"Çocuk gibi mi davranıyorum? Söylesene Roşen neden geldin? Canımı sıkmak için onca yolu gelerek boşuna yorulmuşsun, canım zaten sıkkın!"

Bedenini geriye çekerek içeriye dönerken kapıyı aralık bırakmıştı. Bir tarafı Roşen'in geldiği gibi geri gitmesini isterken diğer tarafı ise kalıp ne yapacağını görmek istiyordu.

"Bu şekilde yaşayamayız." diyen karısıyla olduğu yerde durarak kaşlarını çatmıştı. Arkasına dönerek genç kadının sulanan kehribarlarına bakarken yüz hatları sertleşmişti.

"Biz yaşıyor muyduk?" diye bir soru fırladı dudakları arasından.

"Nefes almak ne zamandan beri yaşamaktan sayılıyor Roşen?"

Başını sallayarak yönünü üst kata çevirdiğinde kendini son derece yorgun hissediyordu.

Bahram Haznedaroğlu bambaşka bir adamdı.

Odasına çıkarak yatağa oturduğunda sıkıntılı bir soluk bırakmıştı dudaklarından. Her şeyi içinde yaşayan biriydi.
Öyle güzel maskelerdi ki acılarını kimse göremezdi. Öyle güzel bir gülüşe sahipti ki, kimse dudaklarına sinen hüznün farkına bile varmazdı.

Geçmişe gidecek olursa eskisine göre baya olgun hissediyordu. Annesinin felç geçirdiği o günden beri çok değişmişti.
Avjin Hanım kardeşinin kız kaçırıp olayın ölümle bitmesiyle felç geçirmişti.

Neden insanlar yüreğinde taşıdıklarıyle evlenemiyorlardı?

Sevdikleriyle evlenenleri öyle şanslı buluyordu ki, çok değerli bir tabloymuş gibi uzun bir süre onları izlemek istiyordu.
Bir insan sevdiği biriyle evlendiğinde nasıl hissederdi bilmiyordu.
O hislerin tadına varamamıştı.

Bir kızı sevmiş ama o kızın en yakın arkadaşıyla evlenmişti.
En başından beri hata mı etmişti? Lerzan'ın istendiğini öprendiğinde onun yanına gitmek istemiş, merdivenlerden inerken annesini görmüştü avluda.

Lerzan'ı kaçırmamıştı çünkü annesinin bu acıyla yaşayamayacağını biliyordu. Kardeşini töre yüzünden kaybeden bir kadına bunu tekrar yaşatamazdı.

Bütün acısını içine gömüşü bu yüzdendi. Kimsenin geleceğini karartamazdı. Şimdi ise başkalarının hayatına ışık olurken kendi hayatını karanlığa bulamıştı. Daha doğrusu hayatlarını.

KATRE-İ AŞK  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin