Pêvedan-13

24.1K 875 41
                                    

Hicran gözlerini rahat bir yatakta açınca kıpırdamak istedi ama elleri bir yere bağlı gibiydi. Gözlerini hızlıca açıp kapattı ve nihayet kendine gelip bulunduğu odaya baktı. Odanın içerisinde normal ev eşyaları vardı fakat herşey normal değildi.

Hicran tanımadığı bir yerde, kime ait olduğunu bilmediği bir yatakta eli kolu bağlı uyuyordu. "Ne oluyor be!" Hicran biraz daha çabaladı fakat ipler çok sıkı bağlanmıştı, bileklerini morartacak kadar. "Heey!" Hicranın sesi odada yankılanınca kapı açıldı ve içeriye Yekta girdi.

"Ahaha, güzelliğimiz uyanmış." Hicran öfkeyle "Yekta!" Diye tısladı. Yekta önce Hicranın ellerini sonrada ayaklarını çözüp yanına uzandı. Yüzündeki aptal gülümseme Hicranı deli etse de öncelini acıyan bilekleriydi.

"Hasta mısın ya sen? Evliyim ben evli! Başkasının karısına göz mü dikiyorsun?" Yekta bir anlığına yalandan düşünüyormuş gibi yaptı sonrada başını hayır anlamında salladı. "Sence ben, Seni Amed'e yar edecek kadar salak mıyım?" Yektanın bu rahat tavırları Hicranın sinirlenip yataktan kalkmasına sebep olmuştu.

"Amed'in karısını kaçıracak kadar salak olduğun kesin!" Hicranın bu lafıyla Yektada yataktan fırlayıp karşısına dikildi. "Seni aldatan bir adama fazla mı güveniyorsun?" Hicran yüzünü Yektayı mezeler gibi buruşturdu Fakat karşısındaki televizyonda Amed'i görünce duraksadı.

Yekta kusursuz bir plan yapmıştı. İstanbul'daki otellerinde çalışan Cemrenin evindeki kamera kayıtlarına ulaşmıştı ve Amed'in yıllar önceki ilişkisini sanki dün yaşamış gibi Hicrana gösteriyordu. "Bu kız... Otelde ki!" Hicranın ağzından dökülen kelimeler Yektanın kahkaha atmasını sağlamıştı.

Hicran televizyona kitlenmiş kocasının ihanetini seyrederken Yekta birden karşısına geçip çenesini nazikçe tuttu ve alnını alnına dayayıp fısıldadı. "Senin gibi dünyalar güzelini, Aptal bir sarışınla mı aldattı? Tam Amed'e göre bir salaklık!" Yekta, Hiç beklenmedik bir anda Hicranın boynunu öpünce nihayet herşey yerli yerine oturmuştu.

Hicran kendine geldi ve Yektayı omuzlarından itip dolan gözlerine rağmen öfkesini göstererek kükredi. "Aptal! Ne sanıyorsun? Amed beni aldattı diye kollarına atlayacağımı mı?" Yekta boynunu sağdan ve soldan kıtırdattı. Bu öfkelendiğinin bir simgesiydi.

"Seninde Amed'den kalır yanın yokmuş! En az onun kadar salaksın!" Yekta Hicranın üzerine gelmeye başlayınca ikisininde gözlerinden öfke fışkırıyordu. Hicranın eli konsolun üzerindeki vazoya çarpınca aklına gelen planla olduğu yerde kaldı.

"Ben sana dün ne dedim? Ben istediğimi alırım! Ya seve seve yada s*ke s*ke!" Yekta ellerini Hicranın beline dolayınca konsolun üzerindeki vazo devreye girdi. Hicran vazoyu eline aldığı gibi Yektanın kafasına vurup bin parçaya böldü.

Yekta acıyla inleyerek yere yığılınca Hicran kapıya koştu. Korkuyordu Fakat başka çaresi kalmamıştı! Kapıyı açıp Mardin'in ıssız arazilerinde koşmaya başlayınca Yekta da kafasını tutarak peşinden gitti.

Hicran öyle hızlı koşuyordu ki; Aynı zamanda da İmdat diye bağırıyordu. Rüzgar boğazını tahriş ediyordu ama Eğer şimdi durursa bir daha kaçamayacağının da farkındaydı. Olağan hızla giderken karşısına bir tabela çıktı.

Dikkat Mayın Tarlası!

Hicran aklına gelen fikirle üstündeki hırkayı çıkartıp bir taşa sardı ve mayın tarlasına salladı ardındanda yalandan "İmdat mayın tarlasına sıkıştım!" Diye bağırdı. Bu hareketi Yektayı şaşırmaya yetmişti.

Artık ikiside farklı yönlere koşuyordu ve Hicranın şansı artmıştı. Nerede olduklarını bilmemesine rağmen sokaklar tanıdık geliyordu bu yüzden Ferzan konağına gitme şansı daha da artmıştı.

PEVEDANWhere stories live. Discover now