GeceGunduz... Bolum 10-1 (M - Sehun&Ji An)

3.3K 144 25
                                    

Haziran 2012

Kris karşısında oturan esmer çocuğu konuşması boyunca dikkatle süzdü. Söyledikleri oldukça hoşuna gitmişti. Esmer olan bunları söylemese, belki de asla ona açılma cesaretini kendisinde bulamazdı. Bay Choi ile her görüşmesi sonrasında bu kafeye uğrama sebebi, şimdi karşısına geçmiş ondan hoşlandığını itiraf ediyordu.

Hissettiklerini tarif etmek mümkün değildi. Heyecanını gizlemeyi başardığının farkındaydı, ancak konuşursa bunu yapamayacağını biliyordu. Tao itirafını bitirdikten sonra reddedilme düşüncesiyle sarışından beklenmediği bir istekte bulundu. Kris istek karşısında şaşkındı ama sessizce boyun eğdi. Bakışları buluştuğunda aklındakileri unutturan esmere söyleyebileceği tek bir kelime yoktu yine zihninde.

Macchiatoya uzandı, gözlerini Tao'dan ayırmadan bardağı dudaklarına götürdü. Kendinden isteneni yaptı.

Tao gülümsedi. "Teşekkür ederim" dedi. İkisi de birbirlerinden gözlerini ayırmadan sessizce kahvelerini içti. Kris'in göz hapsi bitmeden, Tao yavaşça kalktı. Başıyla selam verdi. "Bir dahaki yarışta bol şans. Bu kez birinciliği alacağına inanıyorum" dedi ve sakin adımlarla kafeden çıktı.

Kris birkaç dakika sonra hızla yerinden kalkıp kafenin çıkışına yöneldi. Bunu gören Xiumin muzipçe sırttı "Tao bu kez başardı sanırım" diye düşündü.

Kafeden çıkarken cebinde titreyen telefonunu fark etti. Arayan Jong In'di. Az önce Yixing'in aradığını ve başının belada olduğunu, otoparkta buluşmalarını söyledi. Kris sinirler saçlarını karıştırdı. Hızla otoparka inerken "tam da zamanıydı. Şapşal Yixing acaba bu kez neyi yanlış yaptı" diye söyleniyordu. Hışımla motorunu çalıştırdı. Asansörün önünde Jong In'i beklemeye başladı. Asansörden inen Jong In endişeli ve telaşlı görünüyordu. Beklemeden Kris'in arkasındaki yerini aldı. Kaskı kafasına geçirmeden önce gidecekleri yeri söyledi.

Kris anlamamış gibi görünüyordu. Tekrar etmesi için dönüp Jong In'e baktı. Jong In gözlerini devirerek konuştu.

"Biliyorum, biliyorum. Şehrin en pahalı restoranından birinde ne işi olduğunu ben de senin kadar merak ediyorum. Aslında yalnızca seni çağırmıştı ama sesindeki panikten orada olmam gerektiğini düşünüyorum.

İkna oldun mu?

Tamam mı?

Şimdi beni Yixing'e götürür müsün?"

Cümlenin sonuna doğru duyulan ses tonundan Jong In'in sinirlenmeye başladığı belli oluyordu. Kris tek kelime etmeden kaskı kafasına geçirdi. Aklından geçen sevimli küfür taneleriyle şimdiden Yixing'e saydırmaya başlamıştı.

Tao ve Luhan kafenin sokağına döndüklerinde binanın otoparkından gürültüyle çıkan motor dikkatlerini çekti. Kıyafetlere bakılırsa motoru kullanan Kris'ti, ama onun beline sarılmış ince bedenin kime ait olduğu konusu Tao'nun gözlerine hücum eden yaşların daha fazla direnememesine neden oldu.

Kris'in homurdanmaları arasında geçen hızlı yolculuk sonunda, Yixing'in verdiği adrese ulaşmışlardı. Jong In motordan inip geldiğini söylemek için Yixing'i aradı. Yixing telefonu açtı ve İngilizce olarak otoparkta olduğunu oraya gelmesini söyledi. Tabi tüm bunları Jong In'e, Kris diye hitap ederek söylemişti. Jong In, Yixing'in vermeye çalıştığı mesajı sonunda almayı başarmış ve Kris'e otoparka yalnız gitmesini, kendisinin karşıdaki kafede bekleyeceğini söylemişti. Kafede olduğuna Yixing'i de mesajla bilgilendirmişti.

14 Ocak 2013

Pazartesi 11:30

Tao Sehun'un sorununu tespit ettiği düşüncesiyle yanından ayrılırken, çözüm için ona yardımcı olacağını belirtti. Hanna'ya "Sehun'un kadınlarını aramasını önemli bir durum olmadığını, mükemmel tasarımcının kısır bir dönem geçirdiğini" söylemesini istedi ve ofis katından çıktı.

GeceGunduz...Where stories live. Discover now