34.BÖLÜM

1.3K 151 500
                                    






Selin'den


Bugün,güzel haberi bizimkilerle paylaştığımız o çok özel yemeğin üzerinden tam 4 gün geçti.

"Bu dört gün içinde neler oldu Selin?"diye sorarsanız,Haluk Abi şirketin yönetimini yemekte söylediği üzere Aliş'e devretmesi için gerekli olan belgeleri imzaladı.Tabi bu durum,Ali'nin zaten var olan iş yükünü biraz daha arttırdı kesinlikle.Ama benim canım Mavi'm bundan hiç şikayetçi değil.Aksine babasının ona olan güvenini boşa çıkarmamak için canla başla çalışmaya devam ediyor.

Ayrıca Haluk Abi,bebeğimiz doğana kadar eskisi kadar yoğun olmasa da şirkete gelmeye devam ederek Aliş'e bu geçiş döneminde destek olmaya da devam edecek.Ki bu hem Ali'nin bu yoğun tempoya alışması hem de Haluk Abi'nin birden bire boş kalıp rahatsız olmaması açısından en doğru karar oldu bana kalırsa.

Bunun dışında telefonumun bu süre içinde hemen hemen hiç susmadığını söylesem yanlış olmaz sanırım.Çünkü,bizimkiler beni sürekli arayarak birşeylere ihtiyacım olup olmadığını,aşerip aşermediğimi sorup durdular.

Herkes haberi aldığından beri öyle heyecanlı ki minik misafirle ilgili.Daha 7 ay kadar nasıl bekleyeceklerini inanın bilemiyorum.Özellikle Haluk Abi'nin heyecanı görülmeye değer.Daha şimdiden minikle yapacaklarının hayalini kurup,gördüğü her yerde bizlerle paylaşıyor bu hayalleri.

Bebeğimizin onu böylesine çok seven ve heyecanla bekleyen bir ailesi olacağı için hem Mavi hem de ben çok şanslıyız kesinlikle.

Şu an yatağımızda uyanmış,zihnimden bu düşünceleri geçirirken bir yandan da canım Okyanus Gözlü'mü izliyorum.Öylesine huzurlu ve mutlu görünüyor ki uykusunda.Tıpkı bir bebek gibi.

Bir eli belimi sıkıca kavramış.Hiç bırakmak istemiyormuş gibi sanki.Onun bana mutlaka dokunarak ve beni kendine bir şekilde hep yakın tutarak uyumasını çok seviyorum.En ufak bir dokunuşuyla bile kendimi güvende hissediyorum.

Şöyle bir saate baktığımda,henüz sabahın 6'sı olduğunu görüyorum.Ama saat erken olmasına rağmen yine de "Kalksam iyi olacak "diye geçiriyorum aklımdan.Bugün için yaptığımız programa göre Aliş,beni annemlere bıraktıktan sonra Haluk Abi'yi konaktan alacak ve baba-oğul balığa gidecekler çünkü.

Aliş'i o güzel uykusundan uyandırmamak için çok özenli davranarak kollarından çıkıp,elimi karnıma koyarak

"Günaydın annecim!Artık kalkıp hazırlansak iyi olacak değil mi?Anneanne ve büyükbabayı bekletmek olmaz şimdi.Banyodaki işlerimizi halledelim de sonra giyinirken babayı uyandırırız.Nasıl fikir minik prensesim?"

diyerek minikle sohbete başlıyorum.Her zaman olduğu gibi.Bir yandan da banyoya ilerliyorum.

Bu sohbetler benim ve miniğin her gün yaptığımız günlük bir olaya dönüştü artık.Onunla yaptığım kısa sohbetlerle güne başlamak bana kendimi harika hissettiriyor.Miniğin de bu iletişime bayıldığını içten içe biliyorum çünkü.

20 dakika kadar sonra,banyoda işlerimi bitirip odaya geri döndüğümde ilk işim kıyafet dolabımın önüne geçerek,bugün için kendime su yeşili bol kesim ve beli bağcıklı bir pantolon,uçuk pembe V yaka kısa kollu bir t-shirt ve açık kahve renginde yazlık bir sandalet seçmek oluyor.

Kıyafetlerimi üzerime giydikten sonra sıra,saçlarımı gevşek bir topuz yapmaya geliyor.Bu iş de tamamlanınca makyajdan vazgeçerek sadece Aliş'in bayıldığı o portakal çiçeği parfümümü sıkıp bugün için hazır hale geliyorum.

Sıradaki işim mışıl mışıl uyuyan tatlı kedimi uyandırmak.

Hemen yatağa ilerleyip,o çok sevdiğim bir heykeltıraş elinden çıkmışçasına orantılı burnuna ve yanaklarına birer öpücük bırakıyorum.Yeterli olmadığını görünce öpücüklerim önce yumuşacık bıyıklarına ve son olarak da dudaklarına kayıyor.

ARYAWhere stories live. Discover now