BÖLÜM ÜÇ

294 21 6
                                    

Saat akşam üstü 23:30

" Bende sizi çok özledim ya.Ya bi kaçamak yapıp gelseniz mi buraya?"

" Kızım olayları biliyosun ben ayrılamıyorum buralardan. E bizimkiler de gelemiyor. Hem okulda var."

" Peki."

Umutsuzluğum ve özlemimin sesime yansımışlığıyla mırıldandım ve telefonu kapattım. Buraya geleli 2 gün oluyor ama ben hala tam anlamıyla alışamadım. Barış ve Bora ne kadar yardımcı olmaya çalışsa da evden dışarı çıkmıyor, odamda kös kös oturup o sevdiğim masamda oturup pencereden dışarıya bakıyordum. Bora her ne kadar kendimi daha iyi hissetmem için luke hemmings ve dean winchester posterleri almış olsa da onlar bile kendimi iyi hissetmemi sağlamıyordu. Bizimkilerle hiç konuşmuyor yemekten yemeğe yüzlerini görüyordum. Çoğu zaman şebeklikler ve bayat espriler yapıp beni güldürmek isteselerde olmuyodu. Gülümsemem hafif bir tebessümün ötesine geçmiyordu. Kendimi çok yabancı hissediyordum. Herşeye, herkese karşı. Sanki dışarı çıkınca bana gözlerini dikip bakacaklar ve beni dışlayacaklarmış gibi hissediyordum. Her zaman böyleydim işte. Uyumsuz. Bir yere, bir şehre, yeni bir yere yerleşince kendimi insanlardan soyutluyor suratımı asıyordum. Kimseyle konuşmuyor sanki olasıymış gibi yatağıma karışıp kaybolmak istiyordum. Şu anda gerşey beni karamsar kılıyordu. Babamla geldiğim günden beri konuşmamıştım. Tek konuştuğum kişi bugün Toprak'tı. Onları da birkaç günlüğüne buraya çağırmıştım ama okul ve aile sorunları yüzünden gelemiyorlardı. Bu olmayan moralimi hepten bozmuştu.

Kapının birden açılmasıyla kafamı sağa doğru çevirdim. Bu saatte Bora'nın evde olmaması gerekirdi. Her gece olduğu gibi dışarı çıkar tüm gece de gelmezdi. Bunu umursamıyordum. İsteyen istediğini yapabilirdi. İnsanlardan benim gibi somurtup oturmalarını ve hiçbir şey yapmamalarını isteyemezdim.

" Hazırlarlan bu gece dağıtıyoruz!"

Bora'nın heyecanla söylediği şeye gözlerimi devirmiştim. Aslında club'a gidip biraz kafa dağıtmak iyi olabilirdi ama şu 1 ay içinde kendimi herkesten soyutlamak istiyordum. Bora bakışlarımdan gitmek istemediğimi anlayınca kafasını olumsuz anlamda salladı ve ısrarcılığını sürdürdü. Ne demişler kız halaya, oğlan dayıya Bora kesinlikle babama benziyordu her ne kadar eniştesi olsa da. Israrcı ve otoriter.

" Bora ben gerçekten bilemiyorum. Yani... Gitmek istediğimi pek sanmıyorum. Hem kimseyi de tanınıyorum ki burada."

" İtiraz istemiyorum Eylül! Bu gece oraya gelinecek. Ayrıca biz herşeyi ayarladık. Bugün bizimkilerle tanıştırıcaz seni. Hem eniştemin büyük emri var. Bugün aradı."

" Keşke bir kerede beni arasa."

Mırıldanarak söylediğim şeyi Bora anlamıştı ve bana hafif bir tebessümle baktı. Her zaman anlayışlı tarafımız o uyumsuz ve huysuz tarafsa bendim. Ve çapkın olan taraf ikimizdik. İkimizde insan olan herşeye sarkıntılık yapabilirdik.

Kafamı olumlu anlamda salladığımda Bora bir çocuk gibi ellerini çırptı ve kapıyı kapattı. Bende zaten içinde hiçbirşey olmayan dolabımı açtım. İçinden fazla kısa olmayan pudra rengi sıfır yaka bir elbise çıkardım. Bu elbiseyi ben çizmiştim. Ve dikildikten sonra da birkaç kere giymiştim. Giymeye kıyamasamda dolabımda bundan başka düzgün bir elbise yoktu. Ayakkabı olarak ten rengi ayakkabı ve çanta almıştım. Saçlarımı tepeden sıkı bir at kuruğu yaptığımda işim bitmişti. Makyaj yapmaya üşendiğimden bir rimel bir eyeliner çektim.

Merdivenlenlerden inerken bu gecenin iyi geçmesini diliyordum. Sadece, sadece bir kaç arkadaş edinip iyi vakip geçirsem iyi olabilirdi. Ve kesinlikle bu gece mutlu bitmeliydi.

DEĞİŞİM BAŞLIYOR (wattys2016)Where stories live. Discover now