Fourteen

728 66 4
                                    

Muna'nın depresyonu gizli kahramanımın aldığı çikolataların bitmesine sebep olmuştu. Olayı ona anlatmıştım ama o kadar mutsuzdu ki duymuyordu bile. Sebebini bana söylememişti ve ben de Jungkook'la en yakın olduğunu düşündüğüm kişiyi aramaya karar vermiştim; Taehyung. Birbirimize numaralarımızı verecek kadar yakınlaşmamız beni fazlasıyla şaşırtıyordu ama şu an şaşırmanın sırası değildi. Telefon çalmadan direk meşgul çalınca üzgün üzgün telefona baktım. Bir de Jin'i aramayı denedim. Telefon birkaç çalıştan sonra açıldı

"Danbi?"

Bu ince sesin Jin'e ait olmadığını bilsem de başka bir isim aklıma gelmemişti

"Jin?"

"Şey, ben Jimin. Jin şu an markette ve telefonunu almayı unutmuş. Sorun ne?"

Dudaklarımı ısırdım ve biraz cümleyi toparlamak için kendime süre verdim.

"Muna çok üzgün, inan bana bir koli çikolata yedi. Bunun Jungkook'la bir alakası mı var diye merak etmiştim."

"Ah, öyle mi? Bekle ben bir sorayım seni ararım."

"Pekala teşekkür ederim."

"Önemli değil."

Telefonu kapattım ve kendisini battaniyeyle boğmaya çalışan Muna'yı battaniyeden uzaklaştırdım.

"Muna! Neyin var Tanrı aşkına? Bana niye anlatmıyorsun?"

"Elleme beni! Çikolata ver bana!"

"Muna bir koli çikolata yedin, yetmez mi sence de?"

Muna bir şey demeden kendisini yastığa gömdü o sırada telefonum çaldı, Jimin yazısını görmemle hızla açtım

"Alo?"

"Uzatmadan olayı anlatıyorum. Hani Muna ve senin bizim yanımıza geldiğiniz ilk gün var ya?"

"Eee?"

"O gün Muna Jungkook'a ondan hoşlandığını söylemişti ve Jungkook şoktan saatlerce aynı yüz ifadesiyle kalmıştı falan."

"Evet?"

"Jungkook bilirsin, kızlarla konuşmakta pek iyi değildir. Biraz eline yüzüne bulaştırmış. Sen bize nerde olduğunuzu konum atsan ben Kook'u getirsem bir şekilde anlaşsalar olmaz mı?"

"Olur yoksa kendisini yastıkla boğacak."

Telefonu kapatır kapatmaz evimin konumunu attım ve Muna'yı onlar gelene kadar transtan çıkarmaya çalıştım. Muna duygusal bir kızdı, Jungkook ona ne demişti, ne yapmıştı bilmiyordum ama Muna ne olursa olsun en ufak şeyde kıyameti kopartabilirdi. Buna biraz güven sorunu da etki ediyordu elbette ki.

Kapının çalmasını bu kadar erken beklemediğim için şaşkınca kalkmış kapıyı açmıştım. Jimin'ın sararmaya yüz tutmuş gri saçları ve Jungkook'un uzun hırkası gözüme çarpan ilk itemler olmuştu.

"İçeri geçin, zaten Muna'yı yerde göreceksiniz."

Jungkook şaşırdı, bu onunla sanırım ilk diyalogumuzdu.

"Yerde mi?"

"Evet. Çikolta çöpleriyle yüzüyordu en son."

Jungkook koşar adımlarla içeriye girdiğinde Jimin'in de girmesi için elime onu buyur ettim.

"Aslında ben sadece Jungkook'u bırakmak için gelmiştim..."

Onu kolundan tutup çekmek donakalmasıyla zor olmamıştı. Jimin'i odama getirdiğimde odamı gülümseyerek incelemeye başlamıştı.

"Odan tam senlik olmuş."

Kıkırdadım

"Bunu nasıl anladın?"

Omuz silkip gülümsedi

"Karakter analizim iyidir."

Kavanozun içindeki papatya çaylarına bakıp gülümsedi sonra bana döndü.

"Sende mi papatya çayı seversin?"

"Aslında birisi hediye göndermişti ama evet, her türlü çayı severim."

Jimin tek kaşını kaldırdı

"Birisi?"

"Birisi işte, ben de bilmiyorum."

Konu Jimin'in ilgisini çekmiş gibiydi

"Nasıl yani?"

"Penceremin önündeydi, bir notla beraber."

Jimin gözlerini belertmişti

"Öyle mi?"

Kafamla onayladım

"Korkakmış."

Merakla ona baktım

"Neden öyle söyledin ki?"

"Direk sana da teslim edebilirdi. Bu kimse ya dramayı seviyor ya da korkağın teki."

"Ya da belki de sadece yüzünü bana göstermek için hazır değil?"

Jimin alayla güldü

"Neden hazır olmasın ki? İnsan yemiyorsun."

"Öyle ama... Ne bileyim."

"Peki karşına çıksaydı ne yapardın? Sanırım sana sadece papatya çayı vermedi, yanlış mıyım?"

Yedi prense aptal dediğim zamanları bir daha gözden geçirmeliydim sanırım.

"Değilsin. Karşıma çıksaydı ilk önce ona teşekkür ederdim. Özellikle kitap için."

"Kitap mı? Kahve döktüğüm kitabı mı diyorsun?"

Kafamla onayladım.

"Vay be, kendimi kötü hissettiğim için ben de alacaktım ama herkes özel üretim olduğunu bir daha basılmayacağını söylemişti."

"Ah, önemli değildi zaten. Yani evet üzülmüştüm ama sonuç olarak üstümüz de yanabilirdi."

Jimin hafifçe gülümsedi. Raflarımı incelemeye başladı.

"Kitap okumayı seviyorsun sanırım."

"Muna'dan sonra en yakın dostlarım kitaplar."

Jimin bir kez daha gülümsedi ve tekrar bana döndü ama yüzünde ciddi bir ifade oluşmuştu.

"Peki, sana bu notları veren kişiyle olabileceğini hiç düşündün mü?"

Stalker |PJM|Where stories live. Discover now