4.BÖLÜM

487 208 119
                                    

ATEŞ DEMİR

Saat tam olarak kaçtı , bilmiyordum sadece tüm dikkatimi koştuğum patikaya vermiştim. Babam çiftliğe geleli tam iki gün geçmişti. Arda ile hastane önündeki konuşmamızdan sonra , Atıf amca babamı aradı. Atıf amca Arda'nın babasıydı. Normalde dün babamla şehre geri dönmemiz gerekiyordu fakat Atıf amca babamı ne yapıp ne edip kalmaya ikna etti. Dün akşam onlardaydık ve benim için oldukça sıkıcı geçen bir misafirlik , Arda ile tartışmamızdan sonra daha da kötü geçti. Dün yemekten sonra bahçeye hava almak için çıkmıştım. Arka bahçedeki kamelyadaki koltuklarda oturuyordum. Çok geçmeden Arda geldi.

"Oturabilirmiyim?"dedi.

"Oturabilirsin."dedim ve yanıma oturdu. Bir müddet konuşmadan oturduk. Sesizliği ilk bozan Arda oldu.

"Görüşmeyeli baya oldu ha?"dedi. Bu konuşma nereye gidecek merak ediyordum. Aklıma bana beni sevdiğini söylediği yağmurlu bir sonbahar akşamında, ona attığım tokat gelmişti.

Yamur tepemizden aşağı boşalıyordu. Sarı saçları banyodan çıkmış gibi anlına yapışmış ve yüzüne yağmurdan aldığı suları süzüyordu. Kirpikleri ıslak ve birbirine yapışmıştı. Etrafımızdaki herkez yağmurdan kaçmaya çalışırken bir yandan da meraklı gözlerle bizi izliyordu. İki arkadaş sahil kenarında olduğumuz yerde ıslanıyorduk. Neden durduğumuzu sorduğumda bana tek söylediği -Seni seviyorum!- olmuştu. O an bana şaka yaptığını düşünsemde , bakışlarından ne kadar ciddi olduğunu anlamıştım. Bu duruma şaşırmıştım. Den daha tek kelime edemeden tekrar söylemişti. -Ateş ben sana aşığım!-

O gün , istemesemde bir anlığına onun bana sarılmasına izin vermiştim. Şaşkınlığımdan sıyrıldığımda onu ittim ve tokat attım. Yağmurdan kaçan insanların bir kısmı koşuşturmayı bırakmış meraktan bizi izliyorlardı.

"Bir daha karşıma çıkma."dedim. Arda yediği tokattan cevabını almış gibiydi. Ve arkanmı dönüp hızlı adımlarla oradan uzaklaştım. Ardayı geride bırakmıştım. Onu en son o zaman görmüştüm. Arda ile armız böyle bozulmuştu. Bir zamanlar arkadaştık. Arkadaşlığımız orada son bulmuştu... Saçma sapan bir şeyidi , unutup gitmiştir şimdiye kadar.

"Hapse girdiğimde bir tek seni düşündüm."dedi. O an Ardaya dönüp baktım.

"Biliyorum belki hâlâ bana kızgınsın ama sana olan hislerimi değiştiremiyorum. Kızmakta da haklısın. Ama ben sana hala aşığım. " dedi. Ardan yıllar geçmişti. Ardanın bu konuyu tamamen kapattığını sanıyordum.

Bu cümlesiyle ayağa kalktım. İçeri geçecektim. Çünkü bu konuşmanın devamı tatsız olacaktı. Arda yine aynı şeyleri saçmalayacaktı. Gideceğimi anladığında bileğimden tuttu. Önce tuttuğu bileğime , sonrada Arda'ya baktım.

"Lütfen gitme konuşacaklarım daha bitmedi."dedi.

"Saçmalıklarını dinlemek istemiyorum Arda."dedim. Oturmadan bileğimi bırakmayacağını biliyordum. Ve onun daha fazla bana dokunmasınıda istemiyordum.

"Bırak bileğimi."dedim.

"Oturursan bırakacağım."dedi.

" Bileğimi bırak."dedim. Başını salladı olumsuz anlamında şekilde. Bırakmayacaktı. Kolumu çektim bileğimi bırakması için ama bir işe yaramadı. Ayağa kalktı ve diğer bileğimide tutu.

"Bi dinle. Gidersin sonra."dedi. Elleri bileklerime sabitlenmişti.

"Tamam."dedi zoraki bi sesle. Bileklerimi bıraktı ve yerine oturdu.

"Geç otur."dedi yanını göstererek.

"Gerek yok."dedim.

"Yapma Ateş. İnat etme otur şuraya."dedi. Ayakta kalmakta ısrarcıydım.

AcımasızWhere stories live. Discover now