*10* Fanus

562 31 60
                                    

Yeni kitap kapağı medyada.

BERK'İN AĞZINDAN

Gözlerimi açtığımda Dolunay'ın hala uyuduğunu gördüm. Ve onu izlemeye başladım.
Korkuyordum. Eğer biz diye bişey olsaydı, Dolunay'a zarar verebilirlerdi.
Ya abisi ? Ya onu benden alırsa ?
Dolunaya söylememiş olsamda, Dolunay benimdi. Bu kadın benimdi.
"Bırakma" diye mırıldanınca Dolunay uykusunda konuştuğunu anladım.
Seni seviyorum Dolunay. Seni çok seviyorum. kulağına bu sözleri fısıldadım.
Duvardaki saate bakınca daha saatin 6 buçuk olduğunu gördüm. Hafta sonuydu.

Son kez Dolunay'a bakıp mutfağa gitmek için yöneldiğimde Dolunay'ın telefonunu farkettim. Telefonu alıp bildirimlere bakmaya başladım.
Şifreyi girip gelen mesajlara baktım
Bora diye kayıtlı numaradan gelen mesajları açtım.

- Dolunay nerdesin ?
- Neden o siktiğimin çocuğunu bana tercih ettin!
- Neden beni birazda olsa sevmedin ?
- Gidiyorum ben amına koyayım.
- Allah'a emanet.

Mesajları sırayla okuduğumda sırıtıp, biraz geç oldu diye tısladım.

Arda diye kayıtlı numaradan gelen mesajları açınca tek kaşımı kaldırdım kimdi bu ? Mesajları okuyunca kim olduğunu anladım.
- Haftaya yanındayıımm.
- Çok özledim lan seni bücür.
- Kuzen ya bi kas yapmışım görmen lazım.

Görmeyecek kas mas. Kuzeni dahi olsa bile göremez Allah Allah.
Diğer mesajları açmayıp kameraya basıp kendimi çekmeye başladım.
Hediyem olsun.

YAZARIN AĞZINDAN...

Dolunay tüm gün dün gece hiçbir şey yaşanmamış gibi davrandı.
Berk ise sinirlenip oda bilmemezlikten geldi. Kahvaltıdan sonra bu durum daha fazla canını sıkmasın diye Dolunay'ı eve bırakıp gitti.
Akşama doğru Dolunay Efe tarafından kaçırıldığında Berk'in hiçbir şeyden haberi yoktu.
Ertesi gün ailesi ve polis deli gibi Dolunay'ı ararken Berk'in hala hiçbir şeyden haberi yoktu.
Aslı (dolunayın annesi) Berk'i arayıp Dolunay'ın ortadan bi anda kaybolduğunu ve onun kaçırıldığını söyleyince Berk delirmişti. Her delikte onu aramaya başlamıştı Berk'te.
Aradan tam tamına 5 gün geçmişti. Dolunay hala bulunamamıştı. Herkes perişandı.
Berk o gece oturup nerde olduğunu tahmin etmeye çalışırken, ormanlıktaki evde telefonu karıştırırken bilinmeyen numaradan gelen mesaj aklına gelmişti.
Birden ayaklanıp arabasına atladı.
Dolunay'ı bulacaktı.
Sevdiği kadını bulacaktı.

Berk'in Ağzından...

O şerefsizi bulup kendi ellerimle öldüreceğim !
Direksiyona geçirip küfürleri saymaya devam ettim.
Telefonum çaldığında direk elime aldım. Numara kayıtlı değildi.

Alo !

Selam Berk. Nasılsın ? Ah çıldırmış olmalısın. Beni soracak olursan ben çok iyiyim. Dolunay'la eğleniyorum.

Lan orospu çocuğu seni bulup kendi ellerimle öldüreceğim amına kodumun çocuğu. Bekle orospu çocuğu bekle

Cık cık. Çok ayıp. Öyle küfür etme canım. Dolunay suyu çok seviyormuş duyduğuma göre. Birazdan sana ne kadar eğlendiğini resimlendirip atacağım.

Diyip suratıma kapattığında. Direksiyonu sağa kırıp beklemeye başladım.
Ne suyundan bahsediyordu ? Ne yapıyordu o piç ?
Whatsapp'tan bildirimler geldiğinde direk açtım.
Gördüklerimle kalp ritmim hızlanırken, bir video geldi. Onu açtım.
Dolunay'ı kocaman bir fanus gibi birşeyin içinde bağlıydı. Bi hortumdan sular boşalıyordu.
Onu öldüremezdi değil mi ?
Allah'ım nolur ona bişey olmasın.

" Deponun adresi xxxxxxx zamanında yetişirsen kurtarabilirsin belki, benim biraz tatile ihtiyacım var. Şu anda Dolunay'ı ordan çıkarmakla uğraşamam baaay "

Mesajı okuduğumda direk verdiği adrese doğru sürmeye başladım.
Nolur bişey olmasın.
Bekle sevdiğim biraz dayan geleceğim az kaldı.
Geçecek bunların hepsi.

•••••••••

Depoya geldiğimde koşarak demir kapıyı açtım.
Karşımda gördüğüm manzarayla yere çöktüm.
Gözyaşlarım süzüldüğünde hareketsizdim.
Birşey yapamıyordum.

Fanus çoktan dolmuştu...

BÖLÜM SONU.

•••••••

UKALAWhere stories live. Discover now