7• Yalnızca Sana Karşı

3.1K 374 86
                                    


"Buraya neden geldik?"
Evimin önünde durduğumuzda Ten anlamsız bakışlarıyla bana bakıyordu.

"Evimde pratik odam var,başka çalışacak bir yer olmadığını söylüyorsan,buradan başka çaremiz yok.Lütfen bir de bunu kabul ettirmek için beni yorma."

Birkaç defa konuşmaya yeltenmek için ağzını açtı.Fakat sonunda kendiyle savaşmayı bıraktı ve evin kapısının önünde açmamı bekledi.

Eve girdiğimiz anda bahçeyle evin arasındaki kapı açık olduğundan Olinda gördü ve üstüme koşmaya başladı.Ten fark etmemiş olacak ki,bir anda karşısından bir şey geçince geriye sıçradı.

Olinda üstümde tırmanıp boynumda dönmeye devam ederken huylandığımdan kahkaha atıyordum.Ten de bizim bu halimize gülerken Olinda'nın beyaz tüylerini okşuyordu.

Bir kaç dakika sonra benim üzerimden almış ve kendisi sevip ilgilenmeye başlamıştı.Ben hariç başka kimsenin kucağında rahat durmayan Olinda,Ten'in kucağında sakince duruyordu. Sevmesi hoşuna gitmiş olmalıydı.İki kedi iyi anlaşmıştı.

Üst kata çıkıp uzun koridorda pratik odasının önünde durdum.Ten orası olduğunu anlayıp kapıyı açtı.Açar açmaz bağırarak arkasını döndü ve gözlerini eliyle kapattı.Ellerini gözlerinden çekip alnını ovmaya başladı.Kapının önüne oturup yaslandı.Ayaklarını yere vurarak çırpındı.
"Lanet olsun!!"

Ne gördüğüne bakmak adına kafamı içeriye uzattığımda aynadaki yansımamı görünce Olinda'yı boynumdan indirdim ve Ten'in yanına oturdum.
"Özür dilerim.Çok özür dilerim. Unutmuşum."

Bir süre hiç konuşmamış sadece başını ovmuş ve yere bakmıştı.
"Ben burada dans edemem.Her tarafı aynayla çevrili.Olmayan tek bir yer bile yok.Kafayı mı yedin sen? Yakışıklısın falan diye her yere ayna yaptırıp egonu mu taçlandıyorsun?"
"Yakışıklı mı dedin sen bana az önce?"
"Egoist misin, dedim."

Ten'in yumuşak,pürüzsüz, beyaz yanağından makas alıp sıkarken konuşmaya devam ettim.
"Yakışıklı olduğumu senden duymak beni sevindirdi.Teşekkürler."

"Ne dersem diyeyim,istediğin gibi anlamaya devam edeceksin."
Elimi iterek kafasını iki yana salladı.

32 dişimle gülerken Ten sakinleşmişti.Hâlâ gülmeme devam ederken bana hem sinir oluyor,hem de gülüyordu.4 parmağını dudağıma yavaşça vurduğunda gülmeyi kesmemi istediğini anlamıştım.

Ancak anlayamadığım bir şey vardı.Neden dudağıma değen el bende bu tuhaf hissi bırakmıştı?

"Boş bir oda daha var.Hemen koridorun sonunda.Orada çalışabiliriz."
Ten ayaklandı ve koridorun sonuna doğru yürümeye başladı.

Arkadan bakınca tüm bedeni cezbedici duruyordu.Baştan aşağı tamamen kusursuz duruyordu.Gömleği dar olduğu için sırtının her hattını gösteriyordu.Yürürken hareket eden omuzları ve çıkık kürek kemiğiyle omurga kemiği hatları insanı onu izlemeye kitliyordu.

Sırtından beline indiğinde karşılaştığın kıvrak ince bel de aynı şekilde.Ve belinden kalçasına indiğinde de aynı şey.Bir erkeğe göre dolgun olan kalçası giydiği kottan belli oluyordu ve her adımında gerilip kalçasına daha çok yapışıyordu.Erkek olmama rağmen saatlerce izleyebileceğim bi' kalçaya sahipti.

Ne ince ne de kalın olan bacakları da kusursuzluğuna artı puan ekliyordu.Minik ayaklarının ne kadar sevimli olduğuna hiç girmeyeceğim bile.

Ayağıma dolanan tüylü kuyrukla bu düşüncelerden sıyrılmış ve Olinda'yı kucağıma almıştım. Sözlerime devam ederken ses seviyemi bilerek artırdım.
"Yani tabii ki hem zengin olup hem de yakışıklı olmak her yiğidin harcı değil sonuçta, değil mi?"

Kızıla Boyalı Yalan Lekeleri  •taetenWhere stories live. Discover now