Soğuk Ruh|6.Bölüm

1.2K 60 15
                                    

|Düzenlendi|

Ve o anda, kelebek ölüme konduğu anda; ölüm, bir günlük kelebeğe aşık oldu..

Eğer, tüm yaşamınız boyunca sevilmemiş sevmenin ve sevilmenin ne demek olduğunu bilemezsiniz.

İnsanların size söylediği sözler acıtmamaya başlar.Ya da alıştığınız için aldırmazsınız. Zemheri'nin durumu daha farklıydı tabii. Zemheri nefreti hissedebiliyordu. Nefret edebiliyor ve öfkelenebiliyordu.

Şimdiyse kafası çok karışıktı. Poseidon'a hem dayanılmaz bir öfke hissediyor hem de engel olunamaz bir çekim.

Zemheri ilk defa bir şey hissedebildiğini düşündü. Bu hikayede ölüm kimdi, kelebek kimdi?

Zemheri Poseidon'lq olan bakışmasından sonra evine girmişti.

"Umarım bu kötü sonuçlanmaz" dedi kendi kendine.

'Leydim'

'Leydim'

'Leydim'

Zemheri'nin kulaklarında bir ses yankılandı. Dağlardan gelen bir ses gibiydi. Boğuk ve yankılı. Okyanuslarda gelen bir ses gibiydi. Dalgalı ve huzur veren. Gökyüzünden gelen bir ses gibiydi. Uzak ve uğultulu.

Neydi bu ses?

'Leydim,şüphlenmeyin benden.'

Kimdi bu?

'Leydim, Sorun bana en karanlık sorularınızı. Alın benden cevabını aydınlıkta.'

"Kim bu kulaklarımda ki uğultu? Kim bu kulaklarımda ki yankı?" Zemheri hiç düşünmeden bu ikici cümleyi zikretti.

'Ben leydiyim. Leydi de ben. Ben varlığım, Leydim yokluk. Ben yaratanım, Leydim yok eden.'

Zemheri bir iki adam geriledi.

'Leydim Bendis geliyor. Hiçbir Tanrıya güvenemezsiniz!'

Sesler ve onlarla birlikte gelen uğultu da bir anda kesilmişti. Zemheri yatağına oturdu. Derin bir nefes aldı. Karşısında Bendis belirdi.

"Küçüğüm iyi misin?" Zemheri başını olumlu anlamda salladı.

"Evet, evet iyiyim.Ne için geldin?"

"Poseidon'dan duydum. Akademinin yatakhanelerinde kalmak istiyormuşsun."

"Evet. Bu ev artık benim değil."

Bendis Zemheri'nin dizlerine doğru çömeldi ve ellerini tuttu." Evrende ki herşey senin Zemheri."

"Artık burası evim değil."

Bendis doğruldu ve Zemheri'ye doğru gülümsedi."Öyleyse Akademiyle konuşacağım." Zemheri başını salladı ve Bendis gitti.

"Geri gel."

"Sohbetimiz bitmedi, geri gel!"

Zemheri hiç bir cevap alamadı. Yatağına uzandı ve gözlerini kapattı. "Sikerler."

***

"Bugün ki konumuz Doğa ve Hava elementi."

Zemheri çevresine baktı. Kahverengi saçlı,yeşil gözlü ve koyu gri saçlı, koyu gri gözlü öğrencilere odaklandı. Sınıflar bu yıl elementlere göre ayrılmıyordu.

"Dağa kullanıcıları yaşamı simgler. Toprak yaratandır,Su can veren. Hava yaşatandır, ateş yok eden. Doğa kullanıcıları neşeli karakterlere sahiptirler. Bir güneş parlarlar ve etraflarına neşe saçarlar. Toprağı ve topraktan olan herşeyi yetkileri altına alabilirler.Manalarının soyları Demeter ve Gaia'dır."

"Hava kullanıcıları olaylara karşı duyarsızdır. Güçlü kullanıcılara hava itaat eder.Duygularına göre şekil alır.
Ayrıca bu kullanıcılar rüzgarı kontrol ederek uçabilir, yüksek hızlara çıkabilir ve ışığın yansımasını değiştirerek görünmez olabilirler. Manalarının soyları Rüzgar Tanrısı Hermes ve Zeus'a uzanmaktadır."

"Bugünlük bu kadardı. Sonraki dersimizde bu güçlere sahip krallıklara değineceğiz. Çıkabilirsiniz."

Zemheri ayaklanıp Yarı Tanrı Akademisine gitti. Dün ki olaydan sonra bu sabah Poseidon'la bakışları bile birbirine değmemişti. Gizemli ses ise Bendis geldiğinden beri hiç konuşmamıştı.

Ders bahçedeydi. Herkes bağdaş yapmış bir şekilde çember oluşturmuşlardı. Zemheri de çembere katıldı. Çemberin sonunda, dolayısıyla başında, Profesör Seth Rudletge vardı.

"Bu gün mananızı nefes tekniğiyle güçlenirmeyi, ortaya çıkarmayı ve yaymayı öğreneceksiniz. Mana kullanarak güçleneceğiniz bir şey değildir. Mananızı güçlendirmenin için kutsal güç barındıran herhangi bir şeyden takviye almanız ya da nefes tekniğiyle geliştirmeniz lazımdır."

"Şimdi. Karın boşluğunuza odaklanın. Nefes alışverişlerinizi sakin tutun. Diyaframınızdan nefes alın. Her nefes alışınızda karnınızda mananın biriktiğini düşünün. Hissedin. Yeteri kadar mana biriktiğinde kalbinize odaklanın. Tüm o manayı kalbinize yoğunlaştırın. Kalbiniz ağrısa bile vazgeçmeyin. Sonrasında o manayı yavaşça yayın. Gözlerinize yayın. Yayın ki mana dünyasını görebilin. Kulaklarınıza yayın. Yayın ki bir kelebeğin kanat çırpışını bile duyun . Parmak uçlarınızla yayın. Yayın ki manayı şekillendirin. Sonra tüm vücudunuza yayın. Yayın ki güçlenin. Yayın ki korunun. Yayın ki manayı hissedin"

Zemheri sakince Profesörün dediklerini yaptı. Önce nefes aldı. Nefesiyle beraber manasının karnında yoğunlaştığını düşündü. Ardından hissetti. Manayı kalbine götürdüğünde tüm vücuduna yaymaya başladı.

"Mana sizin yaşam gücünüz ve varlığınızdır. Tanrılar ve siz mamadan yaratıldınız. Sizler büyücü değilsiniz. Sizler element kullanıcıları değilsiniz. Sizler yaratık değilsiniz. Birer yarı tanrısınız. Sizler birer şövalyesiniz. Bazılarınız kılıç ustası olacak. Bazıları mızrak, bazıları kırbaç da usta olacaklar. Silahlarınızı mananızla bütünleştireceksiniz. Tekniklerinize aktaracaksınız."

Zemheri yavaşça gözlerini açtı. Herşey daha netti. Sanki başından beri böyleydi ama Zemheri farketmemişti. Bir karıncanın yürüyüşünü bile duyabiliyordu. Akademi çok daha farklı görünüyordu. Üstünde  anlamadığı desenlerde şeyler vardı. Okulun etrafını opal bir kalkan çevrelemişti.
Zemheri etrafı incelemeyi bırakıp öğrencilere döndü. Bazıları Zemheri gibi etrafına bakıyor, bazıları hala uğraşıyordu.

"Manamı nasıl şekillendirebilirim?" Dedi Zemheri profesör'e bakarak.

"Manayı şekillendirme in farklı yolları var. Element kullanarak mı, büyü yaparak mı, kılıç sallayarak mı şekillendireceğine sen karar vermelisin."Zemheri başını salladı. "Başarabilenlerle dersimiz bu kadardı. Arkadaşlarınızı rahatsız etmeden gidin."

Zemheri çantasını toplayarak çıktı. Diğer ders sahadaydı.

'Leydim.'

'Leydim'

'Leydim'

Zemheri sesi duyunca irkildi.

"Kimdir bu sesi uğuldayan, kimdir bu evrenin tanrıçasına seslenen?" Zemheri sadece adını sormak istiyordu lakin sözcükler ağzından iradesi dışında çıkıyordu.

'Leydim'in sahip olduğu tek şey.'

"Nedir Evren Tanrıçası'nın sahip olduğu?"

"Evren."

SOĞUK RUH|OuroborosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin